Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın 3.5 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunduğu Ergenekon davasının 224. duruşması yapıldı. Duruşmaya eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Hasan Iğsız’ın da aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık katılmadı.
Silivri Cezaevi yerleşkesindeki küçük salonda gerçekleştirilen oturumu açan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, çağrılan tanıkların gelmediğini belirterek koğuşturma sırasında yaşamını yitiren İlhan Selçuk’un ifadelerinin okunacağını açıkladı. Başkan Özese, ayrıca 20 Haziran 2007’te tutuklanan ve tahliye edildikten bir hafta sonra 6 Temmuz 2008’de ağır hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren Kuddusi Okkır’ın, ve 2 Mayıs 2011’de yaşamını yitiren gazeteci, hukukçu Engin Aydın’ın da ifadelerinin okunacağını belirtti. Engin Aydın, 7 Ocak 2009’da gözaltına alınıp 9 Ocak 2009’da tutuklanmış ve 11 gün sonra tahliye edilmişti. 2. Ergenekon davasından yargılana Engin Aydın, kalp krizi soruncu 2 Mayıs 2011’de yaşamını yitirmişti.
Selçuk’un ifadeleri
Başkan Özese, duruşmada ilk olarak İlhan Selçuk’un 22 Mart 2008’de Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından alınan alınan ifadesinden bölümler okudu. İfade tutanağına göre, çok sayıda soru yöneltilen İlhan Selçuk, “Ben anayasal düzeni benimsiyorum. Anayasa’nın temel ilkelerine sadık kalındığı takdirde de hiçbir yöneticinin ihanet içinde olacağını zannetmiyorum” değerlendirmesi yapıyor
Atatürk’ün talimatı
Selçuk, ifadesinde Cumhuriyet Gazetesi’nin kuruluşunu “Cumhuriyet Gazetesi’nin Atatürk’ün talimatı ile 1924 yılında Cumhuriyet’in ilanı edildiğini duyuran Yunus Nadi tarafından istanbul’da kurulmuştur” diye anlatıyor. Ergenekon davasında sanık olarak yargılanan isimlerin sorulduğu İlhan Selçuk, “Veli Küçük’ü JİTEM başkanı olarak gazeteden duydum. Kendisi ile görüşmüşlüğün yoktur” yanıtını veriyor.İlhan Selçuk, İşçi Partili Adnan Akfırat’ta bulunan bir belgeye ilişkin soruyu şöyle yanıtlıyor: “Benim Çevik Bir liderliğindeki bir darbe girişimi hakkında bilgim yoktur. Belgedeki örgüt şemasında beni de sivil kanadın bir sorumlusuymuş gibi göstermişler. Bu tamamen saçmalıktır.”
Telefon görüşmeleri
Telefonları dinlenen ve dostları, iş arkadaşları, akrabalarıyla yaptığı görüşme tutanakları dosyaya konulan İlhan Selçuk’a savcılıkta bu görüşmelerden çok sayıda soru yöneltiliyor. İlhan Selçuk’a “Halazadem” diye tanıttığı Mehmet Benli ile özel telefon görüşmeleri de soruluyor. Selçuk, bir görüşmesini şöyle açıklıyor: “Bugün Türkiye’de Atatürk cumhuriyetinin yok olacağına yönelik ciddi bir korku ve kuşku vardır. Bazen dostlarım beni arayarak bu korku ve kuşkularını dile getirirler.”
İlhan Selçuk, gözaltındaki yorgunluğuna karşın ülke ve dünya siyasetine ilişkin şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Ülkemizin ılımlı bir İslam cumhuriyetine dönüştürülmesi için ABD tarafından organize edilen beynelmilel bir proje vardır. Bu projeye karşı halkın direniş göstermesini olumlu buluyorum. Burada ‘çatışma’ derken kast ettiğimiz iki fikir arasındaki çatışmadır. Buradaki çatışma sözcüğü ile hukuksal anlamda sivil toplum örgütleri ile örgütlenerek muhalefet etmeyi kastediyorum. Yoksa kast ettiğim hukuk dışı çatışma değildir. Hukuk dışı bir çatışma hiçbir zaman amaca hizmet edemez.”
İşimizle alakalı
İlhan Selçuk, dinleme kayıtlarında görüştüğü “İbrahim” adlı şahsın kim olduğunu ve görüşme içeriği ise şöyle açıklıyor: “Gazetemiz Genel Yayın Müdürü İbrahım Yıldız ile görüşmelerimiz işimizle alakalıdır. Benim gazetenin genel yayın yönetmeni ile yaptığım günlük görüşmeler sadece beni bağlar. Benim bu görüşmelerden herhangi bir örgütle bağlantılı oluduğumu düşünmek aşırı bir yorum olur.”
Rahmi Koç ile görüşmeler
İlhan Selçuk, işadamı Rahmi Koç ile görüşmesini ise “Rahmi Koç benim dostumdur. Sırası geldiğinde buluşur konuşuruz. Bu görüşmelerimiz çok değildir. Ama benim için bu görüşmeler önemlidir. Türkiye’de bu konumda bulunan bir insanın görüşlerini öğrenmek bir gazeteci için, benim açımdan önemlidir” diye açıklıyor.
Selçuk, telefon konuşmalarıyla ilgili soru üzerine şöyle ifade veriyor: “Belirttiğim gibi Atatürk Cumhuriyeti tehdit altındadır. İki tane kırmız çizgimiz vardır. Biri bölünmezlik, biri laikliktir. Bunların çiğnetmemeyi biz Atatürkçüler kendimize görev biliyoruz.”
Ekonomik kriz
Selçuk, bir konuşmasında geçen “ekonomik kriz çıkarsa” sözlerine “Türkiye’de her ne kadar ekonomi iyi idare ediyor gibi görünse de esasında yüksek faiz, borçlanma ve dışa bağımlılık devam etmektedir. Yine ülkenin limanları, yolları, köprüleri, bankaları, yani her şey satılmaktadır. Yani sata sata yiyoruz. Halkımızın bu ekonominin iyiye gittiği hayalinden uyanmasi için bir ekonomik bunalıma ihtiyacı olduğuna inanıyorum” diye açıklık getiriyor.
Selçuk, Mustafa Balbay ile görüşmelerini de şöyle açıklıyor: “Mustafa Balbay Ankara Temsilcisi olduğu için Ankara’da olan biten her şeyden haberdar olmak ister. Ve gazetecilik kokusu burada egemendir. Bu kapsamda Ankara büyükeliçi ile görüşmesi normaldir.”
Askeri darbe
Selçuk, askeri darbe üzerine bir soruyu “Bunlara karşıyımdır, velev ki bir askeri darbe olursa buna kendim ve başyazarı, imtiyaz sahibi olduğum gazete adına karşı çıkacağımın bilinmesi gerekiyor. Şu anda Türkiye’de bir darbe şarlarını olduğunu düşünmüyorum” diye yanıtlıyor.
Yorum Gönder