Türkiye gizli şirkin pençesinde kıvranıyor - Yaşar Nuri Öztürk

Geçen yazımızdaki ‘zâtü envât’ hastalığını ve bu hastalığın, sahabe neslini bile tevhit peygamberinden put istemeye itebildiğini göstermiştim.

Bu ne­den böy­le­dir? İn­sa­noğ­lu­nun şu­u­ral­tı as­la te­miz­len­mi­yor. Şu­u­ral­tı kir­li­li­ği­ne de­ği­şik açı­lar­dan ba­ka­bi­lir­si­niz. Gör­mez­lik­ten ge­le­me­ye­ce­ği­niz ger­çek, ça­ğı­mı­zın dev­le­rin­den bi­ri olan psi­ko­log Jung'un şu tes­pi­ti­dir: İn­san­lı­ğın şu­u­ral­tı, bir kol­ek­tif ba­tak­lık gi­bi sü­rek­li ko­ku çı­ka­rır. Kol­ek­tif geç­mi­şin en iyi te­miz­len­miş ya­ra­la­rı bi­le bi­rer irin ve pas ka­lın­tı­sı ha­lin­de şu­u­ral­tı de­po­sun­da sak­la­nır ve yüz­ler­ce mas­ke kul­la­na­rak ha­ya­tı­mız­da ar­zı en­dam eder.

Bu­nun için­dir ki Kur'an, ge­le­nek­le­ri ve es­ki­yi put­laş­tır­ma­yı in­san­lı­ğın yo­lu­nu vu­ran na­mert şirk zu­lüm­le­rin ba­şın­da gö­rür ve yüz el­li­yi aş­kın aye­tin­de in­san­lı­ğın dik­ka­ti­ni bu zul­me çe­ker. Şirkin omur­ga nok­ta­sın­da, ge­le­nek­le­ri ilah­laş­tır­mak var­dır. Ko­lek­tif şu­u­ral­tı­nın iri­ni bu­dur. Bu irin­den bün­ye­si­ni te­miz­le­me­yen bir ben­li­ğin şirk marazından kur­tul­ma­sı ha­yal bi­le edi­le­mez.

Bu ko­nu­da sa­hip bu­lun­du­ğu­muz tek kur­tu­luş ge­mi­si, vah­yin me­saj­la­rı­nı top­la­yan Kur'an'dır. Kalıntılarını ta­şı­dı­ğı­mız şirk il­le­ti­nin şu­u­ral­tı­mı­za yığ­dı­ğı gö­rün­mez, fa­kat yön­len­di­ri­ci ko­lek­tif iri­ni­ni an­cak Tan­rı ki­ta­bı­nın za­ma­na ye­nik düş­me­yen şu­a­la­rı eri­tip te­miz­le­ye­bi­lir.

Hz. Muhammed, irinli şuuraltının ileriki zamanlarda ümmetinin hayatında hortlamaması için çok büyük mücadeleler verdi. Hatta denebilir ki, onun bütün mücadelesi bu şirk şuuraltının hortlamasına yönelik bir mücadele olmuştur. Unutmayalım, Kur’an, tek düşman olarak zulmü göstermekte ve şirki de zulümlerin en büyüklerinden biri olarak tescil etmektedir.

Hz. Mu­ham­med'in en­di­şe­si­nin bo­şu­na ol­ma­dı­ğı­nı ta­rih bi­ze gös­te­ri­yor. Hak El­çi­si'nin ve­fa­tının hemen ardından şirk il­le­ti dep­reş­miş­tir. İs­lam, de­ği­şik kül­tür­ler­le te­mas edip de­ği­şik çev­re­ler­ce yo­ru­ma uğ­ra­tıl­dık­ça Kur'an'ın tev­hit me­sa­jı yoz­laş­ma­ya ma­ruz kal­dı ve Zâtü Envât tut­ku­su, sa­de­ce ağa­cı, ta­şı, tür­be­yi, du­va­rı de­ğil, baş­ta Hz. Pey­gam­ber ol­mak üz­ere bir­çok in­sa­nı da şirk aracı yaptı.

Ön­ce­lik­le Hz. Mu­ham­med'in çeh­re­si de­ğiş­ti­ril­di. Sa­ka­lın­dan ke­sil­di­ği söy­le­nen tüy­ler, tev­hit di­ni­nin ma­be­din­de kuy­ruk­lar oluş­tu­ran in­san­la­ra öp­tü­rül­dü. Tev­hit peygamberinin, le­ke­len­me­me­si için on­ca gay­ret gös­ter­di­ği mes­cit­ler ona hür­met adı al­tın­da şirk ka­lın­tı­la­rıy­la dol­du­rul­du. 


MÜŞRİK ŞUURALTI HER YANI İSTİLA EDİYOR


Bu­gün tüm İs­lam dün­ya­sı, o ara­da Ana­do­lu, kor­kunç bir ‘gizli şirk’ (tabir, Peygamberimizindir) il­le­ti­nin pen­çe­sin­de kıv­ran­mak­ta­dır. Mas­ke­li şirk, ru­ha­ni­yet, er­miş­lik, ‘ule­may-ı fi­hâm, mesâ­yi­hi ki­ram ha­za­râ­tı­na, sa­kal-ı şerîfe, tür­be-i mü­ba­re­ke­ye, mekaa­bir-i ev­li­ya­ya hür­met’ adı al­tın­da tev­hi­din öl­çü­le­ri­ni bir­ bir yık­mak­ta, kit­le­le­ri sin­si bir şirkin kah­rı al­tın­da inim inim in­let­mek­te­dir. Bu vahim şirkin en bü­yük za­ra­rı ise ger­çek Al­lah adam­la­rı­nın töh­met al­tın­da kal­ma­la­rı ol­mak­ta­dır. Şap­la şe­ker, ku­ru ile yaş bir­bi­ri­ne ka­rış­mış­tır.

Tevhidi vicdanına egemen kılmış benlikler, Kur'an pen­ce­re­sin­den ba­karak şu­nu gör­mek­te­ler: Ana­do­lu, şirk hastalıklarının kah­rı al­tın­da ya­nıp kav­ru­lu­yor. Ya­rı ilah ve­ya ka­muf­le edil­miş sah­te pey­gam­ber du­ru­mun­da bir yı­ğın ‘yol vu­ru­cu maskeli müşrik’ or­ta­lı­ğı sar­mış­tır. Bun­la­rın için­de Al­lah­lı­ğı­nı, pey­gam­ber­li­ği­ni açık­ça ilan eden­ler bi­le var­dır. Gö­ren göz­ler için­se bun­lar bi­rer Mü­sey­li­me­tül Kezzâb (ya­lan­cı pey­gam­ber) hort­la­ğı­dır. Genç­lik; ru­ha­ni­ye­te, er­miş­li­ğe da­vet adıy­la bu Mü­sey­li­me bo­zun­tu­la­rı­nın he­ge­mon­ya­sı al­tı­na çe­kil­mek­te­dir. Bun­la­rın sö­mü­rü­le­ri­ne hammad­de ha­zır­la­mak için din, âde­ta Kur'an düş­man­lı­ğı­yla, ilim ve akıl­dan tik­sin­me­yle eşit ha­le ge­ti­ril­miş­tir. Kit­le­nin akla ve Kur'an'a dö­nü­şü­nü ha­yal et­mek bi­le bu müşrik bezirgânların ne­fe­si­ni kes­mek­te­dir. Va­ro­luş­la­rı­nı, di­nin akla ve Kur'an'a tes­lim edil­me­si­ne yö­ne­lik ümit ve gay­ret­le­ri et­ki­siz kıl­ma­ya bağ­la­mış­lar­dır.

Ger­çek di­ne say­gı­lı ben­lik­ler ses­le­ri çık­tı­ğın­ca hay­kı­rı­yor­lar:

Te­miz ve koz­mik bir ka­na ih­ti­yaç var! Maskeli şirk iri­ni­ni bi­rey­sel ve sos­yal bün­ye­miz­den ata­cak bu Lev­hi Mah­fuz kay­nak­lı kan Kur'an'da­dır.


İn­sa­nı­mı­za ilan edi­yo­ruz: Di­ni Kur'an'a tes­lim edin, hu­ra­fe ve şirk ti­ca­re­ti­ni dur­du­run. Yok­sa tev­hi­din sa­hi­bi olan kud­ret ‘sûr’a üfü­rül­me­si­ni em­re­de­cek­tir. Onun şu uya­rı­sı­nı ar­tık din­le­yin:

"Zulmedenler, hangi devrime uğrayıp baş aşağı döneceklerini yakında bilecekler." (Şuara, 227)

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget