SAYIN Başbakan'la sayın ana muhalefet lideri eksik olmasınlar,ara sıra konu sıkıntısı çeken fıkra yazarlarına ikisi de bol malzeme vermeyi ihmal etmiyorlar.
Son örnek “onların aralarındaki” gençlik yetiştirme polemiği.. CHP Genel Başkanı iktidarın eğitim politikasında dinsel inançlı yaklaşımı eleştirecek oldu.Başbakan hemen “ne yani” dercesine konuya girdi ve “Dindar yetiştirmeyelim de ateist mi yetiştirelim” diyerek tartışmaya balıklama atladı.Böylece General Evren'in “Asmayalım da besleyelim mi” demesine benzer bir yarışın başlangıcında bulduk kendimizi.Arkasının nasıl geleceğini merak ederek başkalarının zıtlık çakıştırmalarıyla eğlendiririz. “Molla mı,zındık mı” , “soka mı,günahkâr mı” , “meczup mu,gâvur mu” diye diye,kırıp dökerek ve azıtınca hakarete düşerek.Öyledir polemik,bitmek bilmez İşin kötüsü,bu çeşit zıtlık arayışlarının doğru düşünmeyi de bozup zamanla insanı yanlış sonuçlara sürüklemesidir.Örnek mi?Önceki gün: “ aşırı soğuklar Amerikalıları Afganistan'dan çekilmeye zorluyor” diye bir haber düşmüştü ajans bültenlerine.Bunun üzerine “ne işleri vardı orda zaten,çekilip gitsinler” diyerek derin bir tartışma başlatabilirdiniz.Birimiz. “Amerika'nın müttefikiyiz,buraları daha iyi bildiğimiz için biz uyarmalıydık” deyince,başkası da: “müttefikleriysek,köleleri miyiz ki rahatlarını biz düşüneceğiz” diyecek olursa,zaten yanlış başlamış bir diyalog,müttefiklik ile köleliği yan yana getirince ek zıtlaşmalarla çığırından iyice çıkmaz mı?
O zaman “eğitim konusunu” yani bugünün çocuklarıyla gençlerini yarınlara hazırlama sorununu laiklik tartışmalarının ilkel zıtlaşmalarından ayırıp daha derin bir yaklaşımla ele almak gerekiyor.Bu açıdan bakınca. “eğitim fakültelerimiz ne güne duruyor” demez misiniz.Öyleyse,sosyal bilim ve felsefe dallarıyla bütün üniversitelerimiz eğitim tartışmalarının içine sokulmalıdır. “Eğitim sorunu partili bir bakana.hatta başbakana bırakılacak kadar yalın değildir” diyerek bütün toplumu seferber etmekten başka çare yoktur .
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorum Gönder