İngiltere Başbakanı Lord Gladstone -1- Galip Baysan

İngiltere Başbakanı Lord Gladstone -1 (1809- 1898)


Günümüzde Ermeni Meselesi ile ilgilenen görevli, görevsiz, Türkü, Ermenisi, Yerlisi ve yabancısı ile herkes bu kişiyi tanımadan, neyi niçin yaptığını bilmeyen hiç kimse Ermeni Meselesini anlayamaz. Olayları genellikle taraflara olan hissi duygularına göre duygusal olarak değerlendirmeye çalışır ve doğruyu, gerçekleri anlamakta zorluk çeker. Bu konuda 50 yıla yakın bir mücadele içinde bulunan bir Türk vatandaşı ve gerçek anlamda bir Ermeni dostu olarak emeklilik köşeme çekilmeden önce uzun yıllar yaptığım araştırmalar sonucu elde ettiğim bilgilere dayanarak; bu konuda tarihte büyük mücadeleler vermiş olan kişi ve kurumları sizlere tanıtmak istiyorum. Ermeni Meselesine ilgi duyan herkesin size sunacaklarımı dikkatle izlemelerini ve kapasiteleri nisbetinde mümkün olduğu kadar yayılmasını sağlamalarını tavsiye ederim. Bu yazıyı okuyucuyu yormamak için iki bölüm halinde sunmayı uygun gördük.
William Ewart Gladstone: 1809-1898 yılları arasında yaşamış ve İngiltere'de 1868-1874, 1880-1885, 1886 ve 1892-1894 yılları arasında dört kez başbakanlık yapmış bir devlet adamıdır. İskoç kökenli bir aileden geliyordu. Eton'da ve Oxford'daki "Christ Church Collage" ( Kilise İsa Koleji)'nde eğitim gördü. Din adamı olmayı düşündüyse de babasının etkisiyle bundan vazgeçti. Meslek olarak politikayı seçen Gladstone: ilk defa 1832 yılında Parlamentoya seçildi.(1) Politik hayatı boyunca dinsel görüşler çerçevesinde kalmasının ve detaylarını açıklayacağımız, Türk aleyhtarı faaliyetlerin nedeninin, onun çocukluk ve gençlik döneminde aldığı bu dinsel eğitim olduğu kanaatindeyiz. Onun 1839 yılında yazdığı tek kitabı dinle ilgilidir ve "The State in Its Relations With State" ( Kilise İle İlişkileri Bakımından Devlet) adını taşımaktadır.(2) 1834-5 yıllarında ilk defa Maliye Bakanı olarak hükümette yer aldı. 1852'de ikinci defa Maliye Bakanı iken, Kırım Savaşı için çıkan bir anlaşmazlık nedeni ile, daha doğrusu Kırım Savaşına karşı olması nedeniyle 1855 yılında hükümetten ayrıldı.(3)

 Türk taraftarı bir politika benimseyen Lord Palmerston'un ölümünden (1865) bir yıl bile geçmeden, (4) Gladstone; Kırım Savaşı sonunda imzalanan Paris Antlaşması gereği, Rusya’nın Karadeniz'de donanma bulunduramayacağı maddesi aleyhinde ve mevcut kısıtlamaların kaldırılması lehinde konuşmalar yapmaya başladı. (5)Genelde Kırım Savaşına katılmayı bir siyasi hata olarak kabul ediyordu. Bundan cesaret alan Rusya, 1870'de bu kısıntıyı tanımadığını ilan etti ve İstanbul'daki Büyükelçisi, o da ünlü bir Türk düşmanı ve Balkanlarda "Pan Slavizm" politikasının gerçekleştirilmesinin baş mimarı olan General İgnatiyev'in tavsiyesine uyarak Karadeniz ve Balkan topraklarındaki faaliyetlerini hızlandırdı. İngiltere-Türkiye arasındaki ittifakı bozmak için Bulgar Hıristiyanlığını kullandı. Gönderdiği silah ve ajanlarla değişik yerlerde isyanlar başlattı.

          1874 senesi başlarında Parlemento'yu feshederek seçime giden Başbakan Gladstone ve partisi seçimlerde ağır bir yenilgi alınca, Parti Başkanlığından ayrılmış ve Hawarden'deki malikânesine çekilmişti. Rusların tahriki ile başlatılan isyanları bastırma konusunda Osmanlı Devletinin aldığı tedbirler Batı Başkentlerine bir "Soykırım" olarak yansıtıldı. Fırsatı kaçırmak istemeyen Gladstone isyanları bastırmayı başaran Osmanlı Devletine karşı, Başbakan Disraeli tarafından gerekli müdahalenin yapılmadığı iddiası ile yeniden siyasete döndü. Gladstone artık bir devlet adamından çok bir "Haçlı Savaşçısı" gibi davranıyordu. Her fırsatta bir Rusya dostu ve Türk düşmanı olduğunu göstermekten kaçınmıyordu. (6)Adeta gençliğinde hayal ettiği "Din Adamı" kimliğine kavuşmuş gibi idi. Kendi Partisini de, dış politikada Türklerin aleyhine yönlendirdi. İşte o zaman Liberal Partiye mensup gazeteler, Rus basınından daha fazla "Türk zulümleri ve barbarlığı" yazılarıyla doldu.(7)

 Gladstone'un bizzat kaleme aldığı Bulgar Dehşeti ve Doğu Meselesi "Bulgarian Horrors And The Question of The East" adlı broşürü, Sultan Abdülhamit'in Eyüp'te kılıç kuşanmasından bir gün önce Londra'da piyasaya çıkmıştı. Bu broşür İngiltere'de 1 hafta içinde 40.000 adet sattı. Hemen Rusça'ya çevrildi ve bu çeviri de Moskova'da bir ay içinde 10.000 alıcı buldu. Bu baskı o günlerin Rusyası için bir rekordu. Broşürdeki "Türklerin mahvedip aşağıladıkları vilayetlerdeki tüm istismarları ortadan kaldırmak için en iyi yol olarak onların pılı pırtılarını toplayıp Avrupa'dan gitmeleri gerek" sözleri, Moskova ve St. Petersburg’da broşürü okuyanın çok hoşuna gidiyordu. Mevcut bunalımı Balkan Yarımadası dışına çıkarmakta yarar görmeyen devlet adamları bu çağrıyı fazla ateşli buluyorlardı. Yine de gerek eski bir Başbakanın yayınladığı broşür, gerekse İngiltere ve Rusya'daki protestolar, kamuoyunu hareketlendirdi ve hükümetlerin politikalarının geliştirilmesinde etkili oldu.(8)

 " Bulgaristan Dehşeti" adlı broşür,(9) İngiliz halkı üzerinde o kadar etkili oldu ki, adeta kapışıldı ve bir ay içinde satışı 200.000'e yükseldi.(10) Böylece Bulgar davası kısa süre içinde sayısız taraftar kazandı. Gladstone'un taraftarları gerek Liberal Parti içinde gerekse dışında çalıştılar, toplantılar yaparak bir grup oluşturdular. Bu grup 8 Aralık 1876 günü ( Yani Balkanlardaki karışıklıkları önleme amacı ile 23 Aralıkta İstanbul'da yapılan tarihi Tersane konferansından sadece iki hafta önce) St.James Hall'de "Doğu Sorunu" konusunda büyük bir ulusal toplantı düzenledi. Bu konferanslara İngiltere'nin belirli bir konuda dış politikasına baskı yapmak amacıyla, o güne kadar görmediği şekilde bir aydınlar grubu katıldı. (11)      Konuşmacılar değişik fikirler öne sürdüler ama sonunda Türkiye'yi reformlar yapmaya zorlamak için, İngiliz Hükümetinin Rusya ile işbirliği yapması gerektiği hususunda fikir birliğine vardılar. (12)
Bilindiği gibi Rusya Türkiye'nin en büyük düşmanı , Hıristiyan ve Slav olan Bulgarların da en büyük destekçisi idi. Konferansın sonunda en önemli konuşmacı kabul edilen Gladstone İngiltere ve Rusya'nın Türk tebaası olan Hıristiyanlara özgürlüklerini sağlamak için verdikleri müşterek desteği açıklama anlamı taşıyan bir Jestte bulunarak, Rusya'nın İngiltere'deki propaganda temsilcisi bayan Olga Navikoff'un koluna girdi.
Savaşa kadar 1876-1877 kışı boyunca "Doğu Sorunu" tartışma konusu olmaya devam etti. (13) Ama artık olan olmuş, İngiliz devlet politikası Gladstone sayesinde değişmiş, İngiltere, Osmanlı topraklarında yaşayan Hıristiyanları koruma amacı ile Rusya'nın dostu ve Türklerin baş düşmanlarından biri haline getirilmişti.

 1870'lerin ortalarında İngilizleri Türk düşmanı haline getiren olay sadece Rusların propagandası ve Gladstone'un tek taraflı gayretleri değildi. Dinsel ve ırksal dayanışma arzusunun dışında asıl sebep ekonomikti. 1869" da İngiliz, Fransız sermayesi ve Mısırlıların iş gücü ile açılan Süveyş Kanalı; geçen 5-6 yıllık süre içinde bütün hisseleri ile tamamen bu iki ülke sermayedarlarının eline geçmişti. Ayrıca Osmanlı Devletine verilen borç faizlerinin tamamının zamanında ödenemeyeceği ile ilgili 6 Ekim 1875 tarihinde çıkarılan kararname, İngiliz ve Fransız halkı üzerinde çok olumsuz bir etki yaratmıştı. Bu olumsuz akımlardan en çok yararlananlar da Bulgar davasını destekleyen Rus ve İngiliz propagandacıları oldu.
Avrupa insanını böyle kütle halinde Türklerin aleyhine çeviren en önemli ve bütün diğer nedenlerinde önüne geçebilecek olay, daha önce de belirttiğimiz gibi Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya olan borçları ve bu borçlarını ödemede zorlandığını ilan etmesi olmuştur.
1875 yılına kadar dışardan alınan borçlarla Osmanlı devleti tam bir borç batağına saplanmış bir durumdaydı. Devletin dış borçlarıyla demiryolu tahvilleri ve genel borç senetlerinin değeri 200 milyon, halkın elinde bulunan borç senetleri de 106 milyon lira kadardı. (14) (1863-1864 yılı bütçesi, 340 milyon lira idi) (15) Bu büyük borç yükü için her yıl Avrupa’ya faiz ve amortisman için 14 milyon lira gönderiliyordu.
Dış istikraz faizleri %5 veya %6 görünmesine rağmen teminindeki güçlük nedeni ile gerçek faizler %12’ye varmakta idi. Genel borçlanma ve demiryolu faizleri de böyle idi. Kârlı bir gelir kaynağı oldukları için bu senetler hem Avrupa’da hem de Türkiye’de çok rağbet görüyordu. Avrupa ve Türk halkının büyük bir kısmı bütçesini Osmanlı Devleti’nden aldığı faize göre düzenlemişti. Osmanlı borçlarındaki herhangi bir değişiklik, bu kişisel bütçeleri alt üst edecek bir durum yaratabiliyordu.
Sadrazam Mahmut Nedim Paşa, 1874 yılının gelir-gider durumunu açıklayınca, Osmanlı Hükümeti’nin mali durumu Avrupa basın yayın organlarında günlük tenkit konusu haline gelmişti. (Büyük bir ihtimalle can yoldaşı gibi olan Rus Elçisi İgnatief’in tavsiyesi ile) Maliye’nin sorununu halletmek için bir plan hazırladı. Bu plâna göre yılda ödenmekte olan 14 milyon liradan 7’si tasarruf edilecek, bu tasarruftan 5 milyon lira ile bütçe açığı karşılanacak, 2 milyon askeri ihtiyaçlar için harcanacaktı. Bu plân hükümetçede kabul edilince 6 Ekim 1875’de bir kararname yayınlanarak beş sene müddetle muntazam borçların faizlerinin yarısı’nı nakit, diğer yarısının da %15 faizli bir senet ile ödeneceği ilan edildi.
Bu kararname senet sahipleri üzerinde bir bomba etkisi yaptı. Avrupa kamuoyu tamamen Osmanlı İmparatorluğu aleyhine döndü. “Türkler bizi dolandırdılar. Altınlarımızı sefahat uğrunda sarfettiler, bunların bekası Avrupa’ya zararlıdır” demeye başladılar. Türkiye’de de halk Sultan Abdülaziz’i sorumlu tutmağa başladı. Taç ve tahtı sallandı, altı ay geçmeden bir darbe ile tahtından indirildi. (16) 1876 sonbaharında Anadolu’yu gezmek için yola çıkan bir İngiliz subayı (Yzb. Fred Barnaby) anılarını “On Horseback Through Asia Minor” (At sırtında bir baştan bir başa Anadolu) adlı bir kitapta toplamıştı. Kitabında, Osmanlı Devleti’nin faiz ve anapara ödemelerini durdurmasının İngiltere’de çok aleyhte bir hava yarattığını ve İngiliz vatandaşlarının cebinden bu nedenle bir milyon sterlini aşkın bir paranın buhar olup uçtuğunu belirtiyor. (17)
Bu olumsuz havadan en fazla yararlanan Gladstone ve Panslavistler olmuştur. İşte Bulgarlar bu dönemde isyanlara ve Türklere karşı bir kıyım kampanyasını başlattılar ve Türk’lerin isyanları bastırmak için aldığı tedbirler ustaca bir propaganda zinciri ile Türklerin aleyhine dev bir kampanyaya dönüştü. “Bulgaristan vahşeti ve Doğu Sorunu”nun yazarı Gladstone alelade bir insan değil Büyük Britanya gibi dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu’nda yıllarca Başbakanlık yapmış (ve yapacak) bir siyaset adamı idi.
Gladstone'un çalışmalarının dönemin İngilteresinde ne kadar önemli kabul edildiğini açıklarken, hepimizin çok iyi tanıdığı iki ünlü ismin görüş ve davranışlarını da sizlerle paylaşmak istiyoruz.
“Bu konu ile ilgili olarak birbirine zıt görüşleri paylaşan iki önemli isim Karl Marx ve Charles Darwin’di. 11 Aralık 1876’da Marx, Friedrich Engels’e yazdığı bir mektupta, St. James Toplantısını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor ve Gladstone’un Bn. Navikoof’la beraber konferanstan nasıl ‘çalım satarak’ kolkola çıktığını tarifle ‘İngiltere ile Rusya arasında daha şimdiden bir ittifak kurulmasından duyduğu endişeyi belirtiyordu. Marx, Çarlık Rusyası’na ‘Avrupa’daki bütün reaksiyoner hareketlerin büyük desteği ve Batı uygarlığı için ciddi bir tehlike’ gözü ile bakmaktaydı. Das Kapital’ın 2’nci ve 3’ncü ciltleri üzerindeki çalışmalarını konferanstan sonraya bıraktı ve Gladstone’un Rusya taraftarı politikasını eleştiren üç makale yazdı. Makaleler en çok okunan muhafazakâr İngiliz gazetesinde imzasız olarak yayınlandı. (18) Marx nazik, fakat güçlü ve inandırıcı bir şekilde, Gladstone’un yalanlamalarına rağmen, Bn.Novikoff ile gizli bir siyasal yazışma sürdürdüğünü ve Polonya’daki Rus baskısı karşısında sesini çıkarmazken Bulgaristan’daki Türk baskısını protesto etmesinin riyakârlık olduğunu savunuyordu. Gladstone’un Hıristiyan Bulgarların haklarını yüceltmesine karşı, Marx, Türk köylüsünün ahlâki değerlerini ve “Muhammet”in çocuklarının bütün Hıristiyan sahtekârlara ve ikiyüzlü gaddarlık tacirlerine karşı aldıkları sağlam şerefli tutumu yüceltiyordu.” (19)
Aynı konuyla yakından ilgilenen diğer büyük isim Darwin’dir. “Bulgaristan Dehşetleri”’nin 6 Eylül’de yayınlanmasından sonra ortaya çıkan yardım komitelerinin biri olan “Bulgaristan’a Yardım” kampanyasına 19 Eylül 1876’da 15 pound bağışta bulunmuş, 30 Kasım’la 7 Aralık tarihleri arasında St. James Konferansının toplanmasını açıkça desteklemiş, 9 Aralıkta ve Ağustos 1877’de “Bulgaristan’a yardım” fonuna 15 ve 10 pound daha bağışta bulunmuştur.
Gladstone’un 10 Mart 1877 Pazar günü Darwin’in de bulunduğu bir toplantıda, “Katliam Dersleri” (20) başlığını taşıyan ikinci kitabı elindeydi ve konuşmalarının esasını bu kitap teşkil ediyordu.  Türk terörizm’i bu toplantıda ele alınan tek konu oldu ve Darwin Gladstone’u büyük bir zevkle dinledi. (21)

 DİPNOTLAR:
(1) Ana Britanica, Cilt –13, s.328.
(2) Cumhuriyet Ansiklopedisi, Cilt –5, s.1527 (Arkan Kitabevi İstanbul- 1969).
(3) Ana Britannica, Cilt 13, s.328-329. .
 (4) Büyük Ansiklopedi, Cilt 12, s.4427 (Milliyet, İstanbul –1990).
 (5) Süleyman Kocabaş: Hindistan Yolu ve Petrol Uğruna Yapılanlar Türkiye ve İngiltere, s.72 ( İstanbul- 1985)
(6) Andre Maurois, İngiltere Tarihi, C.2, s.649 (Çeviren H.Cahit Yalçın, Kanaat Kitabevi, İstanbul –1939).
(7) S.Kocabaş, a.g.e, s.73-74 (Ahmet Saib, Tarih-i Murad-ı Hamis, Hindiye Mat. Kahire, 1328, s.49 dan alınma); Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Anılar, Següzeşt/i Hayatım’ın Cild-i Evveli, s.83 (Tarih Vakfı Yay. İstanbul –1996).
(8) Alan Palmer, Osmanlı İmparatorluğu, Son Üçyüz Yıl, Bir Çöküşün Tarihi, s.162 (Çev. Belkıs Çorakçı Dişbudak, Sabah Kitapları, İstanbul-1995) (The Decline and Fall of the Ottoman Empire, 1992).
(9) W.E. Gladstone, Bulgarian Horrors and the Question of The East (John Murray, London, 1876).
(10) Richard Millmon, Britain and the Eastern Question, 1875-1878, p. 184 (Oxford, Clarendon Press –1979).
(11) Richard T. Shannon, Gladstone and The Bulgarian Agitation, p.26 (Hamden, Conn., Archan Book – 1975, Second Edition –1976).
(12) Eastern Question Association,, Report of Proceeding of the National Cenference at St.James Hall, London December th 1876 (Londra –1874) p.1-136.
(13) Ralph Colp Jr. William Gladstone, Karl Marx, Charles Darwin, Klment Timiriazev ve 1876-78 “Doğu Sorunu” Üzerine Notlar (Tarih ve Toplum 20 Ağustos 1985, s.10, Cilt 4, s.82).
(14) Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt VII, s.238.
(15) Aynı Eser, s. 230-232.
(16) Aynı Eser, s. 238-239.
(17) Tarih ve Toplum Dergisi, Cilt-4, 21 Eylül 1985, s.208 (İletişim Yayınları – İstanbul)
(18) Maximillien Rupel & Margaret Manale, Marx Withouth Myth: A Chronoligial Study of his life and Work (New York, Harper –1976) s.303-304, Marx’ın söz konusu üç makalesi şunlardı: “Mr.Gladstone and Rusian İntrigue/Gladstone ve Rus Entrikası”, The Whitehall Review, 3: 214, Şubat 1877; “Mr. Gladstone” vanity Fair/ Gladstone gösteriş Fuarı – Sergisi – 3 Mart 1877, s.126-127, “The great agitaton unmasked” Vanity Fair, 10 March 1877, s.142-143 (Ralph Colp JR-den).
(19) Tarih ve Toplum Cilt –4 (1985) s.82.
(20) W.E. Gladstone, Lessons in Massacre (Londra – 1877) “Bulgaristan Dehşetlerinin Tersine bu kitapçık fazla satılmadı ve sadece 6-7000 adet satılabildi.
(21) John Merley, The Life of William Ewart Gladstone, 2 Cilt (New York: Mac Millan Company –1932), Tarih ve Toplum, Cilt –4 (1985) s.83.

 
Dr. M. Galip Baysan

Başbakan Gladstone - 2 - Galip Baysan

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget