Meteoroloji, haziran ayının normalleri üstünde hüküm süren sıcakların bu hafta sonuna kadar devam edeceğini bildiriyor.
Ya politikanın barometresinde görünenler?
Dünkü grup toplantılarında Bahçeli’nin, kendilerinin dışındaki bütün partileri hedef tahtasının tam ortasına alarak ateş altında tuttuğuna bakınca, kimimizin “Kürt sorunu”, kimilerinin de terör sorunu olarak adlandırdığı ülkenin en önemli ve en sıcak gündemi üstünde bir konsensüs oluşturamadığımız ortaya çıkmaktadır.
Hastalığın teşhisinde bu farklı gözlemler sürdükçe, tedavi seçenekleri de farklı olacak ve konsültasyonda da bir uzlaşmaya varılamayacaktır.
Sayın Bahçeli’nin yetenekli bir cerrah olduğuna inanan yandaşları, dün MHP grubundan haber kanallarına yansıyan görüntülere bakarak söyleyeceğim; “Bazen PKK bazen terör örgütü” olarak isimlendirdiği silahlı çeteyi devletin güvenlik güçlerinin etkisiz hale getirmesinin yeterli olacağına inanıyorlar.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı ziyaret ederek verdiği öneriler paketinin yanı sıra içtenliğini de ortaya koyan açıklaması; bir Batı ülkesinde olsa, o ülkenin Başbakanı, ana muhalefet partisinin uzatmış olduğu zeytin dalını alır ve muhatabına içten teşekkür ederdi. Oysa Başbakan, dün yine CHP’ye esip gürlemeyi ihmal etmedi.
Ne ki o alıştığımız salvoları grup salonunda dinleyen AKP’li parlamenterlerin önemli bir kesimi de, izleyicilerin bir bölümü de eski alışkanlıklarını yinelemeyerek, alkışları balkonun ön sıralarına yerleştirilmiş genç amigolara bırakmayı yeğledi.
Bu gözlemlerimizi, bugünkü yazının renkli bölümü için kaydettikten sonra ana konuya dönelim:
Ve sorunla ilgilenen her kesimdeki yurttaşın dilinin ucundaki soruyu soralım:
“O görüşmede masada AKP ve CHP ile BDP mi oturacaktır?”
Bugünkü parlamento aritmetiğimize bakarak hemen “Evet” demenin doğru olmadığı, dün medyaya düşen haberlerden anlaşılabilir.
Bugünkü TBMM’deki büyük Kürt partisi BDP’nin yanı sıra, bu partiye kayıtlı bazı parlamenterler ile bağımsız olarak seçilmiş başka bazı milletvekillerinin Diyarbakır ve Ankara’da iki ayrı çalışmayı sürdürerek Meclis’teki Kürt parti sayısını üçe çıkaracağı haberleri dün bazı gazetelerde yer almıştı.
Bu partilerin İslami esaslara dayanacağı, hatta birisine Hizbullahçı görüşlerin egemen olacağı da o haberlerin arasındaydı.
Bugüne kadar İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük metropollerde ve Güneydoğu’da yoğunlaşmış Kürt seçmenlerin oylarının büyük bölümüne talip olan AKP’nin bu yeni oluşumda ne ölçüde kan yitireceğini öncelikle siyaset sosyologlarının izlemesi gerektiğini belirtelim.
Ama o arada bizim de sıradan da olsa bir değerlendirmemize yer vermek gerekiyor:
Erdoğan ve partisinin işi giderek zorlaşıyor.
Yorum Gönder