“Aklın çığlığıdır bu.
Dünyanın çilesini çekmiş bir aklın çığlığı.
Stéphane Hessel.
Yazarın 93. yaşında yazdığı bir kitap. Yazar halen 95. yılında.
Cumhuriyet yayınlarından yeni çıktı.
Stéphane Hessel, Alman asıllı, Fransız uyruklu.
İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız Direniş Örgütü’nde çalışıyor.
Gestapo tarafından yakalanıp Buchenwald toplama kampına gönderiliyor. Oradan kaçıyor.
Çile çekmiş bir akıl.
ÖFKELENİN diyor.
Direnişin Nedeni Öfkedir.
“Çok yoksullar ve çok zenginler arasında hiçbir zaman bu kadar derin bir uçurum olmamıştı; paraya hücum, rekabet hiç bu kadar teşvik edilmemişti.”
Kayıtsızlık: En Kötü Tavır.
“Doğrudur, öfkelenme nedenleri bugün o kadar açık seçik olmayabilir ya da dünya çok karmaşıktır. Kim emir veriyor? Kim karar veriyor? Bizi yöneten akımlar arasında bir ayrım yapmak her zaman kolay değildir. Büyük bir dünyada yaşıyoruz ve böyle bir dünyada her şeyin birbirine bağımlı olduğunu hissediyoruz. Bugüne dek görülmemiş bir bağımlılık içinde yaşıyoruz. Ama bu dünyada katlanılması mümkün olmayan şeyler var. Bunları görmek için iyi bakmak, aramak gerekir.
GENÇLERE SESLENİYORUM:
BİRAZ ARAYIN, BULACAKSINIZ.
EN KÖTÜ TAVIR KAYITSIZLIK, İLGİSİZLİKTİR,
‘BİR ŞEY YAPAMAM,
ELİMDEN BİR ŞEY GELMEZ,
BEN KENDİ İŞİME BAKARIM’ DEMEKTİR.
BÖYLE DAVRANDIĞINIZDA,
İNSANLIĞI OLUŞTURAN TEMEL DEĞERLERDEN BİRİNİ
YİTİRİRSİNİZ.
BUNUN İÇİN GEREKLİ OLAN DEĞERLERDEN BİRİNİ
ÖFKELENME YETENEĞİNİ
YİTİRİRSİNİZ.”
Böyle söylüyor Stéphane Hessel.
Dünyayı yaşamış çileli bir aklın sesini bize ulaştırıyor.
Sözlerinin arkasını da getiriyor Hessel:
“Direnişin ilk aşaması öfkelenmek, yaşanan haysiyetsizliklere kayıtsız kalmamak, infial duymaksa, ikinci ve belirleyici aşaması eyleme geçmektir.”
Yazar insanları şiddete çağırmıyor, tem tersine şiddetten kaçınmalarını öneriyor.
Onun eylem çağrısı ‘ÖRGÜTLENME’dir.
İnsanları mahalle derneklerinden Attac, Amnesty International gibi uluslararası sivil toplum kuruluşlarına, sendikalardan siyasi partilere örgütlenmeye çağırıyor.
Tarihin hiçbir döneminde paranın, sermaye sahiplerinin bu denli egemen iktidar olmadıklarını söylüyor. İnsanlar ve toplumlar arasındaki farklılıkların hiçbir devirde böylesine derin uçurumlara dönüşmediğini ve üstüne basa basa, “Çağımızın en baş düşmanının malileştirilmiş ekonomiler, yalnızca kâr ve verimlilik hırsıyla hareket eden sermayeler olduğunu” haykırıyor.
Filistin halkının uğradığı haksızlıklara karşı çıkıyor:
Direnmek yaratmaktır.
Yaratmak direnmektir.
Bir söyleşide Jean Michel Helwig soruyor:
Direniş Gecesi’nde yaptığınız konuşmada, sahnede 94 yaşında ne kelime, 24 yaşında genç bir adam vardı. Sürekli hareket halinde, neşeli ve umutlusunuz. Nedir bunun sırrı?
İşte Stéphane Hessel’in cevabı:
“Ben hayatım boyunca sosyalist oldum. Öyle öleceğim.
Ama öncelikle mutlu bir insanım.
Bu mutluluğumu, kadınlara, başta da anneme borçluyum.
Annem, ‘Daima, her koşulda mutlu olmayı bileceksin, mutluluk bulaşıcıdır, sen mutlu olursan etrafındakiler de mutlu olur, bu da yine senin mutluluğunu arttırır’ derdi.
Hep annemin sözünü tuttum.”
***
Dünyada, böyle insanların da yaşadığını bilmek, güç veriyor, mutlu ediyor.
ÖFKELENİN
KABUL ETMEYİN
HAREKETE GEÇİN...”
Yorum Gönder