2020 Olimpiyatları İstanbul’da! - Özgen Acar

Geçen hafta İtalyan Başbakanı Mario Monti, ülkesinin 2020 olimpiyat adaylığından çekildiğini açıkladı.
Yunanistan’daki gibi bir hükümet değişikliği ile Silvio Berlusconi’nin yerine getirilen “ekonomist” Başbakan Monti, kararı “uzmanları ile yaptığı toplantıdan sonra” duyurdu .
Gerekçesi, “İçinde bulunulan ekonomik bunalımdan dolayı 12.5 milyar doları karşılayacak bütçemiz yok!” oldu.
Monti’nin en büyük gerekçesi ise şöyleydi: “Geçmiş hükümetlerin verdikleri bu kararın, ülkemizde uzun dönemde yaratacağı olumsuz etkileri göz önünde bulundurmamaları, çekilmemizde etkili oldu!”
Roma, 1960’ta olimpiyatlara, sonrasında çeşitli uluslararası oyunlara ev sahipliği yaptığı için her türlü sportif altyapı tesisine sahipti. 12.5 milyar dolar güncelleştirmede kullanılacaktı.
Dünyanın 10. ve Avrupa’nın 4. büyük ekonomisine sahip, kişi başına 35 bin doların düştüğü İtalya’da olimpiyatlar için bugün harcamalar yapılacak, ama yarın daha büyük çapta ekonomik bunalıma neden olunacak, gelecek kuşaklar güç durumda kalacaktı.
***
Antik Yunanistan’da ilk kez “Olimpia” kentinde düzenlendiği için adını oradan alan modern “olimpiyat” oyunları, 1896’da Atina’da düzenlenmişti.
Bu gelenek 2004’te yine Yunanistan’da sürdürüldü. Kişi başına ulusal gelirin 33 bin dolar olduğu Yunanistan, 2004 oyunları için 11 milyar dolar harcamayı öngörmüştü. Oyunlar bittiğinde fatura 20 milyar doları aşmıştı. Üstelik Avrupa Birliği’nden (AB) önemli destek de sağlanmıştı.
Bu köşede sıkça, Yunanistan’daki seçimlerde iktidar değişikliği ile yaşanan ekonomik bunalımı 2004 olimpiyat harcamalarının tetiklediğini yazmıştık. Altyapı-üstyapı denilirken oyunlara kadar işsiz insan sayısı çok azalmıştı. Ancak inşaat bitip oyunların getirileri de sıfırlanınca, her geçen gün işsizler ordusuna çığ gibi katılımlar olmuştu.
Sonuçta, bugün Yunanistan iflas bayrağını çekti, AB’den 130 milyar Avro dilenildi. İşsizlik o kadar arttı ki, antik olimpiyat kentindeki müzeyi geçen hafta maskeli iki kişi soydu, Kültür Bakanı da istifa etti.
Nereden nereye? İşte İtalyan Başbakanı bu gerçekleri görmüştü, halkını gelecekte Yunan halkının durumuna düşürmemek için adaylıktan çekilme kararı almıştı…
***
Karadeniz’den Marmara’ya ikinci boğazı açmak isteyen, Merkez Bankası’nı da İstanbul’a götürüp kentte uluslararası finans merkezi yaratma sevdasındaki AKP hükümeti adına, İsviçre’nin Lozan kentindeki “Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (UOL)” resmen adaylık başvurusu yapıldı.
İstanbul’dan başka Japonya’dan Tokyo, İspanya’dan Madrid, Katar’dan Doha ve Azerbaycan’dan Bakû’nun adaylıkları UOL’ye resmen iletildi.
Bu yaz Londra’da yapılacak olimpiyatlara 24 milyar dolar harcandı. Üstelik 1948 oyunlarına ev sahipliği yapmış olması, güçlü ulaşım altyapısına sahip bulunması nedeniyle bu harcama son teknolojik gelişmelerin güncelleştirilmesinde kullanılacaktı. Emeğin ucuz olduğu Çin 2008’de olimpiyatlar için 30 milyar dolar harcamıştı. Tokyo’da 1964’te olimpiyat düzenlediği için fazlaca altyapı sorunu olmayacaktı, güncellemelere harcama yapılacaktı.
Ekonomik bunalım arifesindeki Madrid’in önümüzdeki günlerde adaylıktan çekileceğinden söz ediliyor. Geriye iki petrol kenti Doha ve Bakû kalıyor. Kazanan kent, 7 Eylül 2013’te Arjantin’de açıklanacak.
***
Türkiye’nin başvurusunun odağını, dört ayrı imparatorluğa başkentlik yapmış iki kıtanın buluştuğu yer olması oluşturuyor. Başvuruda 2020 olimpiyatlarında Boğaz’ın iki yakası ışık cennetine dönüşecekmiş… Boğaziçi baştan aşağı süslenecekmiş... Karadeniz’den Marmara’ya ikinci boğaz açılacakmış… Kel başa şimşir tarak…
Açılışı aynı anda iki kıtada 1 milyon kişi izleyecekmiş… Adaylığımız “Bugünkü İstanbul’a değil, 2020’nin İstanbul’una oy vereceksiniz!” söylemi ile güç kazanacakmış. Bu söylemle İstanbul’un bugün içinde bulunduğu kötü durum da itiraf edilmiyor mu?
Bu amaçla Türkiye, yedi yılda 30 milyar doları gözden çıkarmış. Ödenekler devlet bütçesinden ve İstanbul Kültür Başkenti düzenlemesinde olduğu gibi özel gelirlerden karşılanacakmış.
Karşılığında Türkiye’nin uluslararası imgesi güçlenecek, maddi gelir sağlanacak, turizm girdisi artacakmış. Sanki bunların hepsi Yunanistan’da oldu!
***
2002’de tamamlanan 75 bin kişilik Atatürk Olimpiyat Stadyumu’na doğru dürüst ulaşım sağlanamadığı için Galatasaray takımı, karşılaşmalarını bu sahada yapmaktan vazgeçmedi mi?
Bugün bu stadyumun üstyapısı bakımsızlıktan çürümüyor mu?
Bugün nüfusu 15 milyon olan İstanbul’da bu amaçla yeni tesislerin ve altyapının güçlendirilmesi için gerekli emek Anadolu’dan sağlanacak geçici ucuz emekle yürütülecek. Kentin nüfusu da 2020’de 20 milyonu aşmayacak mı? Gelenler kentlerine ne zaman geri döndüler ki?
Efendim, 2. boğazın açılışı, tüpgeçit ve raylı sistem ulaşımı kolaylaştıracakmış. Ana damarların dışındaki ikincil yollar ne olacak? Bırakın ikincil yolları, 2-3 hafta önceki kar bile İstanbul’u anayollarında ulaşımı felç etmedi mi?
Devlet bütçesindeki açığı karşılamak için her geçen gün yeni vergilere ve artışlara gidilirken, kamunun malı mülkü satılırken, 30 milyar dolar kimlerin cebinden çıkacak?
Açık ve kapalı alanlarda, başta elektronik gereçler, bilgisayarlar, aydınlatma araçları yurtdışından getirtileceğine göre, şu anda bile ürküten dış ticaret açığındaki makas daha da büyümeyecek mi?
Kişi başına 35 bin dolarlık ulusal gelire sahip İtalya çekilirken, 13 bin dolarlık gelirle bu adaylığa başvurmak “ayranı yok içmeye tahterevalliyle gider…” olmuyor mu?
Eğer 30 milyar dolarımız varsa, bunun en azından 10 milyar doları ile Güneydoğu’da yatırımlar yapıp terörü ve büyük kentlere göçü besleyen işsizlik ortadan kaldırılamaz mı? Bir zamanlar komşu ülkelere Doğu Anadolu’dan yapılan canlı hayvan ve et satışı yeniden canlandırılıp, yöreye önemli ekonomik girdi sağlanıp Arjantin’den Angus öküzlerinden getirilmesi ile de büyüyen cari açığın azaltılması sağlanamaz mı? O yörede yapılacak spor tesisleri ile gençlerimizin öteki olimpiyatlar için yetiştirilmesi daha iyi olmaz mı?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget