24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri’nin
kuruluşu ve Atatürk’ün başöğretmenliğinin onaylandığı gündür.
Öğretmenler Günü’nün doğuşu da bugünle örtüşmektedir. “Benim asıl
anlatılacak yanım öğretmenliğimdir” özdeyişiyle Atatürk öğretmenliğini,
halkın aydınlığa ulaşmasını öğretmenlerin emeği ile özdeşleştirmektedir.
“Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” ve
“Öğretmenler!.. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” özdeyişleriyle de
öğretmene yüklenilen sorumluluklar ve önemi belirtilmektedir. Dünyanın
en eski mesleğidir öğretmenlik. Öğretmenlik, bilgi verme, yönlendirme,
eğitme, kavratma imgelerinin yanı sıra toplum önderi olma yetisidir.
Eğitmek ve öğretmek dünyanın en kutsal işlevidir. Toplumu karanlıklardan
aydınlığa çıkarmak, sevgiyi, hoşgörüyü ve paylaşma ruhunu kazandırmak
yıldız öğretmenlerin görevidir. Öğretmenler bilgisizliğin (cehaletin)
düşmanıdır. Onlar geleceğimizin çağdaş, aydınlık yüzünün
hazırlayıcısıdırlar. Bilimin, teknolojinin, sanatın ve toplumsal
değerlerin yol göstericisi öğretmenlerdir. Onlar, örgün eğitimle
öğretiyorlar, yaygın eğitimle eğitiyorlar, rehber olup yol
gösteriyorlar.
Öğretmenler, yurdumuzun çocuklarına bilgiden taç,
eğitimden ilaç, insanlıktan inanç aşılayarak onları yarınlara
hazırlıyorlar. Cumhuriyetin kuruluşuyla Atatürk’ün devrimlerini ülkeye
yayılıyorlar. Halkın sosyal, kültürel, eğitimsel ve toplumsal
sorunlarını da çözümleyenlerdir. Bilgisizliğe karşı açılan savaşta
başarılı oldular. Öğretmenlerin başarı ve çalışmalarında kaynakçaları
“akıl ve bilimdir”. Sokrates, “Dünyada her esere paha biçilir ama
öğretmenin eserine paha biçilmez!.. Çünkü o eser, eğitilmiş insandır”
demişti. Bugün bilimsel eğitimden uzaklaşıp dinselliğe dönüşüme
gidilmektedir. Eğitim yönetimi dinsel kadrolaşmanın güdümünde yol
almaktadır. Akıl ve bilimden uzaklaşılmakta, çağdışı ve dogma verilere
yer verilmektedir. Okullarda, öğretmenlerde ve de öğrencilerde ayrışmaya
gidilmektedir. Ders kitaplarından Atatürk, devrim ve çağdaş yapı
çıkarılmaktadır. Dinsel kurgunun dişlileri tüm eğitim kurumlarını
öğütürken öğretmenler sessiz, suskun, durgun ve şaşkın bekleyiştedirler.
Medrese eğitimi özlemiyle uygulanan 4+4+4 eğitim sistemiyle de
anlaşılması güç bir süreci yaşamaktadırlar.
Öğretmenler eğitimdeki
sorunlar yumağı ile boğuşuyorken, dövülüyor, kaçırılıyor, sürülüyor,
korkutuluyorlar. Kimi deprem şehidi oluyor, kimisi elinde eğitim
meşalesiyle ülkenin dört bir yanına göreve koşuyor. Binlercesi öğretmen
olma özlemiyle atanma bekliyor.
Öğretmenlik saygın bir meslek
olmaktan uzaklaştırıldı. Sıradanlığa itildi. Toplumun kültürel düzeyinin
somut önderliği öğretmen yerine imamlara verildi. İmamın öğretmeni
yendiği bir süreç yaşanmaktadır. Taşımalı eğitim sistemi siyasi
değişikliklerle çarpıtıldı. Köyler imamlara terk edildi. İki bin imam
hatip ortaokulu açıldı. Birçok ortaokul imam hatibe dönüştürüldü. Çok
sayıda imam hatip lisesi açıldı. Geleceğin yönetim kadrosunun bireyleri
bu okul çıkışlılar olacak düşü kuruluyorken, öğretmenin saygınlığı
unutuldu.
Düşünce yapımızın mimarı öğretmenlerin eğitimi de
sorgulanır boyuttadır. Nitelikli öğretmen, öğretmen üniversitelerinde
eğitilerek yetiştirilmelidir. Bugün öğretmen eğitimi sanal kavramlarla
dolu, tartışılır, sorgulanır durumdadır. Bilginin, sevginin ve
hoşgörünün sembolü öğretmen küçük ayaklara büyük adımlar attıracaksa, en
nitelikli verilerle yetiştirilmelidirler. Her düzeydeki okullarımızda
yenileşmeci, güncel, öğrenci merkezli, uygulamalı ve çağdaş bir eğitimin
verilmesi genel beklentimizdir. Siyasetin ayrışımcı tutumundan uzak,
dini, ideolojik, terör, töre ve mezhepsel çarpıklıklar yerine, eğitimde
ulusal birlikteliğin, eşitliğin, bilinçlenmenin toplumsal özlemimiz
olduğu bilinmelidir.
Evrensel bir meslek olan öğretmenlik,
ayrışımcı ve dinsel gölgelenmelerden soyutlandırılarak akıl ve bilimin
çağdaşlığında yerini bulmalıdır. Öğretmen bilgide yeterli, sanatsal
beceride üretken, çevre bilinciyle dolu, yüreğindeki sevgisiyle kültürel
birikimli bir önder olmalıdır. Nutuklarla aldatıcı, dayanaksız sözlerle
övmek yerine, çağdaş ülkelerin öğretmenleriyle kültürel, sanatsal
alanlarda yarışır düzeyde eğitilmelidirler. Öğretmen, karanlıkları
aydınlığa dönüştüren, özgür, güven duyulan, bilgi ve kültürel donanımlı
eğitimciliğiyle övünmelidir. Öğretmenleri, “bir ışık yakıyorlar
karanlıklara / bir umut, bir güven / kardeşlik ekiyorlar Anadolu’ya
öğretmenlikleriyle…” şiirimle tanımlıyorum. Bu yoğun duygularımla tüm
öğretmen arkadaşlarımın öğretmenler gününü kutluyor, aydınlık yarınlar,
başarılar ve sağlık dolu günler diliyorum.
İ.Gürşen Kafkas/Cumhuriyet
Yorum Gönder