Hiçbir Haksızlık Gizli Kalmaz! - Zeynep Oral

Son günlerde kucağımdan düşmeyen bir eser, beni dünle bugün arasında, bugünle yarınlar arasında getirip götürüyor...
İstanbul Bilgi Ünüversitesi'nin yayımladığı "Nâzım Hikmet'in Açlık Grevi" adlı dosya/kitaptan söz ediyorum. Bu, muhteşem bir esen Bir döneme tanıklık etmekle kalmıyor, sanki Nâzım Hikmet,e elinizle dokunuyorsunuz. Nâzım Hikmet'in sözcüklerine, tuttuğu notlara, yazdığı mektuba, mektubu koyduğu zarfa dokunuyorsunuz. Çünkü bu eser hem çok değerli yazılardan hem de tıpkıbasımlardan oluşuyor.
Anımsayalım: 1938'de, toplam 28 yıl 4 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı şair. 12 yılını hapishanede geçirdikten sonra 8 Nisan 1950'de açlık grevine başladı. Avukatının isteğiyle grevi erteledi. 1 Mayıs 1950'de tekrar başladı, 13 Mayıs'ta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Sonunda 19 Mayıs 1950'de açlık grevine son verdi. Bu arada iktidar değişti, 14 Temmuz 1950'deki af yasasıyla da Nâzım Hikmet tahliye edildi. Birkaç ay sonra 49 yaşında olmasına ve hastalığına ilişkin Adli Tıp raporlarına karşın askere çağrıldı. Sonrasını biliyorsunuz...

Pul yerine canını...

Yeşim Bilge Bengü'nün editörlüğünü, Mehmet Ulusel'in tasarımını üstlendiği dosya açlık grevi dönemini kapsıyor ve Turgay Fişekçi, Kıymet Coşkun, Erden Akbulut'un yazılarıyla değerleniyor.
Tıpkıbasımlar ise heyecan verici: Şairin tuttuğu notlar... Bir zarftan Piraye'ye yazdığı mektup çıkıyor... Öteki zarftan ailesine kararını açıkladığı mektup: "Bu kararım herhangi biryeis, bir yılgınlık, bir korkaklık, bir sabırsızlık neticesi değildir. Sabırlı, şuurlu, ümitliyim. Fakat hakkın ve hakikatin ortaya çıkması için meydana hayatımı, atmaktan başka imkânım kalmadığına kanii. Bu son imkânımı şuurla, ümitle kullanıyorum..."
Zaten açlık grevine başlarken söylemişti:
"Millete verdiğim açık istidaya canımı pul yerine kullanıyorum”
Dosyadan çıkan tıpkıbasımlara devam ediyorum: Aydınların, şairin açlık grevine ara vermesi için Cerrahpaşa Hastanesi'ne gönderdikleri imzalı çağrılar. İmzalar arasında kimler yok ki: Halide Edip, Sait Faik, Mina Urgan, Orhan Veli, Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Cevdet Kudret, Adnan Saygun, Mithat Fenmen, Abidin Dino, Ekrem Reşit Rey, Nuri İyem, Ataç ve daha niceleri...
O günlerde çıkan "Hür Gençlik", "Nuh'un Gemisi" gazeteleri. Ve en önemlisi her sayısında "Nâzım'm uğradığı haksızlıklarla mücadele için çıkan ütdrve politika dergisi" ibaresini taşıyan "Nâzım Hikmet" dergisi...
Bütün bu önemli belgeler ve tıpkıbasımlar için Piraye koleksiyonu, Nâzım Hikmet Vakfı ve TÖ TAV'daki arşivlerden yararlanılmış.
Kucağımdaki hazineye baktıkça yeryüzünde hiçbir haksızlığın gizli kalmayacağına, üstünün örtülemeyeceğine inancım artıyor. Bir de nelerin değişip nelerin değişmediğine hâlâ şaşıp duruyorum: O günlerde de şaire özgürlük afişleri açan gençler gözaltına alınıyor; bildiri dağıtan "Yüksek Tahsil Gençlik Derneği' üyeleri Emniyete götürülüp sorgulanıyordu.
Bu eşsiz hazineye emeği geçenleri kutlarken sizi şairin "Açlık Grevinin Beşinci Gününde" şiirinden iki bölümle baş başa bırakıyorum:
"Kardeşlerim, / Avrupa'dakiler, Asya'dakiler, Amerika'dakiler, /ben, hapiste açlık grevinde değil de bir kırda yatıyor gibiyim bu mayıs ayında geceleyin. /Ve gözleriniz ışıl ışıl yıldızlar gibi başucumda; / ve elleriniz tek bir el / anamın eli gibi /yârimin eli gibi / Memed'in eli gibi avucumda. (...)
Kardeşlerim, biliyorum / yine de yaşamakta devam edeceğim yanı başınızda: / Aragon'un mısraında olacağım - gelecek güzel günleri anlatan her mısraında- ve beyaz güvercininde'Picassö'nun / ve Robeson'un türkülerinde / ve asıl ve en güzeli / Marsilya dok işçilerinden yoldaşımın muzaffer gülüşünde olacağım. / Kardeşlerim, / dolu dizgin bahtiyarım doğrusu ."

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget