Niçin Anayasa Değişikliği - Kurtul Altuğ

Geçenlerde düzeyli söyleşi TV programları yayınlayan Kanal B‘deki “Bekleme Odası” isimli programda emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk ve değerli hocam Prof. Dr. Mümtaz Soysal‘ı dinliyordum. Bir kez daha anladım ki; bizim askerlerimiz yani kurmaylarımız, sivillerden düşünce ve görüş açısından çok öndeler.
O nedenle Atatürk ve İnönü TSK’ya toz kondurmazdı. O devri yazanlardan biri olan İsmet Bozdağ dostumdan dinlemiştim. Harp Okulu öğrencilerine saha tatbikatı yaptırılıyormuş, Atatürk‘ü tatbikatı izleyebileceği bir balkona oturtmuşlar. Gazi Paşa tatbikatı gözleri yaşararak izlemiş ve sonra önündeki silahlı öğrencilere gözleri yaşlı bakarken, arkasındakilere dönmüş ve “İşte Cumhuriyet’i emanet ettiğim bunlardır. Hem fikren hem bedenen istediğim ordu budur”demiş.
Tarih 22 Şubat… Talat Aydemir‘in darbe girişiminden hemen sonra İsmet Paşa‘nın odasındayız. O da kendi kurduğu ordusunu anlatıyor:
“Şimdi bana soruyorsunuz: ‘Neden Aydemir ve arkadaşlarını hemen cezalandırmadın da sadece emekli ettin? Cevap vereyim. Eğer onları cezalandırsaydım, genç subaylığımdan bilirim ki o zincire öfkeyle başkaları da eklenecekti. Şimdi bir kez daha yaparlarsa ne yapacağımı merak edecekler. Hata yaptılar, cezalarını şimdilik verdim. Tekrarında ne yapacağımı arkadaşları da görecekler!”
21 Mayıs’ta Aydemir bir kez daha denedi. Paşa onları en sert Genelkurmay Başkanı olarak bilinen Orgeneral Tural‘a teslim etti. Sonra olanlar oldu.
Ordu Nasıl Kuruldu?
Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan askeri Polatlı’ya dayanmış. Gazi bir yandan da Çerkez Ethem uğraşmakta. Ethem emir dinlemiyor, disiplinsiz bir çete reisi, insanları yargılıyor ve infaz ediyor. İsmet Paşa da bundan rahatsız. Disiplinli ordu kurmak lazım. Ama önce Ethem’in bertaraf edilmesi lazım. İsmet Paşa’yla kafa kafaya veriyorlar ve o işi kolaylıkla hallediyorlar. Ethemn ve kardeşi Tevfik, Yunan kuvvetlerine katılmışlardır.
Peki, ordu nasıl kurulacak? İsmet Paşa‘ya sordum ve bana anlattı:
“Kolay olmadı. Ankara’daydım. Atatürk benim geldiğimden haberdar. Bana ‘İsmet orduyu teşkil et’ dedi. İlk iş Ankara yakınlarındaki çeteleri temizleyeceğim. Bir yüzbaşı çağırdım. ‘Sana bir vazife veriyorum. Şuraya gideceksin. Orada seni başlangıçta çok iyi karşılayacaklar, ikramda bulunacaklar. Onlar senin dostun değillerdir. Onlar seni ve müfrezeni ele geçirmek isteyecekler. Eğer onları dinlersen ve dönersen seni d,vanı harbe  harbe veriririm. Onları teslim alacaksın. Şimdi git ve emri yap’ dedim. Yüzbaşı gitti. Döndüğünde çeteyi ele geçirmişti. Bana ‘Aynen sizin dediğiniz gibi oldu’ dedi. Sonra beni Fevzi Paşa İstanbul’a yanına çağırmıştı. Atatürk bana ‘Hemen git. Paşa bizdendir. Hem senin yaptığın işe yardımcı olur’ dedi. Orduyu yavaş yavaş böyle tecrübelerden sonra disiplinli halde kurduk.”
35. Maddeye Bakış
Anayasa, Meclis açılınca gündeme gelecek. Tuğgeneral Solmaztürk, o nefis konuşmasında, askerlerin ülke sorunlarına nasıl baktıklarını anlattı ve sıra 35. maddeye gelince şöyle dedi:
“35. madde, İç Hizmet Talimatnamesi’ndeki bir maddedir. 27 Mayıs’a kadar da yoktu. Ama TSK, ezelden ebede Cumhuriyet rejimini korumak ve kollamak görevini içselleştirmiştir. 27 Mayıs’tan sonra getirildi. 27 Mayıs’ı yapan genç subaylar o maddeye nasıl baktılar?”
O halde Anayasa değişikliği niçin? Kemal Kılıçdaroğlu‘nun o maddeye karşı hırsı neden? Bence askerliği yarım yamalak kulaktan dolma olarak biliyor. Onun yandaşı Erdoğan da öyle. Komutanlar değişse de görev bilinci öyle ruhlara işlemiştir ki…
Bir İsmet Paşa anısı daha…
Atatürk İnönü’yü çağırır ve sorar: “Bize karşı ordunun içinde bazı genç subaylar hareket yapacaklarmış! Neden bana haber vermedin?” Paşa güler ve “Paşam gençliğimizi hatırla. Nasıl her gün hükümet kurar, her gün hükümet devirirdik. Genç bunlar. Biz de öyleydik. Önemli olan onlara o vasatı hazırlamak, o hale orduyu sokmamaktır” der.
Atatürk de gülmüş mesele kapanmış.
50 yıldır bu TSK’yı yakından gözlerim. Çok darbeler gördüm. Aslında ne şu madde, ne bu madde darbeleri tahrik eder. Olsa olsa 12 Eylül’deki gibi bahane olur.
Anayasa’ya gelince…
Emekli Tuğgeneral Solmaztürk şöyle diyordu: “Bana kalsa AKP Anayasa değişikliğini canı gönülden istemez. Her şeyi ele geçirdiler. Artık Laiklik ve iltica da kalmamış! Neden elde ettikleriyle yetinmesinler?”
Mantıklı bir görüş. Bir izleyici Mümtaz Hoca’ya sordu: “Anayasa değişikliği yaılmalı mıdır, yararı var mıdır?”. Değerli anayasa hocam kestirip attı:
“Hiç yapmasınlar. Kimseye yararı olmaz. Ellerindekini kaybetmekle kalmazlar, bir de işte o zaman darbeye çağrı yapmış olurlar.”
İlginç bir sohbet değil mi?

Kurtul Altuğ/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget