İslamabad Deklarasyonu - Mehmet Ali Güller

16-17 Şubat’ta gerçekleşen İran – Afganistan – Pakistan zirvesi, iki nedenle tarihiydi ve önemliydi:
Birincisi, ABD saldırısı altındaki ülkelerin nasıl direneceğine işaret etmesi bakımından önemliydi. Tahran, İslamabad ve Kabil, direnişin bölgesel ittifak oluşturmaktan geçtiğini gösterdiler.
İkincisi ise Büyük Ortadoğu’da Amerikan gücünün gerilediği boyutu göstermesi bakımından önemliydi .
Kuşkusuz her iki durum da birbirinin hem nedeni, hem de sonucudur.
TALİBAN’LA KİM MÜZAKERE EDECEK?
2001’den bu yana Afganistan’ı işgal eden ABD, Taliban direnişi karşısında 2008’den itibaren bir çıkış yolu aradı. Washington önce Afganistan stratejisini yeniledi ve Obama döneminde Af-Pak stratejisine çevirdi. Ancak bu, tersine ABD’nin Pakistan’la ilişkililerini hızla bozdu.
Son altı ayda Washington ile İslamabad’ın nasıl bir gerilim içine girdiklerini ve ABD’nin Pakistan’ı nasıl kaybetmeye sürüklendiğini bu köşede bir kaç kez incelemiştik.
ABD, Afganistan’dan çıkış için son olarak Taliban’la müzakere etme yöntemi izlemeye başladı. Washington, Taliban’ın Katar’da açacağı resmi bir temsilcilik üzerinden müzakere sürdürecek ve 2013’te bu ülkeden çekilecekti. Ancak Hamid Karzai, Afgan yönetiminin müzakere süreci dışında tutulmasına itiraz ediyordu…
BÖLGESEL SORUNLARA BÖLGESEL ÇÖZÜMLER
Geri çekilmeden önce Taliban ile barış imzalayarak, bölgedeki kontrolünü bir şekilde sürdürmek isteyen ABD’nin bu hamlesine Tahran, ittifakla yanıt veriyor şimdi…
Tahran’ın inisiyatifiyle gelişen ve son iki yılda üçüncü kez düzenlenen üçlü zirvenin sonuncusunda, İslamabad’da ABD’ye üç önemli mesaj verildi.
1. İran – Afganistan – Pakistan üçlüsü, ABD’ye “Taliban’la görüşmek senin tekelinde değil” mesajı verdi.
Karzai’nin daha önce birçok kez dile getirdiği bu mesaj, bölge ülkeleri tarafından da paylaşılmış oldu. Nitekim Washington, müzakerelerin üçlü yapılacağının sinyali vermeye başlamıştı.
2. İran – Afganistan – Pakistan üçlüsü ABD’ye “sen olmadan da bölgeye barış ve istikrar getiririz” kararlılığı gösterdi.
“Bölgesel sorunlara, bölgesel çözümler” sağlanabileceğini vurgulayan İran Cumburbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, bölgeye yabancı müdahalesinin yararttığı sorunlara dikkat çekti.
3. “Bölge ülkeleri birbirinin tamamlayacısı olmalı” diyen İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, ABD’nin etkisini daha da kıracak işbirliği modeli geliştirdi.
Nitekim Tahran bu bölge merkezli politikayı ülkenin batısında Lübnan, Suriye ve Irak’la, doğusunda da Afganistan ve Pakistan’la uyguluyor.
BÖLGE İSTİKRARININ SAĞLANMASI
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, İslamabad Zirvesi sonrası yayımladıkları ortak deklarasyonda, işbirliğinin daha da geliştirilmesi mesajını verdiler.
İslamabad deklarasyonunda, bölge istikrarının sağlanması, barış ve güvenlik alanında işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Geniş kapsamlı işbirliği, Afganistan’ın yeniden yapılandırılması ve kalkınmasına destek, yararlı işbirliği alanlarında uygulanabilir adımlar atılması, siyasi, güvenlik, eğitim ve ekonomik alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi konuları da, İslamabad deklarasyonunun önemli maddeleri arasında yer aldı.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget