Güldal Mumcu, cinayeti soruşturan savcı Kemal Ayhan’ın evinde ölü bulunması, ardından naaşının otopsi bile yapılmadan alelacele defnedilmesini yazmıştı. Dönemin DGM Başsavcısı Nusret Demiral’ın yanıtı polisiye dizi izleyicilerini bile tatmin etmeye yetmiyor: “Kendi evinde ölüyor, şüphe edecek bir durum yok.”
Güldal Mumcu’nun kitabında Uğur Mumcu cinayetini soruştururken evinde “esrarengiz” bir şekilde ölü bulunan DGM Savcısı Kemal Ayhan’a otopsi yapmadan toprağa vermekle eleştirdiği dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı Nusret Demiral, suçlamalara yanıt verdi. Savcı Kemal Ayhan’a ayrıntılı otopsi yapılmadığını kabul eden Demiral, “Çok şişman bir çocuktu. Enfarktüsten (kalp krizi) gitti. Tabii bir ölüm olarak tespit edildi. Şüphe çekecek hiçbir şey yok” dedi.
- Ayrıntılı otopsi yapıldı mı?
Oradaki durum şu. Çok şişman bir çocuktu. Enfarktüsten gitti. Arkadaşlar gittiler yaptılar muayenesini. Tabii bir ölüm olarak tespit edildi. Tabii bir ölüm olunca niçin ayrıntılı otopsi yapılsın? Siz gazeteci olarak düşünüyorsunuz. Yanlış onlar. Biz hukukçu olarak söylüyoruz bunları. Kendi evinde ölüyor çünkü. Şüphe edilecek bir durum yok.
- Siz doğal ölüm olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- Tabii doğal ölüm. Normal şekilde yaşayan bir kişi. Sonra bizim binalarımızda korumalar var. Lojmanda oturuyordu çünkü. Ailesi de geldi. Onlar zaten açtılar baktılar. Daha önce de zaten aynı baygınlığı geçirmiş. Ailenin o zamanki intibaları öyleydi.
- Ailesinin evde olmadığı bir zaman savcının bu ölümü şüphe çekici değil mi?
Şüphe çekecek hiçbir şey yok. Onlar uydurma şeyler. Çok mazbut bir çocuktu. Ve çok kıymetli bir savcıydı.
- Ama Uğur Mumcu soruşturmasını yürüten bir savcıydı.
- Ondan önce soruşturan arkadaşlarımız (Ülkü Coşkun’u kastediyor) var.
- Ama görevden alındı?
Alınmadı. Tayini çıktı. Herhalde bir şeyler oldu. O arkadaşa (Kemal Ayhan’a) tevzi edildi.
- Kemal Ayhan, ölümünden kısa süre önce Güldal Mumcu’ya cinayetin arkasında “Uluslararası istihbarat örgütleri, biraz mafya ve karanlık güçler…” olduğunu söylüyor.
- Hepsi evrakların içinde var (Cinayetle ilgili bilgilerin dosyada olduğunu ima ediyor). Bunun yeniden münakaşasına girmek kadar ayıp bir şey yok.
- Halen asıl faillerin yakalanamadığı eleştirileri var...
- Onların dedikoduları. Aile tabii üzülüyor. Her türlü şeyi söyleyebilir. Soruşturma evrakı dört başı mamur yapıldı.
- Kitapta, Güldal Mumcu, Yeşil’in yaptığı ziyareti de yazmış...
Bu şeye, emekli bir cumhuriyet başsavcısı olarak bu şeye girmeyiz. Sorduğunuz soruların hiçbiri de bizim için geçerli değildir. Kişisel intibalardır onlar. (Bu sırada sinirlenerek telefonu kapatıyor.)
- Kitaba göre savcı Ülkü Coşkun, cinayet için ‘Bu işi devlet yapmıştır’ demiş.
- Bun bunlara girmiyorum hiç. Çünkü bu işler öyle dallandı budaklandı ki o kadar kumkuması (dedikodu) içine sokuldu ki rahmetlinin kemikleri bile sızlıyor. Benden söylemesi. Haberiniz olsun. O kadar. (Telefonu ikinci kez kapatıyor.)
Yorum Gönder