Dokunulmazlık eleştirisi kağıt üstünde kaldı

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun kamuoyunda geniş yankı uyandıran Hrant Dink raporunda “Zımni kurumsal korunma” ve “örtülü dokunulmazlık” diye eleştirilen kamu görevlilerinin soruşturulması konusunda idari izin yöntemi, çarpıcı bir çelişkiyi de gün yüzüne çıkardı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha 3 gün önce MİT’çiler için apar topar çıkartılan ve soruşturma için Başbakan onayı getiren düzenlemeyi jet hızıyla imzalamıştı .
DDK raporunda, kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin yasal mevzuat kapsamlı bir şekilde ele alındı. Mevzuata göre kamu görevlilerinin görevleri nedeni ile işledikleri suçlardan dolayı haklarında dava açılabilmesinin, görevlinin amiri konumundaki yetkili mercinin vereceği soruşturma iznine bağlı olduğu belirtilerek yasada kamu görevlilerinin idari güvencelerinin, hukuki sonuçları zayıflatılmış bir “izin sistemi” ile sağlandığına işaret edildi. Anayasada da benzer bir düzenleme olduğunu değinilen raporda, kamu görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçların inceleme, soruşturma ve yargılama süreçlerinde de farklılıklar bulunduğu belirtildi. Bu durumun özel yargılamaya tabi suçların kapsamlarındaki ayrışmanın doğurduğu dengesizliği artırıcı etki yaptığı ifade edilen raporda, AİHM kararlarına da işaret edilmişti. Türkiye’de uygulanan kamu görevlilerinin yargılanması ile ilgili mevzuatın AİHM kararlaryla da sıkça eleştirildiği kaydedilen raporda, “Kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yapılmadığı gerekçesi ile mahkeme tarafından Türkiye hakkında çok sayıda ihlal kararı verilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle kamu görevlilerinin yargılanması ile ilgili iç hukuk düzenlemelerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır” denildi. Raporda, konuyla ilgili düzenlemelerin toplumda “eşitsizlik yarattığı” ve “adalet duygusunu zayıflattığı” belirtildi.
MİT için bu uyarılar unutuldu
DDK tüm bu eleştirileri yapıp önerilerini sunarken Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen cumartesi günü MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile diğer MİT’çilerin soruşturulmasında “Başbakan kalkanı” getiren düzenlemeyi jet hızıyla onaylaması, çelişkili bir tabloyu ortaya çıkartmış oldu. Gül, o yasayı 4.5 saatte onaylayarak Başbakanlık’a göndermiş, böylece MİT’çilerle ilgili ifade çağırma ve yakalama kararları ortadan kalkmıştı.