“Müsademe-i efkardan Barika-i hakikat doğar. Yani fikirlerin çatışmasından, çarpışmasından, müzakeresinden hakikat güneşi doğar. Başkanlık sistemi tartışılmalıdır.”(1) Başkanlık sistemiyle ilgili yöneltilen soruya, başkan adayımızın cevabı… Bakalım “hakikat güneşi” üzerimize doğduğunda bizi nasıl aydınlatacak…
Yine aynı başkan adayı, aynı soruya yıllar önce ne cevap vermişti hatırlayalım: “Türkiye başkanlık sistemine hazır değil, başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da ABD emperyalizminin bize bir dayatmasıdır”(2)
Peki, Türkiye hazır değil iken, Türkiye’yi başkanlık sistemine uygun hale getiren etmenler nelerdi acaba? Veya başkanlık sistemi emperyalizmin dayatması ise ve özenti sonucu ortaya çıkmışsa, “neden bu özentiye çanak tutar hale geldiniz?” soruları canlanmakta zihinlerimizde?
Her konuda olduğu gibi Bekir Bozdağ’ın dürtüklemesiyle başkanlık sistemini “tartışmaya” başladık.
“Halk başkanlık sistemini tartışmalı” cümlesinden “halk tartışsın biz nasıl olsa kafamızda ki plana, gizli ajandamızda emperyalizmin bize dayattıklarına göre hareket edeceğiz” anlamı ancak bu kadar kendini açık edebilirdi…
Şu an bir belirsizlik içinde “hüküm edenler”… Evet, kafalarında tek adam yönetimi var herkes farkında ama bunun hangi sistemle nasıl bir yönetimle olacağı noktasında bir belirsizlik yaşamaktalar. Çünkü Cumhurbaşkanlığından ağızları yandı, ilerisini düşünmeden cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararını aldılar. Sonucun ne olacağını kendileri dahi kestiremiyor.( Dikkat ettiyseniz “hayır onlar mı istedi, halk referandumla kabul etmedi mi?” sorularını duymazlıktan geldim)
Şimdi cumhurbaşkanı ne yapacak? Kendisini halkın seçmesi için ne vaatlerde bulunacak? “Beni seçin yol yapacağım, eğer seçilirsem sınav sistemini değiştireceğim, köyünüze elektrik getireceğim” vs tarzda vaatlerde mi bulunacak? Cumhurbaşkanı seçtirecek yeterli çoğunluğa sahipken, dertsiz tasasız, aday gösterdiği kişi cumhurbaşkanı seçilebilecekken halkın oyuna gerek duyulmasını sanırım demokrasi aşkıyla izah edemeyiz…
Tabii alt yapısı hazırlanmadan halka götürülen bu tarz konular referandum da olaylardan bihaber halkımızca büyük oranda desteklenmekte… Her yenilik ve düzenlemede olduğu gibi bekleyeceğiz, göreceğiz tutarsa devam, tutmazsa yeni bir sistemle yolumuza devam edeceğiz…
Aslında başkanlık sistemi, ülkenin götürülmek istendiği yapı için biçilmiş kaftan… Müttefikimiz, kadim dostumuz Amerika’nın uyguladığı sistemden “özenti olacağı” alenen ortada… Peki, nedir Amerika’nın başkanlık sisteminde dikkat edilmesi gereken noktalar?
Başbakanın kafasındaki sistem, Amerika’da uygulananla birebir örtüşüyor. Çünkü Amerika’da başkanlık sistemi “federal devletler” birliği üzerine kurgulanmış…
Yine iki parti yani Demokrat ve Cumhuriyetçi partinin (ki halkı laik ve dindar olarak yıllarca iki kutba bölmelerinden anlaşılmalıydı bu sistemin uygulanacağı) gösterdikleri adaylar “karmaşık” bir sistemle seçiliyor… Bunu yani seçim sistemini halkın anlaması imkânsız...( Neden mi imkânsız? ABD vatandaşları başkanlık seçimlerinde oy verdiklerinde aslında başkan adayına değil o adayı destekleyen seçiciler kurulu üyelerine oy veriyor. 538 üyeli seçiciler kuruluna her eyalet, Kongre’deki temsilci sayısı kadar üye gönderebiliyor. Seçimlerden sonra bir defaya mahsus toplanan seçiciler kurultayı, başkanı seçiyor(3)… İmkânsızmış değil mi?)
Başkanlık sisteminde önemli bir konumda yer alacak olan valiler ise yine halkın oylarıyla seçiliyor. Hatta yardımcıları ve kabine üyeleri dahi seçimle geliyor. Yazının bu kısmında, birkaç dakika Doğu’da işbaşına gelecek olan valileri düşünüp zihinsel pratik yapalım isterseniz. Merkezden atanan valiler yerine halkın seçtiği valilerin faaliyetleri için çokta ileri görüşlü olmaya gerek yok… "Belediye binamızın önünde Türk bayrağının yanında, sarı-kırmızı-yeşil bayrak dalgalansa ne olur"(4) diyen yerel yönetimleri göz önüne getirmeniz yeterli…
Yargının konumu ise hepsinden daha fazla dikkat edilmeli bu sistemde… Çünkü savcılar halk tarafından seçiliyor. Ülkenin en üst düzey mahkemesinin 9 yargıcı ise başkan tarafından atanıyor.
Gördüğünüz gibi valilik, yerel yönetimler, federal yapı ve eyalet sistemiyle BDP ve bölücü güruhun ağzının suyunu akıtan başkanlık sistemi, yönetimin tek elde toplanması, savcıları halkın seçmesi, yargıçları başkanın ataması açısından ise hükümetin ağzının suyunu akıtmakta…
Başta da belirttik, bunu tartışmaya açan, dürtükleyen Bekir Bozdağ bakın ne diyor: “Bana göre mevcut sistemler arasında denetimin en etkin yapılmasına izin veren sistem başkanlık sistemidir. Bizim sistemde iktidar yetkisini kullananlar vatandaşa hesabını tam verebiliyor mu, onu da yapamıyor”(5)
Ne kadar iyimser… Sırf bize hesap verememenin verdiği mahcubiyet! her kelimede kendisini belli ediyor! “iktidar yetkisini kullananlar vatandaşa tam hesap veremiyor bu sistemde… Bu yüzden başkanlık sistemi iyidir iyi” Allah razı olsun… “Sana göre” en iyisi buysa 70 milyon kusur insanın fikrine ne gerek var değil mi?
Başkanlık sistemini, eyalet sistemini, yeni anayasa çalışmalarını, ikiz yasaları hepsini yoğurun zihninizde ve ortaya bir sentez koyun gördükleriniz tüyler ürpertecektir…
Gelelim kısa vadede gerçekleşecek olanlara: “Bakın halk tartıştı, başkanlık sisteminde karar kılındı” denilerek başkanlık sistemine geçilecek. Tabii “halk iradesi” son 11 yılda olduğu gibi gizli planlara paravan olarak kullanılarak yapılacak bu değişiklik. “Halk” ise eyalet sistemiyle kendi valisini, kendi savcısını seçecek olmanın, kendi bölgesel anayasasını hazırlayacak olmanın mutluluğuyla sevince boğulacak…
Uzun vadede ne olacağına gelince; her zaman olduğu gibi “bekleyip, görmek” Nede olsa en kafa yormayanı, en zahmetsizi !!!
Ömer YILDIZ
Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46
Sayfa: http://www.facebook.com/omeryildizyazilari
(1) http://www.samanyoluhaber.com/politika/ ... mu/759076/
(2) http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx? ... egoryID=78
(3) http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?ta ... tegoryid=3
(4) http://www.ntvmsnbc.com/id/25119450/
(5) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2012/05/ ... aciklamasi
Yorum Gönder