İmralı’ya gidip kendi görüşsün!..
“Terörü muhatap almayız”dan, “Hükümet görüşmez, devlet görü-şür”e geldi!..
Bu anlamsız sözlerden sonra şimdi de “Gerekirse MİT Müsteşarımı İmralı’ya gönderirim” diyor!..
Neden MİT Müsteşarı’nı gönderiyorsun, git kendin görüş!..
Ha MİT Müsteşarı görüşmüş ha sen, ne fark eder?..
Tayyip Bey, insan aklıyla alay ediyor!..
İktidar, çaresizlik içinde bal gibi terörle pazarlık masasına oturuyor!..
Terörle mücadelede yaptığı zikzaklar, bir adım ileri iki adım geri siyaseti iflas etti!..
Teröre karşı acizliği ortaya çıktıkça, PKK bindirmeye başladı!..
Kalan son çare ise “MİT Müsteşarını İmralı’ya göndermek” oldu!..
* * * * *
Oysa, ben şundan eminim ki Tayyip Bey İmralı’ya kendi gitse herkesten daha iyi pazarlık eder, çünkü esnaflığı, ticareti iyi biliyor!..
Ağzı laf yapar, iyi müzakerecidir, hiçbir lafın altında kalmaz ve Apo’yu ikna eder, terör şıp diye biter!..
Kimleri ikna etmedi ki?..
Bir dünya lideri olarak, herkese sözü geçecek de, bir Apo’ya mı geçmeyecek?..
Haaa, diyeceksiniz ki: “Esad’a geçmedi ama”
Fazla önemsemeyin, Esad bir günde “Esed” oldu, er veya geç (ne kadar geç?) gidecek!..
Ama üç vakte kadar mı, beş vakte kadar mı, artık onun orasını falcı Gülazer bilir!..
* * * *
Önceki gün biri emniyet amiri üç özel harekatçı polis ile üç de korucu şehit oldu…
Bir günde 6 eve daha ateş düştü!..
Kuzey Irak’ta filan değil, çatışmalar ülke topraklarında!..
Taviz verdikçe daha çoğunu isteyeceklerini idrak etmeyerek, “Kürtçü açılım” diye bir acizlik başlattılar, Türkiye’nin başına bela oldu!..
Baktı olmuyor, Tayyip Bey bu defa başımıza şahin kesildi, yükseklerden uçmaya 28 yıldır işittiğimiz lafları tekrar etmeye, atıp tutmaya başladı!..
Sonuç:
“Müsteşarımı gerekirse İmralı’ya gönderirim”
* * * * *
Ne yapacak müsteşarın orada?..
Yeni bir pazarlık kapısı mı açacak?..
Apo’nun, “Muhtaç oldular, ayağıma geldiler” diye egosu şişerken, yoksa ondan taviz mi koparacak?..
Müsteşar Hakan, Oslo’daki fiyaskonun acısını mı çıkaracak?..
“Sen şöyle yap, biz böyle yapalım”dan öteye ne diyebilecek?..
Yoksa Kıbrıs’taki gibi “kazan-kazan” numarası mı başlayacak?..
* * * * *
İktidar, Kıbrıs’taki gibi “çözümsüzlük çözüm değildir” noktasına gelip çözülmeye başladı!..
Terör, istediklerini birer birer aldı!..
Ama onlar ufak işlerdi, şimdi daha büyüğünü istiyor!..
Versen, yine de tatmin olmayacak!..
Müsteşarını gönderme, kendin git!..
Terör örgütüyle muhatap oldunuz bir kere…
Gerisi nasıl olsa gelecek…
Önümüz bayram, İmralı’ya sen git de büyüklük sende kalsın !..
Motor kurye kepazeliği!..
İstanbul’un başına bela olan motor kurye rezaleti başa çıkılamaz hale geldi!..
Sayıları hızla artan köfteci, pizzacı, hamburgerci, kebapçı, su bayilerinin kuryeleri, zaten bir felaket halinde olan trafikte diğer araç sürücülerinin saçını başını yolduruyor, her gün kazalar meydana geliyor!..
Bunların denetimi ise sıfır!..
Bir bakıyorsunuz kaldırımda son sürat üzerinize geliyor, oradan yola atlıyor, akrobasi yapıyor!..
Ters yönden geliyorlar, ara sokaklardan fırlıyorlar, dikkatli olup ani fren yapamazsanız facia!..
* * * * *
Motorların çoğunda plaka, kuryelerin çoğunda ehliyet yok!..
Yanınızdan sürtünerek geçip önünüze atlıyor, oradan başka araca fren yaptırıyor, trafiği allak bullak ediyor…
Çoğunlukla da kendileri devrilip yaralanıyorlar, sürücülerin başına dert açıyorlar!..
Trafik denetleme bunlar için yok!..
Her yol serbest!..
Öyle olmasa motor kuryeler bu kadar gözü kara, bu kadar bilinçsiz, kuralsız tehlike saçabilir mi?..
Bunlara kim dur diyecek, kim denetim altına alacak?..
İstanbul Emniyet Müdürlüğü hiç mi farkında değil, hiç mi kaygılı değil?..
Değil ki tehlike giderek büyüyor!..
http://sozcu.com.tr/imraliya-gidip-kendi-gorussun.html
Yorum Gönder