Ortadoğu, mezhep çatışmalarının, köktencilerin, emperyalist güçlerin, sömürgeci zihniyetin sarmalında bir bilinmeyene doğru hızla sürükleniyor...
Mısır’ın Tahrir Alanı’nda yakılan ateş neydi?
Devrim ateşi mi yoksa Müslüman Kardeşler’in iktidara gelme sürecinin başlaması mı?
Sonucu hep birlikte gördük seçimlerde...
Öncesine bakalım isterseniz...
Sokağın gücü Mısır’da Hüsnü Mübarek’i deviremedi. Deviremeyince ABD ve asker devreye girdi. Mübarek gitti. Seçimler yapıldı, ABD’yle uzlaşan Müslüman Kardeşler sandıktan birinci parti çıktı.
Libya’da yaşananlar ortada...
BM, Kaddafi yönetimindeki Libya’ya yaptırım uygulamak için Çin ve Rusya’dan “evet” oyunu alınca kan gövdeyi götürdü. Bu uygulamadan Çin ve Rusya kaygı duydu. Daha doğrusu dersini aldı.
İki ülke Suriye’de Esad rejimine karşı BM’den karar çıkmasına bu nedenle “hayır” diyor.
ABD, demokrasi ve özgürlük adıyla ortaya attığı Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirebilmek için her yolu deniyor.
Irak ve Libya tamam!
Irak uzun sürdü ama Libya’daki proje çok kısa sürede hayata geçti.
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, BOP’un Suriye ayağının kurulmasında başı Suudiler çekiyor, demokrasi ve özgürlükler adına.
Çok komik!
Kadınlara otomobil kullandırmayan, markete tek başına göndermeyen, futbol maçlarını izletmeyen Suudiler hiçbir Ortadoğu ülkesi için “demokrasi” dersi veremez.haberguncel.blogspot
Bahreyn’deki özgürlük mücadelesini tanklarla bastıran Suudiler değil miydi?
***
Suriye’de Esad rejimini içeriden devirme senaryoları şimdiye dek gerçekleşmedi.
Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi?
BM’de oylama öncesi Humus’ta bir katliam yapıldığı öne sürüldü.
Bu bir tezgâhtı!
İsyancıların 13 askeri öldürdüğü söyleniyordu önce.
Sonra Humus’un bombardıman altında olduğuna ilişkin görüntüler yayımlandı.
İlk kışkırtmadan, tezgâhtan söz eden yoktu!
Bir baktık ki yabancı ajanslar kışkırtıcılık yapıyor:
“PKK’liler Esad güçleriyle birlikte halka ateş açıp öldürüyor!”
Çok tehlikeli bir oyundu bu... Türkiye’nin en duyarlığı olduğu PKK konusu, birileri tarafından ortaya atılmıştı.
Amaç apaçık belliydi...
Türkiye’yi savaşa çekmek!
Suriye’deki mezhepsel savaşta taraf rolü oynamak, bir başka deyişle Başbakan Erdoğan’ı Selahaddin Eyyübi gibi gösterip, Türkiye’nin liderliğinde Filistin’e değin uzanan yeni bir coğrafya oluşturmak.
Bu görüş bir toplantıda konuşan tarih profesörünün, benim değil.
Dahası da var:
“Kurtuluş Sünni Türkiye’nin liderliğinde olmalı!”
Şaka değil aynen böyle gelişti olaylar ve bugüne gelindi.
Bir de baktık ki ABD Büyükelçiliği’ni kapattı, İngiltere, Fransa ve İtalya elçilerini geri çekti.
Asıl olan bundan sonrası...
BM tasarısına tam destek veren Türkiye bundan sonra ne yapacak özellikle İran’la ilişkiler nasıl olacak?
Suriye en yakın komşumuz...
Silah sesleri sınır köylerinden duyuluyor...
9 bin Suriyeli yaşıyor çadır kentlerde.
***
Türkiye, Ortadoğu’da ve özellikle Suriye’de yaşananları sağduyuyla izlemek zorunda.
Suriye’den gelen haberler hep yabancı kaynaklı ve ne olup bittiğini tam anlamış değiliz.
Rusya, Çin ve İran’ın Esad’a verdiği destek göz ardı edilemez.
Mısır ve Libya’da yaşama geçen senaryonun Suriye’de tutacağına inananlar sanırım yanılıyor.
Çünkü Çin ve Rusya’nın aklı başına geldi...
Bu nedenle Esad rejimini sonlandırmak o denli kolay olmayacak.
Özgür Suriye ordusu gelecek aylarda daha çok kayıplar verebilir ve Türkiye’ye Sünni sivillerin, isyancıların kaçışları artabilir.
Unutmayın, isyancıların arkasındaki güç Müslüman Kardeşler ama Hizbullah da Esad’ın yanında.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Suriye’den gelenlere kapımız açık” dese de Türkiye göçmenleri nasıl barındıracak?
***
Peki, ya işler tersine dönüp, Suriye NATO güçlerince vurulursa ne olacak?
Uçaklar nereden kalkacak?
Uçaklar elbet Adana İncirlik’ten ve Akdeniz’den kalkacak.
Peki, İran ne yapacak, seyredecek mi sadece?
Türkiye’yi zor günler bekliyor....
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder