Tuhaf Dışsatım - Mümtaz Soysal

Dışsatımdaki bir başka tuhaflık, tuhafiye dükkânlarında satılanlara biraz daha yaklaşmış sayılabilir: Dünyanın en ünlü markalarının başarılı taklitleri olan ürünler.

Tuhaf Dışsatım - Mümtaz Soysal
DİLİMİZİN tuhaf sözcüklerinden biri de “tuhafiye”dir. Dantel, kurdela, mendil gibi ufak tefek şeyler satanlara “tuhafiyeci” deriz. Sanki sattıkları her şey tuhafmış gibi. Meğer “tuhaf” hediyenin Arapçası olan “tuhfe”nin çoğuluymuş; harika dil Türkçe onu da kendine benzetivermiş. Yakınlık duyduğunuz birine ufak bir hediye ya da aldığınızı güzelce sarmak için tuhafiyeciye gitmez misiniz?
Dışa sattıklarımız hep tuhafiye değildir elbet. Hatta bazılarını, örneğin tozdan topraktan arındırmaksızın dışa satılan işlenmemiş maden cevherini sarıp sarmalamak da gerekmez. Ama hepsini saydığımız ve hele nasıl elde edildiğini öğrendiğimizde, “ithalat” giderlerimizi karşılamadığı için dış açığı kapatmaya bile yetmeyen “ihracat”ımızın özündeki “tuhaflık” açıkça belirir.
Aslında, “zavallı komşu” Yunanistan’ın haline bakıp övünülen ekonomik gücümüzün gerisinde yatan tuhaf zayıflık budur.
Dışsatımdaki bir başka tuhaflık, tuhafiye dükkânlarında satılanlara biraz daha yaklaşmış sayılabilir: Dünyanın en ünlü markalarının başarılı taklitleri olan ürünler. Yani Gucci, Louis Vuitton, Ralph Lauren, Lacoste, Pierre Cardin, Versace, Armani, Diesel, Adidas gibi markaların taklidi çantalar, giysiler, gözlük çerçeveleri, ayakkabılar, makyaj malzemesi falan.
Sertaç Koç’un Milliyet’te yayımlanan haberine göre, bazı Balkan ve Orta Avrupa ülkeleri de bu işi yapıyormuş ama piyasanın en iyisi Türk “imalatı” ürünlermiş. Satışlar, ülke sınırlarını çoktan aşarak Avrupa’nın her yanına sıçramış. Emniyet baskınları ve zaman zaman kesilen cezalar bu tür “sanayi” ürünlerinin dışsatımını durdurmuyormuş.
Bunları ve otomotiv montajcılığına, radyo, televizyon ve buzdolabı yapımcılığına dayalı bir çeşit sanayi ürünlerinin dışsatımındaki durumunu düşündükçe sistemin temellerindeki zayıflık düpedüz endişe verici oluyor. Kendi teknolojisini yaratan, ileri üretim araçlarını kendi yapan, enerji kaynaklarını iyi değerlendiren, insan gücünü bu amaçlara göre yetiştiren bir ekonomi anlayışına geçmedikçe temelsiz övünmelerle halkı aldatmanın yersizliği dışsatımın tuhaflığıyla belirginleşmiş olmuyor mu?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget