Önüne arkasına bakmadan 28 Şubat’ı karalayan TV dizileri, yazılı medyada demokrasimizin kara günü diye
suçlayan yorumlarla yaratılan havadan sonra…
…28 Şubat’tan aldığı derslerle kurduğu AKP’yi iktidara getiren RTE’nin, milli eğitimi millilikten çıkarma girişimi beklenen bir gelişmeydi.
Bu nedenle 4+4+4’ün bu denli şaşkınlık yarattığını anlamakta zorlanıyor insan .
Sanki AKP çağdaş laik eğitime gönül vermiş de birden bu temel ilkeden vazgeçiyormuş gibi; kimi sivil toplum örgütleri, az sayıda yazar, çizer, eğitimci hep bir ağızdan iktidarı öneriyi geri almaya çağırıyorlar.
Kimileri de kadındır, derdimizi anlar diye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e başvuruyor. Zorunlu eğitimi 5 yıldan 4 yıla indiren AKP önerisine “karşı çıkmaya” davet ediyor.
***
AKP önerisi RTE’nin ilan eylediği dindar nesiller yetiştirmeyi öngören projesinin bir dalı.
Şimdi sormak lazım: TÜSİAD gibi sivil toplum örgütleri, kimi eğitimciler, kadın yazar ve milletvekilleri karşı çıkıyor diye, imam hatiplerin orta kısımlarını açan öneriden; RTE gibi imam hatibe kafadan bağlı bir insan vazgeçebilir mi?
4 yıl zorunlu eğitimden sonra, örneğin kız çocuklarının açıköğretim adı altında evde oturacaklarını; ya koca bekleyeceklerini ya da evde, tarlada çalıştırılacaklarını öne sürüyorlar.
RTE, “İslam anlayışına göre kadının yeri evdir. Kocasına hizmettir” diyemedi ama kadınlara, evde otursunlar diye en az üç çocuk doğurmalarını salık verdi.
Kuşkusuz bu anlayışta olan bir siyaset adamı; elbette kızların üç çocuk doğurarak vatana millete, tabii dinine bağlı nesiller yetiştirmesini temel kural olarak benimseyecek!
***
1930’lardan beri 5 yıl olan zorunlu eğitimin 4 yıla indirilmesi cumhuriyet kazanımlarına vurulmak istenen darbe diye eleştiriliyor.
Bu eleştirileri öne sürenler; galiba hangi iktidarın yönetiminde yaşadıklarını unutuyorlar.
RTE ve AKP kadroları, on yıldır her aşamada zaman ve zemin yaratarak cumhuriyetin temel kurallarını, geleneklerini ve de yasalarını bir bir eskiye dönüştürüyor.
4+4+4’ü, “geriye dönüş” eleştirilerini, bir de bakarsınız gün gelir, RTE ve kadrosu, “Ne münasebet ileriye yürüyüş” diye savunabilirler ve kuşkunuz olmasın, çenesi bol ilim bilim esnafı, kimi yazarlar ve hatta ünlü TV sunucuları da öneri yasalaşırsa...
…“RTE haklı. Çocuklarımız dinlerini öğrenmeden mi büyüyecekler? İkinci 4 yılın imam hatiplere açılması doğru” diye yorumlayabilirler...
12 Eylül anayasasına MB Komitesi son biçimini verirken; okullarda zorunlu din derslerinin anayasaya girmesine karşı çıkanlara Devlet Başkanı Org. Kenan Evren, “Bana gelen mektuplarda analarla babalar, ölürken çocuklarımız başucumuzda dua okumadan yetişiyorlar diye şikâyetçi oldular” dedi, bastırdı ve zorunlu din dersleri anayasaya girdi.
12 Eylül kafasıyla RTE kafası arasında fark var mı?
***
Kurultaylara bir gün kala karşılıklı açıklamalar gırla. Bu arada hangi TV’yi açsan CHP’yi masaya yatıran, eleştiren, az da olsa öven veya CHP’ye olumlu irdelemelere de rastlanıyor.
Son olarak Kanal Türk’te izlediğimiz bir programda altı konuşmacı uzun tartışmalar arasında CHP’nin sosyal demokrat bir partiye dönüşmesinde birleştiler.
Bu saptama CHP’nin iddia ettiği gibi sosyal bir demokrat parti olmadığının altını çiziyor.
TV’lerdeki ve gazetelerdeki yorumlarla, AKP yanlısı diye nitelenen Andy-Ar’ın; “yeni bir sosyal demokrat partiye (yüzde 71.4) ihtiyaç” olduğunu saptayan anket sonuçları örtüşüyor.
Parti de farkında bu gerçeğin. Sosyal demokrat olmanın öncelikli koşulu yeni bir program hazırlığında. Tabii sosyal demokrat olacağız derken AKP’leşmek kaygısıyla birlikte.
Sosyal demokrat olmak kolay değil…
Nasıl ki kimilerinin beklediği gibi Kemal adının önüne Mustafa’yı koyarak Mustafa Kemal olunamayacağı gibi...
Yorum Gönder