Tartışalım, tartışalım da, her kafadan, hep birlikte ayrı sesler çıkarsa, neyi tartışacağız, tartışsak sağlıklı bir sonuca varabilecek miyiz?
Önce şu “kürtaj”a bakalım.
Kadınların en hassas konusu, başrolde yine erkekler.
* * *
“Kürtaj”la kimler ilgilidir.
Yasak aşkın ya da ilişkinin ürünü olan bebek, anne karnından alınır.
Meşru evlilikte çocuk istenmiyorsa yine kürtaj yapılır.
Annenin sağlığı nedeniyle doğum yaptırılmaz, çocuk alınır.
Birinci ve ikinci durumlardan kıyamet kopuyor.
Hatta öylesine kopuyor ki, Başbakan “cinayettir!” diyor.
“Kürtaj”dan yana olan bazı kadınlar “bedenimize karışamazsınız!” diyorlar.
* * *
Tabii örnek pek tutmasa da, bir kadın Boğaziçi Köprüsü’nden atlayıp, intihar etmek isterse, polis yetişip müdahale etmeyecek.
Bu müdahale “bedenime karışmayın!” diyenler için yanlış bir müdahale midir?
* * *
Kürtaj tümüyle yasaklanırsa ne olur?
“Merdiven altı” klinikleri işbaşına gelir.
Tecavüze uğramış ya da yasak aşkın ürünü olan çocuğun anası olan kadın bebekle ne yapacak?
İşte sorun burada...
Sağlık Bakanımız kestirip attı:
“-O çocuklara devlet bakar.”
Sayın Bakan olaya böyle yaklaşırken sorunun altını üstünü düşünmüş müdür?
Kürtaj sorunu insanlığın tarihi kadar eskidir, tartışılmaktadır.
Herkes bir çözüm arar!
Kürtajı tümüyle yasaklamak yerine, hiç olmazsa hamileliğin belirli bir süresinde denetim altında tutarak, izin vermek galiba en çıkar yol.
İki maddelik kanunla kürtajı yasaklayamazsınız.
Kanun çıkar, yasak kürtajlar artar, parası olanlar arabalarını dağdan aşırır, züğürt olanlar düz ovada yollarını şaşırır.
“Kürtaj baskınları!”
Peki bunun başka çaresi yok mu?
Var, “korunmasını” bilmek.
“Korunmanın” ne demek olduğunu öğretebilirsiniz.
* * *
Ya “sezaryen” denilen operasyon?
Büyük şehirlerin biraz varlıklı bireylerine bakın, “doğal doğum” unutuldu, son birkaç yıl içinde “sezaryen”le doğum yüzde 85 artmış...
“Sezaryen” tıbbi gerekçe varsa, bir müdahale şeklidir, “nezle” olur gibi sezaryen olunmaz.
“Kürtaj”a müdahale diye bakmak mümkündür, “sezaryen”e hayır.
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki, Başbakan durup dururken neden ortaya kürtajı, sezaryeni attı?
Eeee, zinanın devamıdır bu...
Avrupa “zina suç olmaz” diye bastırınca, mecbur kabul ettiler. Hatta hatırlıyorsak “zina” lafı çıkınca, “Avrupa istiyor!” denilince kızmışlardır:
“Onlara ne yahu? Bu işlere ulema karışır!” diyorlardı.
İşte şimdi sırası geldi.
Yorum Gönder