Yetmez Ama… Referans Din Olursa - Zeynep Oral

1 Haziran. Lütfi Kırdar salonu dolu. Sahnede 20 kişiler… 19 erkek ve o, bir kadın… Onlar mükemmel. Bu mükemmelliğe sadece yetenekleri, olağanüstü çalışmaları, çabaları, azimleri, emekleri, fedakârlıkları, tutkuları, adanmışlıklarıyla ulaştıklarını biliyorum… Onlar dünyanın en önemli iki orkestrasının Viyana ve Berlin Filarmoni orkestralarından seçilip bir araya gelen Viyana –Berlin Oda Orkestrası sanatçıları. Ortalarındaki o muhteşem kadın ise yaşarken efsane olmuş kemancı Anne-Sophie Mutter… Tanrım bu konser hiç bitmese… Hiç bitmese…
***
Konser için yola çıkmadan önce geldi haber: Fazıl Say’a 1.5 yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianameyi mahkeme kabul etti! Önce biri benimle alay ediyor sandım! İnanamadım! Şaka gibiydi! “Twitter”da Fazıl’ın alıntılarından bin kat daha korkunç neler vardı! Savcılar binlerce insana dava açsa, milyonları da içeri atsa “temizleyemez” Twitter’ı! Ama amaç Fazıl Say’a meydan okumak, hayatını mahvetmek, onu bu ülkeden kaçırmaksa, her şeyi yapar bunlar! İlk aklıma gelen “yetmez ama evetçiler” oluyor! Nerdesiniz? Fazıl Say’a 1.5 yıl yeter mi sizce, yetmezse daha kaç yıl ekleyelim! Yalnız Fazıl Say’a dava açmak yetmez, onun gibi düşünen daha ne çok aydın var! Ne diyorsunuz, yargı bağımsızlığının bu kadarı yeter mi?..
***
Bir değil, iki Mozart konçertosu… 3 ve 5 numaralı keman konçertoları sular seller gibi akıyor. Anne-Sophie Mutter bir fenomen! Kıpkırmızı, geniş dekolteli tuvaleti içinde bir ateş parçası, bir duru su... Cenneti indiriyor yeryüzüne…. Yalnız işitsel değil görsel bir şölen aynı zamanda… Sanki müziğin resmini çiziyor… Orkestra elemanlarıyla birebir kurduğu ilişki; tatlı sert diyalog çarpıcı… Müziği dinlerken içim temizleniyor… Bu konser hiç bitmese…
***
Biz nasıl bu kadar pislendik! Sağlık Bakanı Recep Akdağ “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar” demişti. Melih Gökçek onu geride bıraktı: “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün” diyebildi… Gördünüz herhalde kadın bedeni üzerinden siyaset yapılmasına karşı çıkan kadınlara uygulanan polis şiddetini! Yuh olsun! Bu kadar şiddet yeter mi, yoksa yetmez mi acaba?
Fatma Şahin istifa etmek için hâlâ ne bekliyor? Tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar, tüm kadın örgütleri, tüm bilim dünyası kürtaj konusunda yalan mı söylüyor? UNICEF, Dünya Sağlık Örgütü değil de hükümetin başı mı biliyor bu işi? Gerçekten Fatma Şahin buna mı inanıyor?..
***
Mozart’ın çekiciliği, afacanlığı, şakacılığı ve de derinliğinin yanında Wolfgang Rihm’in çağdaş bestesi ağır lokma… Ama keman için sonsuz yenilikler, riskler ve meydan okumalar taşıyor. Mutter kolayı değil zoru seçmiş. 13 yaşında Karajan’la sahneye çıkıp çalan, yıllar boyu ödüllere kayıtlara doymayan sanatçı; güzelliğiyle, yarış ve hız merakıyla, dekolte giysileri, neredeyse 40 yaş büyüğü besteci André Previn’le fırtınalı evliliğiyle de dikkati çekmişti zamanında. Ama bugün çağdaş bestecilere ve gençlere sağladığı destekle, eğitimciliğiyle de ön planda! Bu konser hiç bitmese …
***
Çayan Birben’de gençti… 31 yaşındaydı… Bütün suçu, kavga edenleri ayırmaya çalışmaktı… Üstelik söyledi de polise “Abi astım hastasıyım, biber gazı sıkma” dedi. Dedi ama dinletemedi... Geçen yıl hükümet başının mitinginde, biber gazından ölen Metin Lokumcu gibi, Çayan Birben’in de ciğerleri biber gazına dayanamadı…
***
Rüya gibi konser sona erdi. (Teşekkürler İKSV!) Alkışları 2 parçayla karşılıyorlar: Bir Mozart, bir de Bach 3 No’lu Süit’inin uvertürü… Tüm salon soluğunu tutmuş dinliyor… Sanki tanrılar sahneye inmiş, müziği onlar çalıyor… Gözyaşlarımı tutamıyorum… Gözyaşlarımın nedeni ruhuma işleyen müzik mi? Yoksa, artık her alanda, sağlıkta ve sanatta, eğitimde ve yargıda, referansımızın bilim değil de, din olması mı?
Bilmiyorum.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget