ESEV’in tuttuğu ayna halkın çağdaş hedefler ve doğru çözümler peşinde olduğunu gösteriyor.
Araştırmadan
çıkan temel talep demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bunların sigortası
olan güçler ayrılığı ilkesine dayanan bir devlet düzenidir.
“Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?”
Araştırmaya
katılanların yüzde 56,2’si tercihini Meclis’ten yana kullanmış, yüzde
20,5 “Başbakan ve Hükümet” demiş, yüzde 23,3 ise Devlet Başkanı’nı adres
göstermiştir.
Bu çalışmanın analizinde “başkan” ve “başbakan”
cevapları düşük gelir gruplarında yüzde 30’lara vururken en yüksek gelir
grubunda “başkan” cevabı ancak yüzde 16, “başbakan” cevabı yüzde 7
oranında destek buluyor.
Bu grupta Meclis’i en yetkili kurum görmek isteyenler yüzde 77’ye dayanıyor.
Meclis sığınak gibi
Bu tablo halkın parlamenter sistemi benimsediğini gösteriyor.
Kamuoyu araştırmalarında itibarı diplerde gezinen Meclis bu araştırmada prestij elde etmiş bir duruma yükseliyor. Acaba neden?
Çünkü halk Meclis’i sığınak görüyor.
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin en çok yasama organı zararına çiğnendiğini fark etmiştir ve bundan tedirgindir.
Şu aşamadaki açık gerçek; Türk halkını başkanlık sistemini kabule ikna etmek imkânsız derecesinde zor olacaktır.
Ama Başbakan’ın şansını sonuna kadar kullanacağı da ortada.
Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker dün yine “Başkanlık sistemi değil diktatörlük getiriyorlar” diye bağırdı.
Az oy aldıkları için söylediklerinin gözardı edilmemesini istedi.
Toker’e göre “AKP’nin Şark kurnazları başkanlık sistemi diye tek adama diktatörlük yetkileri veren bir sistemi dayatıyorlar.”
Diktatörün adaleti
Başkanlık kolay kolay gelemez.
Bir kaza doğarsa, sistemin şartı olan kurumsal ve hukuksal alt yapı kurulmayacağı için rejim “melez” olacaktır.
Başkanlık sistemini isteyenler Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın yetkilerini tek elde toplama hayali kuranlardır.
Yasama ile yargıya bir arada hükmeden bir başkan diktatördür.
Onun tepeden darbe ile inmiş veya seçilmiş olması fazla bir şey değiştirmiyor.
12 Eylül darbesi lideri Evren’in şu sözü zorla veya oyla gelmiş tüm diktatörlüklere yakışan tipik bir savunmadır:
“Bir sağdan bir soldan astık sözüyle taraf tutmadığımızı, aksine bitaraf olduğumuzu anlatmak istedim!..”
Şimdi bu savunmaya “adaletini seveyim” demez misiniz?
Şartları eksiksiz yerine getirilmemiş bir başkanlık rejimi demokratik bir idare olamaz.
Sadece diktatör yaratır.
Seçim yapmak bu gerçeği değiştirmez.
Evren’i Cumhurbaşkanı yapan referandumdan yüzde 90’dan fazla EVET çıkmadı mı?
Yorum Gönder