Yeni Küresel Dengeler ve Türkiye - Erol Manisalı

ABD ve Çin arasındaki rekabet ve “örtülü çatışma” dünyada küreselleşme ile kutuplaşmanın atbaşı gitmesine neden oluyor.
- Akdeniz’den Pasifik’e uzanan hatta, ABD Çin’in önünü kesmeye çalışıyor.
- Çin ise Rusya, Hindistan, İran ve kimi Türki cumhuriyetlerle Asya’daki konumunu güçlendiriyor.
- Kıta Avrupası’nın büyüklerinin Çin’e ihtiyaçları var. ABD’ye “aşırı yandaş olma lüksleri yok”, iktisadi koşullar bunu gerektiriyor.
- Hindistan, “Asya-Pasifik merkezli yerini sağlamlaştırmak için” Çin’le yakınlaşmaya başladı; ABD ile de iyi ilişkiler içinde.
- Japonya 2000’li yıllarda “yeni Asya politikasını” inşa etmeye başladı. ABD’ye eskisi kadar bağımlı olmak istemiyor, Çin’de yatırımlarını arttırma çabasında, ucuz işgücünden o da yararlanmak istiyor.
Asya büyükleri ile “Batı” arasındaki çekişme ve rekabet “ABD-Çin kutuplaşması doğrultusunda oluşuyor”. “Hem sistemin parçası olmak hem de sistem içinde çatışmak” çelişkisi yaşanıyor.
Türkiye küresel çatışmanın ortasında
Türkiye bütün bu küresel çatışmaların tam ortasında bulunuyor. Ülkenin iç dinamikleri, küresel ve bölgesel çatışmalarla “asimetrik etkileşim içinde”.
- Hükümet, İslami değerlerini öne çıkarmasına karşın ABD ve AB politikaları ile tam bir uyum gösteriyor. Son örneği, Suriye.
- Bu durum kimi Arap ülkeleri ve İran ile Ankara’nın karşı karşıya gelmesine yol açıyor.
- Ayrıca Türkiye, Rus doğalgazına aşırı ölçüde bağımlı bulunuyor.
- Küresel dengeler Asya-Pasifik merkezli gelişirken Ankara da gerekli değişiklikleri yapmak gereğini duyuyor. Ancak ABD ve AB angajmanları bunu sınırlıyor ve Ankara’yı çelişkili bir konuma itiyor.
Bu arada AB’deki daralma ve krizler Türkiye’yi yeni pazarlara yönelmek zorunda bırakıyor. Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, İran bu bağlamda önem kazanıyor.
İktisadi ve siyasi öğeler karşı karşıya
ABD ve AB’nin ekonomik olarak görece küçülmeleri, askeri ve siyasi faktörleri öne çıkarmalarını zorunlu kılıyor. Askeri ve siyasi olarak kutuplaşma eğilimlerine karşın ekonomik olarak küreselleşme baskısı öne çıkıyor.
Çünkü ortak çıkarlar bunu gerektiriyor. Askeri ve siyasi olarak yukarıdan aşağıya ve tek yanlı baskılar söz konusu iken, iktisadi olaylarda sistem farklı çalışıyor; katılımların yaygınlaşması yeni “dışsallıklar” yaratıyor.
Çin ve Hindistan gibi büyükler iktisadi avantajları ve üstünlükleri ile yeni küresel düzen içinde konumlarını güçlendiriyorlar.
ABD ise askeri ve siyasi öğeleri öne çıkararak küresel üstünlüğünü korumaya çalışıyor.
Ankara ne yapmalı?
Asya ile Batı arasında, Ortadoğu konusunda meydana gelen “yeni kutuplaşmalar”, Ankara’yı zor durumda bırakıyor.
- Suriye konusunda ABD ve AB’nin yanında yer alan Ankara, Rusya ve Çin’le bölgede karşı karşıya kalıyor.
- Ancak Türkiye’nin Rusya ve İran’a, ekonomik nedenlerle büyük ihtiyacı var. Rusya ve İran’ı “idare etmeye” çalışıyor. Ama nereye kadar?
Ankara daha tarafsız bir tutum izlemek zorunda. Kutuplaşmanın bir parçası haline gelirse “yeni soğuk savaşta, bedel ödeyecek ülkelerden birisi olabilir”.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget