Barış’ların Kitabı - Mustafa Balbay

Önce kitabın hakkını teslim edelim. İki tutuklu gazeteci Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, WikiLeaks belgeleri üzerinde ciddi bir çalışma yapıp Türkiye’ye ilişkin bölümlerinden yakın
geçmişimize ışık tutan bir kitap haline getirmişler.
Barış’lar önce tek tek samanlıktaki iğneleri çıkarmışlar, sonra da o iğnelerle kuyu kazmışlar.
“Sızıntı, WikiLeaks’te Ünlü Türkler” başlıklı kitap bu şekilde özetlenebilir.
WikiLeaks belgeleri iki yıla yakın süredir dünya gündemini zaman zaman yükselen dalgalarla sarsmaya devam ediyor. Belgelerde Türkiye’ye ilişkin bölümler de önemli bir yer tutuyordu. Amerikan büyükelçilerinin ülkelerine geçtiği kriptolardan oluşan belgeler bu ülke tarafından da genel hatlarıyla doğrulandı.
Barış’lar binlerce sayfalık bilgi-belge arasında bir seçki yapmışlar, deyim yerindeyse ham bilgiyi “fikir” haline getirmişler.
***
Kitap her bölümüyle ayrı ayrı ele alınabilecek konuları ve kişileri içeriyor. Sadece Ergenekon soruşturmalarına ilişkin bölüm bile hem pek çok soru işaretini ortadan kaldırıyor hem de pek çok yeni soruyu beraberinde getiriyor.
Bugün beni doğrudan ilgilendiren bir boyutu sütuna yatıralım.
Kriptolardaki cümlelerden de alıntılar yapılarak verilen bilgiye göre, Türk polisinden bir heyet iki kez Amerika Büyükelçiliği’ne giderek Ergenekon soruşturmalarıyla ilgili brifing vermiş. Büyükelçiliğin siyasi müsteşarı ve hukukla ilgili uzmanlarının da bulunduğu brifingde planlanan ve ilerlemekte olan Ergenekon dalgalarının hem içeriği hem de çapıyla ilgili bilgiler verilmiş. Eldeki delillerin sağlam olduğu vurgulandıktan sonra mevcut yargıçların nasıl hareket edeceği konusunda soru işaretlerine yer veriliyor.
21 Kasım 2008 ve 29 Mayıs 2009’da verilen bu brifingler Ergenekon dalgalarının çok tartışıldığı bir döneme karşılık geliyor.
Yeniden altını çizelim; ele alınması gereken pek çok boyut var. Burada kitaba bir nokta koyup iddianame eklerinden 228. klasöre gelelim. Bu klasörün 13. sayfasında benim gözaltına alınmamın hemen öncesinde polisin benimle ilgili “bilirkişi değerlendirmesi” var.
Şöyle diyor:
“Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilcisidir. İlhan Selçuk’un talimat ve yönlendirmesiyle hareket etmektedir. Amerikan Büyükelçisi ile gizli ve kapalı toplantıya katılmıştır.”
1 Temmuz 2008’deki gözaltının öncesinde telefonlarımız dinlenmiş. Amerikan Büyükelçisi’nin gazetecilere verdiği bir öğle yemeği gizli ve kapalı toplantı olarak delillendirilmiş.
O yemekte benim dışımda Zaman gazetesinin Ankara temsilcisi Mustafa Ünal, Milliyet gazetesinin Ankara temsilcisi Fikret Bila ve Referans gazetesinin Ankara temsilcisi Erdal Sağlam vardı.
O dönem yandaş yayın organları salt bu bilgiye dayalı olarak olmadık başlıklarla haber yaptılar.
Bu durumu Barış’ların kitabındaki bilgilerle birleştirirsek ortaya şu çıkıyor:
Benim 3 meslektaşımla birlikte tamamen gazetecilik sınırları içinde öğle yemeği yememi suç delili olarak kayda geçirenler, aynı büyükelçiliğe gidip brifing vermişler.
Nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun küçük bir kesiti.
***
Barış’ların kitabından ortaya çıkan bir başka gerçek de şu:
Ergenekon ve benzeri planlamalarla elde edilmek istenenlerin henüz tümüne ulaşılmamış.
Deniz Baykal’ın haklı olarak sesini yükselttiği gibi hedefte pek çok kişi ve o kişilerin temsil ettiği kurum var.
Bizler böylesine büyük bir kurgunun parçası olarak tutuklu yargılanıyoruz.
Bu tablo “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganından öte bir durumdur. Sıra herkese gelmiş durumdadır .

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget