O savcıların farkı - Rıza Zelyut

Almanya'da; 'Yüzyılın yolsuzluğu' unvanı verilen  Deniz Feneri Derneği'nin usulsüzlüklerini Türkiye'de takip eden 3 savcının üçü de görevden alındı. Onları görevden alan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı; 'Savcıların yıpranmaması için yaptık!' dedi.
Amma eleştiriler Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yönelince Bakan, 'Savcılar suç işledi, o yüzden görevden aldık!' demek zorunda kaldı.
Peki kim doğru söylüyor? Başsavcı mı Bakan mı?
Halbuki bu görevden alma gerekçesi gösterilen uygulama; Ergenekon davasında savcıların yaptığı uygulamanın aynısı. Bunu yaptı diye Adalet Bakanı Ergin; Ergenekon savcılarını niye görevden almadı?
Bu dava dosyasının Türkiye'ye getirilmesinde etkili rol oynayan CHP Genel Başkan Danışmanı Ali Kılıç; Kanal 99'da bu salı gecesi yaptığımız programa katılarak çok düşündüren açıklamalar yaptı. Almanya'daki davayı en başından beri izlediğini belirten Sayın Kılıç; dosyada Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında 7 sayfalık bir bölüm bulunduğunu ileri sürdü.
Durum onu gösteriyor ki AKP yönetimi Deniz Feneri davasının eninde sonunda kendilerine uzanacağını anlamışlar ve şimdiden önlem alıyorlar.
Haberlere göre; davanın gidişini tutuklu isimler lehine etkilemek için Ankara'da bir polis müdürünün, eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın özel kalem müdürünün ve AKP'li Kırıkkale Belediye Başkanı'nın köstebeklik yaptığını da görevden alınan savcılar tespit etmiş bulunuyor.
- - -
Bir de AKP'li Hüseyin Çelik'in dünkü savunması var.
Balyoz davasına bakan savcılar da görevden alındı, diyor.
Hay bin yaşa Hüseyin Bey...
Savcılar mı sadece, ağır ceza yargıçlarını da görevden aldırdınız. Buyurun size bazı isimler: Erol Tatar, Tuncay Aslan, Yılmaz Alp, Mehmet Faik Saban, Oktay Kuban, Erkan Canak, Köksal Şengün...
Bunlar; haksız tutuklama olduğuna kanaat getirip şüphelilerin dışarıdan yargılanmasını istedikleri için yetkileri ellerinden alındı ve başka yerlere sürüldüler.
Siz; Ergenekon ve Balyoz sanıkları lehinde düşünenleri cezalandırıyorsunuz. Amma iş Deniz Feneri'ne gelince bu kez de sanık aleyhinde olan uygulama var diyerek sanıkların yanında yer alıp savcıları cezalandırıyorsunuz.
Şüpheli; iktidarın adamı ise; ona dokunan yanıyor.
İktidarın karşısında ise ona dokunmayan yanıyor.
Bunun hukuk olduğuna siz inanabilirsiniz amma benim vicdanım da milletin vicdanı da inanmıyor.

BU KALKANIN YERİ YANLIŞ
İsrail ile Türkiye kapışıyor gibi yaparak bu hay huy içinde İsrail'i koruyacak bir kalkan kuruluyor.
Bu füze kalkanı da Türkiye'ye yerleştiriliyor. İktidar; bu füze kalkanının NATO projesi olduğunu ileri sürüyor.
NATO;  Avrupa kıtasını; Rusya'dan gelecek bir saldırıya karşı korumak için kurulmuştur.
Şimdi lütfen Avrupa haritasına bir bakalım. Sonra da şu soruyu soralım: Avrupa'yı koruyacak füzeler nereye yerleştirilmelidir?
Herhalde bu soruya verilecek cevabın içinde Türkiye asla yer alamaz. Çünkü; Türkiye Avrupa coğrafyasının güneydoğusunda, en dışındadır.
Finlandiya'ya yapılacak bir saldırıya Türkiye'deki füzenin bir kalkan oluşturması düşünülebilir mi?
-Hayır!
O zaman bu füzeler en güneye, hem de güneyin de güneyine niye yerleştirilecek?
Biraz daha dikkatli bakınız; anlayacaksınız.
Bu füze kalkanı Avrupa'yı korumak için değil; İsrail'i korumak için kuruluyor.
Ortadoğu'da çıkacak bir çatışmada İran; İsrail'i vuramasın diye...
İşte bu gerçeği gizlemek için bizim dindar hükümet İsrail ile kayıkçı kavgası yapıyor.
İnanmayan haritaya yeniden baksın.

Rıza Zelyut/GÜNEŞ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget