Teröristler (!) tutuklandı - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, adına özel yetkili mahkeme denilen kuruluşlar Türkiye’yi yönetiyor. Türkiye’nin siyasetini, Türk Ordusu’nun komuta kademesinde kimlerin yer alıp almayacağını onların hakim ve savcıları belirliyor.
Adına “Demokrasi (!)” denilen bir rejimde bunların olması mümkün değildir.
AKP bu olayı yakın zamana kadar kendi çıkarları doğrultusunda götürdü.
Ülkemizden yükselen tepkileri hiçbir zaman dikkate almadı çünkü yargı ve özellikle de özel yetkili mahkemeler -ne yazık ki- iktidarın elinde.
Şimdi ise yurtdışından çok ciddi tepkiler gelmeye başladı.
ABD ve AB bu gidişe karşı çıkıyorlar.
“Hop dedik, frene basın” diyorlar.
Özellikle İstanbul’da bilemediniz özel yetkili mahkemelerin 40-50 hakim ve savcısı Türkiye’nin geleceğini belirlerken bakınız neler oluyor:
- İktidar karşıtı yurtsever insanlar içeri tıkılıyor. Bir tutuklanan bir daha bırakılmıyor.
- Halkın seçtiği milletvekilleri aynı durumda.
- Davaların ne zaman biteceği, kararların ne zaman açıklanacağı belli değil.
- Bırakın onu da bir yana, gerekçeli kararların nasıl, ne zaman ve hangi yasal gerekçelerle yazılacağını da bilen yok.
***
İşin dozunun kaçtığını artık iktidar da görüyor. Tayyip nboşuna demedi “Bunlar devlet içinde devlet oldular” diye....
İyi de, o halde bu konuya niçin çözüm bulmuyorsun beyefendi?
Çözüm senin elinde. Ortada demokrasi falan olmadığına göre, verirsin bir emir ve gerekli yasal düzenlemeyi yaptırırsın.
Son günlere kadar kamuoyunda böyle bir umut oluşmuştu. Bir çözüm bulunacaktı.haberguncel.blogspot.com
Ancak AKP’nin koalisyon ortağı olan Fetullah kesimi böyle bir düzenlemeye şiddetle karşı çıktı. Gazete ve televizyonlarında günlerdir feryat ediyorlar, haykırıyorlar. “Böyle bir yasal düzenleme yaparsanız hep birlikte mahvoluruz, sonra bizden hesap sorarlar” diye bağırıyorlar!...
***
Tayyipgiller iktidarı sonunda hidayete erdi. Fetullah ekibinden gelen sözlü eleştirileri de dikkate aldı ve Bülent Arınç “Böyle bir çalışmamız yoktur” diye açıklama yapmak zorunda kaldı.
Dün Tayyip bu konuda konuştu:
“Her şey olabilir.”
Fenerbahçe-Galatasaray maçı tahmini mi yapıyorsun be mübarek!
Dikkat ediniz, bunların hep uyguladıkları ilginç bir taktik var:
İşin ucunu gösteriyorlar, sonra geri çekiyorlar!
Tutuklu milletvekilleri olayında böyle yaptılar. Verdikleri demeçler üzerine kamuoyu umutlanmıştı! Yasal düzenleme yapıp onların tahliyesini sağlayacaklardı. Sonra vazgeçtiler!
Aynı olayı bu kez özel yetkili mahkemeler için gündeme getirdiler.
Önce kamuoyuna umut pompaladılar:
Bunların bazı yetkileri ellerinden alınacak, sonra çok sayıda tutuklu tahliye edilecekti!
Yine ucunu göstermişlerdi, dün geri çektiler.
***
Böyle bir polis devletinde, demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, temelinde topluma salınan korku olan bir rejimde bunların özel yetkili mahkemelere şu veya bu biçimde dokunmaları, onların yetkisini kısıtlamaları asla söz konusu olamaz.
Özel yetkili mahkemelerin tüm hakim ve savcıları, o göreve AKP’nin HSYK’sı tarafından atandılar.
Dolayısıyla onlar kamuoyunda AKP’nin mahkemeleri olarak biliniyor.
Toplumda yaratılan korkunun ve sindirme operasyonlarının temelinde bu mahkemeler yatıyor.
Geçmişte bu mahkemelerin bazı hakim ve savcıları, sanıklara
“Anlayışla” davranırdı. Dosyalar okunur, suçsuz bulunanların tahliyesi istenir, ya da tahliye edilmelerine karar verilirdi.
Bu doğrultuda karar veren hakim ve savcıların tamamı görevden uzaklaştırıldı.
Bazısı başka yerlere atandı, bazısı emekli olmak zorunda bırakıldı. İktidar, bu özel yetkili mahkemelerin yetkilerini azaltamaz....
Çünkü bunlar, ülkemizde uygulanan ve demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan korkutma ve sindirme rejiminin temel unsuru olmuş durumda.
***
Dahası var! Bu özel mahkemeler siyaseti yönlendirmeye, haksız tutuklamalar yapmaya ve bir tutukladığını bir daha bırakmamaya başlayınca, toplum ikiye bölündü.haberguncel.blogspot.com
İktidar ve onun koalisyon ortağı Fetullah kesimi bu mahkemelerin verdiği her karara alkış tutuyor, övgüler yağdırıyor.
Onlardan olmayan çok büyük bir kesim ise mahkemelerin tavrını belgelerle eleştiriyor, hukuk dışına çıkıldığını, mahkemelerin siyasete alet edildiğini savunuyor... Çünkü işin tadı kaçırıldı.
Düşünün ki, AKP iktidarı döneminde Genelkurmay Başkanı olan
İlker Başbuğ, aylardır Terörist” damgasıyla Silivri’de yatırılıyor!
Başbuğ’la yıllarca birlikte çalışan Tayyip’ler mayyipler onun terörist olduğunu anlamamış ve bunu anlayan sadece özel yetkili mahkemeler olmuş!
O halde bu rezaletin hesabının da özellikle Abdullah-Tayyip ikilisinden sorulması gerekmez mi?
Arkadaş, siz ayakta mı uyuyordunuz? Nasıl oldu da bir teröristi Genelkurmay Başkanı yaptınız, ona devletin en önemli sırlarını emanet ettiniz?
Bu hesap günün birinde mutlaka sorulmalıdır.
***
Devletin emekli veya görev başında olan generalleri, amiralleri, her rütbeden komutanları, rektörler, bilim adamları, siyasetçiler, hukukçular, gazeteciler, hepsi aynı gerekçeyle içeride tutuluyor:
Terörist!.. Darbeci!..
Size çok açık bir itirafta bulunmak istiyorum sevgili okuyucularım. Bu insanların yargılama aşaması devam ettikçe, içimde hep bir endişe vardı:
Mahkemeler bunların terörist veya darbeci olduğunu kanıtlayacak, benim gibi düşünen herkes mahcup olacak ve bu konudaki inançlarımızı 180 derece değiştirmek zorunda kalacağız.
Tutuklamalar başlayalı beş yıl oldu. Herkes cezaevinde...
Ama gelin görün ki, yapılan yüzlerce duruşmada ne Ergenekon silahlı terör örgütü (!) ortaya çıkarıldı, ne de Balyoz ve benzeri darbe (!) örgütleri.
Üstelik duruşmaların ne zaman biteceğini bilen yok. Yüzlerce kişi için gerekçeli kararların nasıl yazılacağını hukukçular bile bilmiyor.
***
Ben neden korkuyorum biliyor musunuz? Bu davalardan tutuklanan insanların çoğunun ciddi hastalıkları var.
Bunların tedavisi yapılmıyor. Haberal olayında olduğu gibi, tedavi eden hekimler de tutuklanıyor!
Dahası, bu tutukluların çoğu yaşı ilerlemiş insanlar. Bazıları 80 ’e merdiven dayamış.
Allah korusun diyorum ama cezaevlerinde birbiri ardına ölümler olmaya başlarsa, bunun hesabını kim verir, nasıl verir?haberguncel.blogspot.com
Hükümetin ve mahkemelerin şansı varmış, bugüne kadar (Kuddusi Okkır ve kahraman Kaşif Kozinoğlu dışında) çok az ölüm oldu. Bazı kanser hastalarını ise tahliye etmek zorunda kaldılar.
Bu haksız tutuklamalar devam ederken ya birbiri ardına birkaç ölüm gelirse!..Ya cezaevlerinden cenazeler çıkmaya başlarsa!..
Unutulmasın, bu ağırlığın altında önce Tayyip ezilir, sonra iktidarı, sonra da o insanları o koşullarda içeride tutanlar.
Çok zor durumda kalırlar.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget