Bazen zaman birden duruyor...
Yaşananlara, olup bitenlere insanın aklı ermiyor.
Adına “Arap Baharı” denilen ayaklanmalar Mısır’da 30 yıl ABD uşaklığı yapan Hüsnü Mübarek’i devirdi ama oraya ne demokrasi geldi ne de özgürlük.
Varsıl yine varsıl, yoksul yine yoksul...
İpler “Müslüman Kardeşler”in elinde.
Libya’da isyan ateşini yakan, Kaddafi’nin bir dönem CIA’yla işbirliği yaptığı, onları işkenceden geçirdiği muhalif liderler, hem NATO güçlerinin hem de Müslüman Kardeşler’in desteğinde milyar dolarları nasıl bölüşeceklerinin hesabını yapıyor.
Libya’da aşiret savaşları, Kaddafi’nin durumu, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin “büyük pastayı bölüşmek” için çevirdikleri her türlü dolap ve Türkiye’nin durumu...
***
Türkiye-İsrail gerginliği ne kadar sürecek ya da ABD bu gerginliğe ne zaman dur diyecek?
Bir yandan İran’a karşı “füze kalkanı” tartışılırken olası bir Türkiye-İran çatışmasına taban arayan emperyalist güçlerin senaryolarında acaba daha neler var?
Irak’ta susan dudakların çanağında sakat kalan iki milyon çocuk, bugün 15-17 yaşlarında... Kimisinin iki bacağı, kimisinin iki kolu kopuk.
Yaşlı, sakat kadınlar, erkekler.
Binlerce masum sivilin bombalarla, silahlarla öldürülmesi...
Bizim liberallerin ABD’nin Irak’ı işgal ettiği günlerde yazdıklarına bir göz atın internet sitelerinde.
Irak’a demokrasi ve özgürlük en geç üç yılda gelecekti hani?
***
Kaybolan bir vadinin akarsuyunda gibi yaşam Ortadoğu ülkelerinde.
ABD ve AB ülkelerinin uydurduğu “ılımlı İslam modeli” aslında Müslüman Kardeşler, İslami Cihat, El Kaide, Taliban gibi köktendinci örgütleri yumuşatma amacı üzerine kurulmuştu.
AKP iktidarı, hem ABD hem de AB ülkeleri için biçilmiş bir kaftandı. İslama dayalı bir yaşam biçimi, egemen güçlerin başta ekonomik olmak üzere siyasal yaptırımlarına hazır ola geçip “evet” demesi.
Daha pek çok örnek verebilirim...
Önce Irak’ın, ardından Afganistan’ın işgali bu nedenleydi... Onlar yumuşatılırken Irak’ta petrol, Afganistan’da uyuşturucu emperyalist güçlerin elinde toplanacaktı.
Yoksul Afrika tam anlamıyla çokuluslu elmas ve altın avcıları tarafından sömürülürken, Ortadoğu’da Baas rejimleri yıkılacak, yeraltı kaynaklarına el konulacaktı.
***
Adına “Arap Baharı” denilen bu kandırmaca, Türkiye örnek gösterilerek başlatıldı...
Unutulan gerçek, laik demokratik cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk’ün bir kurtuluş savaşından sonra kurması, uzun sürmeyen yaşamında Aydınlanma Devrimi’ni yaşama geçirmesiydi.
O temel öyle sağlam atılmıştı ki, bugüne değin gelmiş geçmiş sağcı, gerici iktidarlar yıkamadılar laik cumhuriyeti.
Bakmayın siz öyle “ikinci cumhuriyet kuruluyor” safsatalarına, kandırmacalarına.
12 Eylül Amerikancı bir askeri darbedir... 28 Şubat da öyledir... 12 Eylül ANAP’ı iktidara getirdi, 28 Şubat AKP’yi...
Olay bu denli somuttur!
***
Türkiye’de gerçek solcular, sosyalistler bir gün bu dağınık havadan kurtulacak, etnik kimlik üzerinden sözde “sol siyaset” yaptıklarını söyleyen, emek-sermaye çelişkisini ağızlarına almayan siyasetçilerden kurtulacaktır.
Cumhuriyetin geleneksel değerlerinden ödün vermeden, laik demokratik üniter devlet çatısında Türk-Kürt emekçileri “etnik kimliği” değil “eşit yurttaşlık kimliği”yle sömürüye, vahşi kapitalizmin taşeronlarına karşı demokratik mücadele verecektir.
Kimsenin kuşkusu olmasın!
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder