İlyas Sönmez, Beytüşşebap’ta verdiğimiz 10 Mehmedimizden Piyade Uzman Çavuş Erdoğan Sözmez’ in babası.
Antalya’nın Kepez ilçesinde yaşayan Vanlı bir Kürt kökenli yurttaşımız .Deniz Baykal, iki CHP milletvekili ile beraber, taziye çadırında şehit babasına başsağlığı ziyaretinde bulunuyor.
Baykal, ölçülü ve her şehit cenazesinde söyleyebildiğimiz gönül alıcı sözlerle, yüreklere düşen ateşin acısını en aza indirmeye çalışıyor.
CHP’nin eski genel başkanı “Bir an önce yepyeni bir anlayışla bir araya gelmeli, durumu sorgulamalı ve yeni bir anlayışla Türkiye olarak bu durumdan nasıl çıkarız ona bakmamız lazım. Her bir evladımızla 70 milyon ölüyor, 70 milyon diriliyoruz. Tartışılması gereken pek çok hatalı tutum var. Bunları biliyoruz. Ama karşılıklı birbirimize fatura kesme zamanı artık geride kalmıştır.”
Hırçın bir politikacı olarak tanınan Baykal’ın bu soğukkanlı gözlemini, Erdoğan’ın okumadığı düşünülemez.
Eski ana muhalefet lideri gibi, bugün de onun halefi olan Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de, ülkeyi yangına çevirmeyi amaçlayan terör örgütüne yönelik mücadelede hükümetin eksikliklerini ve yanlışlarının üstüne gitmenin zamanı olmadığını söyleyerek, Başbakan’a tam destek veriyorlar.
Ancak o desteğin, Baykal’ın da Kepez’deki taziye çadırında belirttiği gibi “Yeni bir anlayışla, Türkiye olarak bu durumdan nasıl çıkarız” sorusunun karşılığını aramanın tek adresi, çalışmalarına 1 Ekim’e kadar ara vermiş olan parlamentomuzdur.
İktidar partisi, inatçı bir tutum izleyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, 1 Ekim’den önce toplamaya karşı çıkmaktadır.
Bu doğrultuda CHP milletvekilerinin yaptığı başvuru, çoğunluğun sağlanamayışı yüzünden başarılı olamamıştır.
AKP Meclis Grubu’nun, Erdoğan’ın buyruğu ile 14 Ağustos günü yapılan o çağrıyı boykot ettikleri 138’inci birleşimin Başkanvekili Sadık Yakut, elektronik yoklama ile çoğunluğun sağlanamadığını söylemiş, ama o günlerde terör örgütünün yol keserek CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasını da kınayan bir açıklama sonunda CHP ve BDP’li parlamenterler parlamentodan ayrılmışlardı.
Başbakanı olduğu ülkenin kentler arası yollarında dolaşma özgürlüğünün eşkıya tarafından önlenmek istenmesinden güvenlik kuvvetlerine eksik not çıkartıp, “Nerede yanlış yaptık” sorusuna cevap arayacağına Erdoğan, Hüseyin Aygün’ü eşkıya ile işbirliği yapmakla suçlama yöntemini seçmiştir.
Oysa TBMM’nin toplanarak ortak çözüm için tatilini sonlandırmasının tam zamanı değil miydi eşkıyanın bir milletvekilini dağa kaldırmış olması?
O günün manzarasının özeti, AKP iktidarının “Biz olmazsak Meclis de olmaz” anlamında bir meydan okuması olarak politik tarihimize düştüğü nottur!
İyi de bu tür kabadayılıkların zamanı mıdır?
İktidar partisinin her milletvekili gece başlarını yastığa koyarken bu soruyu kendilerine sorarak, aldıkları yanıttan vicdanları rahat ediyorsa uykuya dalmalıdırlar.
Çoğunluk partisinin milletvekilleri için TBMM 26 gün sonra, yani 1 Ekim’de toplanmalıdır.
Van’da Türk, Antalya’da Kürt olarak adlandırılmış olmanın garabetinden dert yanan şehit İlyas’ın ve öteki şehitlerimizin babalarının beklediği çözüm seçeneklerini tartışıp kararlaştırması için TBMM’yi ne zaman toplamayı düşünüyorsunuz Sayın Başbakan?
Yorum Gönder