AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; “CHP ile BAAS partisi arasında genetik akrabalık var!” diyerek güya CHP’yi suçluyor.
Aslında Hüseyin Çelik ve onun çizgisinde olanların derdi CHP değil; bu CHP’nin yoktan var ettiği Türkiye Cumhuriyeti... Daha doğrusu bu cumhuriyetin Türk kimlikli laik ve çağdaş yapısı... Hüseyin Çelik’in yürüttüğü savaş da CHP’ye karşı değil işte bu cumhuriyetin ilerici yüzüne karşıdır.
Önce Hüseyin Çelik ve bilgisi onun düzeyinde kalmışlara BAAS’ın temel özelliklerini öğretelim:
BAAS Partisi; önce Suriye’de kurulmuşsa sonrasında başta Irak’ta ve Mısır olmak üzere bütün Arap dünyasında etkili olmuştur.
- BAAS, Arap Sosyalistleri Diriliş Partisi anlamına gelmektedir.
- BAAS; “Birlik, özgürlük, sosyalizm” ilkelerini temel almıştır.
- BAAS; Arap birliği taraftarıdır ve bu birliği Arap milliyetçiliğini temelinde kurmak istemektedir.
- BAAS; laik karakterlidir.
Yani BAAS partileri, eski İslam kardeşliği fikrine karşıdırlar. 20. Yüzyıl’da devletleri dinsel kuralların (İslam şeriatı) değil modern hukukun yönetmesine dayanırlar.
SÖMÜRGECİLERE KARŞIDIR
- BAAS partileri; milliyetçi sol fikri temel aldıklarından Ortadoğu’yu sömüren Batılı emperyalizme şiddetle karşıdırlar. Bu yüzden de önce İngiliz sömürgeciliğine karşı sonra da Amerikan sömürgeciliğine karşı mücadele etmişlerdir.
Yani; BAAS partileri; Batıya uşaklık eden Arap şeyhliklerine, krallıklarına karşı gelen Arap aydınlarının ve subaylarının yarattığı bir akımın siyasete dönüşmüş şeklidir. BAAS ideolojisinin en parlak ismi olarak eski Mısır devlet başkanlarından Cemal Abdünnasır’ı gösterebiliriz. Onun; önce İngilizlere karşı sonra da İsrail ve ABD’ye karşı yürüttüğü mücadele; Ortadoğu’yu iyice sarsmıştır. Ve Arap dünyasını ayağa kaldırıp onları ayakları üstünde oturtan da işte bu BAAS geleneği olmuştur. Hatta Filistin El Fetih örgütünün lideri Yaser Arafat bile sosyalist kimliğinin yanına BAAS ideolojisini koymuştur.
BAAS’ın milliyetçi, yurtsever ve laik karakteri; Batılıların ve Arap dünyasındaki gericilerin en nefret ettiği yönlerdir. Arap işbirlikçileri; emperyalizme satılmış tipler bu yüzden her yerde BAAS’a karşı savaş vermişlerdir. Bu örgütlerden birisi Suriye’deki Müslüman Kardaşlar örgütüdür ki bir ayağı da Mısır’dadır; öbürü de Filistin’deki HAMAS’tır. AKP de işte bu örgütleri desteklemektedir.
Evet; BAAS; Türkiye’deki CHP’den etkilenmiştir. Nasıl CHP; Türkiye’de yeni bir devletin çatısı altında Türk birliğini kurmuş ise BAAS da bunu Araplar için başarmaya çalışmıştır. BAAS’ın milliyetçi ve emperyalizme karşı duran kimliği ve laik hayat tarzına olan yakınlığı, CHP’ye benzemektedir. Bu yüzden CHP; Arap dünyasının yeniden ayağa kalkmasında da bir model olmuştur. Bu model; özü itibariyle İslam dünyasının sömürülmesini engelleyen geçerli tek modeldir.
YA AKP’NİN GENETİK AKRABALARI
BAAS’çılar; CHP’yi örnek aldılarsa bu Türkiye için utanılacak değil övünülecek bir durumdur. Lakin; AKP’nin geçmişteki akrabaları hiç de övünülecek akrabalar değildir.
- AKP’nin ilk ve en büyük dedesi Hürriyet ve İtilaf Partisi’dir (HİP). İtilafçılar, Sevr Antlaşması ile Türkiye’nin parçalanmasına imza atanlardır. Bunlar; İstanbul’daki İngiliz kolonisinin bir tür casusu gibi çalışmışlar ve Kurtuluş Savaşımızı baltalamak için Yunanlılarla alçakça işbirliğine bile gitmişlerdir.
Bunu yaparken de saltanatı ve dini koruduklarını iddia
etmişlerdir.
AKP’nin yan kuruluşu sayılacak o zamanki derneklerden birisi İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Derneği idi bir başkası İngilizlerin kontrolündeki Teali-- İslam Cemiyeti; bir başkası da bağımsız bir Kürt devleti peşinde koşan Kürdistan Teali Cemiyeti.
Bu üç dernek de demokrasiye, çağdaş yaşam tarzına ve Türk bağımsızlığına karşı olanların yuvalandığı yerlerdi.
- AKP’nin genetik akrabası olan diğer parti de Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’dır. Bu parti; cumhuriyet rejimini yıkmak ve saltanatı geri getirmek bu arada da bir Kürt krallığı kurmak sevdasındaki Şeyh Sait’e el altından destek vermiş ve Musul’u yitirmemize yol açan 1925 isyanını desteklemiştir.
- Demokrat Parti’nin gerici kanadı ile de AKP’nin genetik akrabalığı ortadadır. Bu akrabalık ANAP’ta da bir kol halinde devam etmiş amma asıl kanalı Milli Görüş adı altında işletmiştir.
- AKP’nin uluslararası partilerle olmasa bile örgütlerle genetik akrabalığı olduğunu da biliyoruz. Bu akrabalardan birisi Afganistan’daki El Kaide’dir. Bu örgütün kasalarından birisi olduğu ileri sürülen ve BM tarafından terörist ilan edilen Arap işadamı Yasin El Kadı’ya AKP Lideri Erdoğan kefil olmuştur. Afganistanlı terörist Gulbettin Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturan bir CHP’liyi kimse gösteremez.
- AKP’lilerin Suriye’ye saldırmalarının bir nedeni de bu ülkedeki gerici terör örgütü Müslüman Kardaşlar ile olan genetik ilişki olmalıdır.
- AKP’nin genetik akrabalarından birisi de Filistin’deki dinci HAMAS örgütüdür. HAMAS için gösterilen aklama çabaları, bu akrabalığı ispata yetmektedir.
Bütün bu partilerin ve örgütlerin toplamına bakınız: Bunlar Müslüman görüntüsü vermeye çabalayan; çağdaş hayat tarzına, kadın-erkek eşitliğine karşı olan yapılardır. Bunların anlattıkları uyduruk İslam; eninde sonunda sömürgecilerin işine gelen bir siyasetten başka şey değildir.
MUAVİYE YAŞIYOR MU?
Hüseyin Çelik; BAAS Partisi’nin sanki sadece Suriye’de olduğunu ve bu yüzden de Şiilere özgü bir haraket niteliği taşıdığı havası yaratmaya uğraşıyor. Bu çarpıtma kendisinin cahilliğinden değil ise kötü niyetinden olmalıdır. Kanıtlar ortadadır. BAAS’ın kurucuları dinsel değil milliyetçi bir kimlikteydiler. Çünkü bu partiyi 1953’te siyasete resmen sokanlardan birisi Ortodoks Hıristiyan Mişel Eflak; diğeri de Sünni Müslüman Selahattin el-Bitar idi. Yani; BAAS partisi ile Şiiliğin bir ilişkisi olmamıştır. Dine dayalı siyaset zaten BAAS’ın karakterine aykırıdır.
Peki o zaman Hüseyin Çelik ne yapmak istiyor:
Gayet açık: Sabahat Akkiraz’ın açıklamasında söylediği gibi Muaviye siyaseti güdüyor. Bay Çelik, 12 Haziran genel seçimleri öncesinde de yaptıkları gibi; Türkiye’deki Sünni Müslümanları kandırıp kışkırtmak peşinde. Suriye’ye karşı Amerikan planını işletiyorlar ama bunun belli olmaması için Sünni-Şii çatışmasını öne çıkartmaya çabalıyorlar. Suriye’deki BAAS’çı rejimin Şii olduğu yalanını yayarak.
İşte buna Muaviye siyaseti diyoruz. Tıpkı 657 yılında İslam devleti başkanı Hazreti Ali’ye başkaldıran Şam Valisi Muaviye’nin yaptığı gibi... Muaviye; ordusu Sıffın’da yenilmek üzere iken Kuran’ı yırttırıp sayfaları mızrakların ucuna taktırarak Ali ordusuna doğru uzattırmış; Ali’nin askerleri de Kuran’a karşı kılıç çekmiş olmamak için savaşmayı bırakmışlardı. Sonrasında da Muaviye bunları teker teker avlayıp yok etmişti.
Hüseyin Çelik; CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökenli olmasını tam da böyle bir zihniyetle gündeme getiriyor. Sünni halkımızı ona karşı kışkırtıyor.
Muaviye; Haricileri kandırmıştı; AKP de günümüzdeki Sünni Müslümanları kandırıyor.
Amma velakin Allah’ı kandıramazlar.
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder