Ermenilerin Türk Soykırımı HOCALI (4) - Selcan Taşçı

Yüzünü hayvanlar yemişti!

Annesi gözlerinin önünde katledilen Hocalı Valisi Memedov, 20 gün sonra alabildiği ölüsünü paltosundan tanıyabilmiş:

“Ermeni Türk’e o kadar düşmandı ki ölmüş insanları gelip yeniden öldürüyordu.  Ölmüş insana mermi sıkıp başını parçalıyordu, taşla kafasını eziyordu, derisini soyuyordu,  gözünü çıkarıyordu...
Bunu yapan Ermeninin töresi vandalizmdir!
Bu Ermeni faşizmidir!”

Elman Memadov soykırımın yaşandığı gün Hocalı valisiydi. “Koruyamadık” diyor : “Hocalı, 1988 Şubat ayından 1992 Şubat ayına kadar tam ablukadaydı. Hocalı’nın etrafındaki bütün köy ve kentler işgal altındaydı.  Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bir yere gitmek için önce Ermenilerin yaşadığı o yerlerden geçmek gerekiyordu.  Etrafı çevrili olduğu için kimse yardımımıza gelemiyordu.  Asker yoktu, subay yoktu.  Ermeni köylerine ise hem askerler, hem de Fransa, Latin Amerika, Libya gibi yerlerdeki Ermeni Terör Örgütlerinin militanları yerleştirilmişti. Hankendi’nde Ruslara ait ama çoğu Ermeni askerlerden oluşan 366. Motorize Alay vardı. Hocalı bu vaziyette 4 yıl direndi.

TANKLARA KARŞI AV TÜFEKLERİYLE DÖVÜŞTÜK
Çok zordu... O 4 yılda Hocalı’da çok insanlar öldürüldü, çok musibetler çektik ancak Hocalı bizim vatanımız, toprağımızdı.
Çocuklar korkuyordu. Kadınlar korkuyordu. Biz erkeğiz, bizim borcumuz onları korumaktı. Vatanı toprağını korumaktı. Bizim azizlerimizin kabirleri vardı orada, bizim görevimiz onları korumaktı.
Biz diyorduk ki Azerbaycan var, Büyük Türk dünyası var bize sahip çıkarlar. Fakat olmadı, biz düşmanla yüz yüze kaldık.  Düşman 5 bin kadar askeri, topu, tankı, roketatarıyla üzerimize geldi. Bizim gönüllülerden oluşan gücümüz sadece 200 kişiydi. Elimizdeki av tüfekleriyle tankların üzerine gitmeye çalışıyorduk. Hiçbir işe yaramıyordu. Kenti terk etmeye başladık...”

HANIMIMIN CESETLER ARASINDAN ÇIKARDIĞI BEBEK ŞİMDİ 22 YAŞINDA
Kurtulmak için doğup büyüdükleri evleri terk-i diyar eden Hocalıların kaderi de kalanlardan farklı olmadı. Ağdam’a doğru başlattıkları yürüyüş “ölüm yolculuğu”na dönüşmüştü: “Ağdam’a gitmek için on Ermeni köyünden geçmemiz gerekiyordu. Fotoğraflarda videolarda gördüğünüz şehitler o yolda verilenlerdi. Hocalı’nın içinde çok şehitler kaldı ama biz onları götüremedik. Onları Ermeniler yaktı. Traktörler, buldozerlerle ezip, toplu mezarlar yaptılar... Bir 613 rakamı var.  Bu 613 şehit, bizim cesetlerini bulup getirip defnebildiklerimizdi...”
Memedov’un “dehşetli bir film gibiydi” dediği o gün, en çok “yaşatmak” isteğinden güç almışlar.  Sağ kurtulan küçük çocuklar büyük umutlara dönüşmüş o karanlık ormanda:
“Benim hanımım ormanda cesetlerin arasında sürünürken bir bebek sesi duymuş.  Bakmış çocuk gözükmüyor ama ses geliyor. Şehitler içinde görmüşsünüzdür alnından yaralanmış, sırtüstü yatan pehlivan gibi bir oğlan var. Hanımım çocuğu onun arkasında bulmuş. Oğlanı da, karısını da öldürmüşler orada, çocuk sağ. Hanımım almış, “belki yaşar” deyip gidenlerden birine vermiş. O çocuk bugün 22 yaşında. Böyle o kadar çok sahne var ki dehşetli bir film, bir roman bizim hayatımız. Biz iki Hocalılı bir yerde oturduğumuzda, bir toyda şenlikte beş dakikadan sonra başlıyoruz bunları konuşmaya... Başka türlüsü mümkün değil. O olay bizim hayatımız oldu. Düşünmeden bir gün geçirmemiz mümkün değil. Ben ne kadar yaşıyorsam o ağrı da benimle yaşıyor. Ben her gözümü yumduğumda evimi görüyorum, orada ektiğim ağacı görüyorum, deli gibi kalkıyorum uykudan. Bütün Hocalılılar böyle...”

BİZ SAĞ KALANLARALLAH’IN BİR MUCİZESİYİZ
“Her üç kişiden biri öldü” dediği Hocalı’daki katliam sırasında Memedov da annesini kaybetmiş: “Benim annem 60 yaşındaydı. Ormanda öldürdüler. Ben anamın cesedini 20 günden sonra getirebildim. Yüzünü, başını, gözünü ormanda hayvanlar yemişti. Paltosundan tanıdım. Büyük annelerim vardı onları da öldürdüler. Benim kaynatam, hanımımın ailesi 9 kişiydi, hepsini öldürdüler. Biz sağ kalan Hocalılar Allah mucizesiyiz.  O gece şehirdeki her üç kişiden biri öldü. Bu soykırım. Muharebede 100 bin adam da ölür. Bu yüz bin adam bir ay, beş, ay, dört ay içinde, bir yıl, üç yıl içinde ölür... Ama birkaç saat içinde bu kadar insanın ölmesi kitlesel katliamdır, jenosittir, soykırımdır. Bunları sadece Türk oldukları için öldürdüler.”
Uygulanan işkencelerin tek nedeninin “Türk düşmanlığı” olduğuna inanıyor: “İnsan öldükten sonra artık nefesi yoktur. Ermeni Türk’e o kadar düşmandı ki o ölmüş insanları gelip yeniden öldürüyordu.  Ölmüş insana yakından mermi sıkıp başını parçalıyordu, taşla kafasını eziyordu, başının derisini soyuyordu, gözünü çıkarıyordu... Bunu yapan Ermeninin töresi vandalizmdir! Bu faşizmdir, Ermeni faşizmidir. Ermeniler böyle bir hedef koymuşlardı; bir nefer de olsa Türk kalmamalı burada!  O körpe çocuğun ne günahı var? Hiçbir günahı yoktur o körpedir, çocuktur, fidandır... Ama Hocalı’da böyle  59 çocuk vahşilikle öldürüldü.  Sizden uzak olsun, sizin gibi 106 kadın öldürüldü. Bunun bir tek adı var, bu etnik temizlemedir. ”


AVRUPA ADALET DERSİ VERMESİN SOYKIRIMI TANISIN
 Hocalı’daki soykırımın bütün ayrıntılarıyla bizzat Ermeniler tarafından yazdılığını hatırlatan Memedov “Dünya da bunu okuyor ve cezalandırmıyor” diye isyan ediyor. Bu arada bütün Hocalılılar adına bir sitemi var Türkiye’ye: “Soykırımı Meksika tanıdı, Pakistan tanıma kararı aldı, bu yönde hazırlık yapan başka ülkeler var ama biz isterdik ki bizim büyük kardeşimizdir, canımızdır; Türkiye, TBMM tanısın hepsinden önce.  Hem de öyle bir tanısın ki Ermeniler 1915’te yaptıkları kendi katliamları da Türkiye adına yazamasın. 100 yıl önce ne olduğu  arşive bakmadan anlaşılmaz... Hocalı 20 yıl önce oldu. Bunu yaşayan insanlar sağdır. Avrupa’da “Ben Hocalı saldırısına kumanda ettiğim için gurur duyuyorum” diyen Sarkisyan da, Koçaryan da, Ohanyan da sağdır, cezasını almalıdır.” Türkiye’ye karşı peşpeşe “soykırım” kararları alan Avrupa ülkeleri ve ABD’ye de bir çift lafı var: “Avrupa Türkiye’ye demokrasi adalet dersi veriyor bu mu Avrupa’nın demokrasisi? Böyle midir bu Avrupa’nın adaleti? Avrupa adalet aktarıyorsa gelsin Hocalı’da aktarsın. Ben 20 yıldır doğduğum evi görmüyorum. Ben 20 yıldır atamın, kardeşimin kabirlerini ziyaret edemiyorum. Onlara orada bir Kuran okuyamıyorum. Ben kimseden toprak istemiyorum, kimsenin devletiyle savaş yapmak istemiyorum, ben istiyorum ki doğduğum köye gideyim. Benim gibi 1 milyon insan var Azerbaycan’da.  Artık yaşlandım istiyorum ki doğduğum evde öleyim. ABD madem dünyaya jandarmalık yapıyor, gelsin önce beni evime götürsün .

Ermenilerin Türk Soykırımı HOCALI (1) - Selcan Taşçı
Ermenilerin Türk Soykırımı HOCALI (2) - Selcan Taşçı
Ermenilerin Türk Soykırımı HOCALI (3) - Selcan Taşçı
Ermenilerin Türk Soykırımı HOCALI (5) - Selcan Taşçı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget