Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, madde 10:
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”
***
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, madde 23:
“Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.”
***
Peki; uygulamadaki gerçekler böyle mi?
Dünkü gazetelerde yer alan iki haber, Anayasa’nın bu iki maddesinin yürürlükten kalktığının kanıtı!
Önce ilk haber:
Sahtekârlıktan hüküm giyen ve cezaevinden kurtulmak için milletvekili seçimlerine bile katılan… Ama kamuoyu tepkisi üzerine apar topar milletvekilliği düşürülen Jet Fadıl (Fadıl Akgündüz), önceki gün özel uçağıyla Siirt’e gitmiş… Uçağa binmek için de VIP’den geçmiş!
Eminim çoğunuz buna tepki göstereceğimi sanıyorsunuz…
Hayır, göstermeyeceğim… Tam tersine; çok iyi yapmış!
Çünkü VIP ve CIP uygulamaları, demokrat, özgürlükçü ve eşitlikçi olmakla övünen tüm devletlerin en büyük sahtekârlığıdır!
İnsanları “çok önemli kişi”, “önemli kişi” ve “diğerleri” olarak üçe ayırmak, bırakın Anayasa’yı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne aykırıdır ve suçtur!
Düpedüz “ayırımcılık yapmak”tır.
Elbette bizi yönetenler de bunu çok iyi bilirler ama kendilerinin de yararlandığı bu ayrıcalık, egolarını okşar!
Uçağa binmeden önce lüks koltuklarla döşenmiş şaşaalı bir salonda “aperitif almak” hoşlarına gider…
O yüzden meydanlarda “eşitlik” konusunda mangalda kül bırakmazlar ama bu ülkede hiç kimse “Mİlletvekillerinin, bakanların, genel müdürlerin, bürokratların VIP saltanatına son verilsin” diye kampanya başlatamaz!
İşte bu yüzden Jet Fadıl (artık nasıl becerdiyse), VIP salonunu kullanmakla çok da iyi yapmıştır!
***
Ve ikinci haber:
TCDD, Ankara-Eskişehir hızlı tren hattında “bayan yanı” uygulamasını başlatmış…
Yıllardır bazı otobüs firmalarında süren ama kimsenin tepki göstermediği bu uygulama, yakında diğer tren seferlerinde de hayata geçirilecekmiş…
Diyelim ki çok önemli bir işiniz var ve Ankara’dan Eskişehir’e acil olarak gitmeniz gerekiyor… Ama koca trende sadece bir kişilik yer kalmış ve o da “bayan yanı…”
Eğer erkekseniz, o trene binemiyorsunuz… Fakat kadınsanız, erkeğin yanında oturup oturmamak sizin özgür iradenize bırakılıyor!
Bu da bal gibi insanlara “cinsiyetlerine göre ayırmak”tır, “seyahat özgürlüğünü engellemek”tir ve insanlık suçudur!
Onun da ötesinde bir devlet kurumunun, kendi vatandaşlarına “potansiyel sapık” olarak baktığının kanıtıdır!
***
Kimse bu ülkede tüm vatandaşların “eşit” olduğunu ve devletin, vatandaşları arasında ayırımcılık yapmadığını söylemeye kalkışmasın…
Oturma organımla gülerim!
*****
SAYIN!
Dün yine bir ses kaseti yayınlandı internette…
İşin ilginci; bu kez dinlenenler, MİT’in üst düzey isimleri…
PKK’nın elleri kanlı şefleriyle Oslo’da pazarlık yapıyorlar; bugünün MİT Müsteşarı da karşısındaki teröriste Apo’dan söz ederken, tıpkı BDP’liler gibi “Sayın” diyor…
Hatırlarsanız Başbakan, bu “hitap”tan dolayı ceza almıştı…
Bakalım MİT Müsteşarı hakkında da soruşturma başlatılacak mı?
Yoksa teröristten “Sayın” diye söz etmek, artık bir devlet politikasına mı dönüştü?
*****
Günü Sorusu
Sorum, tren seferlerinde “bayan yanı” uygulamasına geçen TCDD yöneticilerine:
Harem-selamlık uygulamasına ne zaman geçeceksiniz? Tuvaletlere ibrik de koyacak mısınız?
*****
Kabak tadı veren iki konu!
Beraberindeki siyasetçi, gazeteci ve iş adamı ordusuyla Mısır”a gövde gösterisi yapmaya giden Başbakan bir televizyon kanalına röportaj vermiş… İki konuda yaptığı açıklamalar yine gündeme damga vuracak türden:
“Ben laik değilim. Çünkü kişiler laik olmaz, devletler olur.”
Başbakan bu konudaki kavram kargaşasını her zaman yapıyor!
Kimse “Kişiler laik olur” demiyor ki… Devlet işleriyle din işlerinin ayrı tutulmasını savunan herkes kendisini “laiklik yanlısı” olarak tanımlıyor; o kadar!
Ama Başbakan, bu konuyu gündemde tutmak için iki yılda bir ısıtıp ısıtıp masaya koyuyor…
Zaten bu konudaki gerçek düşüncelerini öğrenmek için, eski partisinin İstanbul İl Başkanı”yken söylediği sözleri yeniden okumak yeterli…
Gerisi; boşa kürek çekmek olur!
***
Ve ikinci sözü:
“İsrail’i tanımamız hataydı ama o zaman iktidarda CHP vardı…”
İyi de 10 yıldır da iktidarda siz varsınız. Acaba İsrail’le en fazla anlaşma yapan hükümetler, hangi partinin hükümetleri?”
***
Tatilden döneli daha bir hafta olmadı…
Ama sapla samanın karıştırıldığı, siyaset uğruna değerlerin feda edildiği, kavramların içinin boşaltıldığı bu “gündem”; beni şimdiden fazlasıyla yordu!
Mustafa Mutlu/VATAN
14 Eylül 2011
Yorum Gönder