Beynimizi yıkayıp içine saman mı doldurdular? - Tünay Süer

AK Parti’nin 10. kuruluş yıldönümünde isim vermeden BDP’ye ve PKK’ya sert mesajlar gönderen Başbakan Erdoğan, “Bıçak kemiğe dayandı, bedeli ağır olacak” demiş. Mübarek ramazan ayında sabır ediyoruz demiş.
İyi, güzel de katillere, kalleşlere sabır olur mu sayın başbakan. Bu haksızlıktır.
Nasıl anlayıştır?
Bırakalım bıçağın kemiğe dayanmasını, sabır taşı olsa çatlardı.
Biz bu kadar mı ruhsuz olduk?
Biz bu kadar geniş mezhepli nasıl olabildik?
Nerede bizlerin o İstiklal Savaşımızda ki ruhumuz?
Nerede o bütünlüğümüz?
Bizim beynimizi yıkayıp içine saman mı doldurdular?
Gözlerimize geçici körlük mü geldi?
Görmüyor muyuz etrafımızda dönen dolapları?
Vatanımızı parçalamak istiyorlar, bizleri parçalara bölmek istiyorlar.
Öyleyse bu sessizlik, bu pısırıklık neden?
*****
İçimdeki sessiz çığlıklar ve gözyaşlarım öylesine büyüdüler ki, onları artık gizimde tutamaz oldum.
Bedenimden çıkıp nehirlere, oradan da okyanusun hırçın sularına karışıyorlar.
Dağlarda, tepelerde dolaşıp bazen yağmur olup gözlerimden akıyorlar.
Zincirlere vuramadığım isyanlar ile rüzgâr olup dönüyorlar.
İşte o zaman ben çaresizliğimin esaretinde kahroluyorum ve yüreğimin ateşi çöllerin sıcaklığı gibi bedenimi yakıp, acı veriyor bana.
Böyle yaşamak kolay mı sanırsın?
Sevgili başbakanım, bir şehit anasının, babasının duyduğu acıyı Allah kimseye yaşatmasın. Bu öylesine bir sızıdır ki, yıllar geçtikçe unutulacağı yerde daha çok büyür alev topuna dönüşür. Ancak evlatlarını yitirenler bunu en iyi bilebilirler.
Hainliğin, bölücülüğün, kalleşliğin dini imanı yoktur. Ramazan diyerek askerlerimizi polislerimizi katledenlere, kaçıranlara neden sabır göstereceğiz?
Bu onlara daha çok prim verme anlamında olmuyor mu?
Bunu anlamam mümkün değil.
Libya’da, Suriye’de ramazan geçsin diye bekleyenler mi var? Onlar Müslüman değiller mi?
Müslümanları birbirine kırdıran emperyalizme neden hizmet ediyoruz?
Bunu da anlamam mümkün değil.
Kan dökerek özgürlükten bahsedenlere bu sabır nedendir? Faturası ağır olacak derken neden bu ağır fatura bu zamana kadar çıkartılmadı?
Üç yavrumuzu şehit ettiler derken bir an olsun kendini o anaların babaların yerlerine koy bakalım, neler hissedeceksin? Koyabilirsen tabi.
Senin bir çocuğunun eline iğne batsa, canı yansa canından can gider sanki değil mi?
Bir de düşün aslan gibi fidanını tümden yitirmiş anaları, babaları, ocakları sönmüş aileleri.
Bayramda babalarının ellerini öpemeyecek, ona sarılamayacak oğulları, kızları.
Bayramlarını kabristanlarda geçirenleri, gözyaşları arasında Yasin okuyarak göğe açılmış elleri ile Allahtan sabır isteyen, şehidine rahmet dileyen anneleri düşün.
Erini bir daha asla göremeyecek karnındaki bebekle dul kalmış taze gelinleri, babayı henüz tanımaya başlamış 3,beş yaşındaki çocuklarını düşün.
Şehit cenazelerinde kucaklarda olan ve henüz bir şey anlamadan bayrağa sarılı bir tabutun içindeki babasının neden orada olduğunu anlayamayan çocukları düşün.
Büyüdükleri zaman babaları hakkında ne söyleyecekler onlara acaba?
Baban şehit oldu yavrum, şehitlik Allah katında en güzel mertebedir mi diyecekler?
Yoksa bir kalleş pusuda savaşmaya bile zaman bulamadan katledildi mi diyecekler?
Yoksa yolda yürürken sırtından bıçaklanarak öldürüldü mü diyecekler?
Sayın Başbakanım;15 gün daha bu katliamlara göz mü yummamız gerekecek?
Çoğu kez düşünüyorum. Keşke elimde sihirli bir asa olsaydı ne dilerdim biliyor musun?
Atatürk gibi kimse olamaz ama biraz onun ruhundan, vatan sevgisinden sana da vermesini, yurdumuzu parçalamak isteyen emperyalizme diz çökmeden dik durmanı ve korkusuzca savaş vermeni isterdim.
Ülkemizin % 100 nün başbakanı olmanı, yargıdan elini çekmeni, infaza dönüşen tutuklamalara son verdirmeni ve Türkiye’de Evrensel hukuku çalıştırmanı, devletin paralarının fuzuli masraflarla çar çur edilmesini, sonra bu paraların halkın cebinden vergi olarak çıkmasını engellemeni isterdim.
Şehitlerimizin acısını bir baba olarak yüreğinde hissetmen için kalbine merhamet meleklerinin yerleşmesini isterdim.
Artık dayanamıyorum!
Halkımın sokaklarda kurulan iftar sofralarında iftar açmalarına,
Bir torba makarna bulgura onurlarını satmalarına dayanamıyorum.
Türkiye dipsiz, kör bir kuyuya doğru yol alıyor, dayanamıyorum.
Ve böylesine yarınlardan umutsuz yaşamak beni kahrederken, kendim için de ne isterdim biliyor musun sevgili başbakanım?
Şu PKK yı kökünden bitirmek ve anaların acılarını dindirmek için çok güçlü bir bomba olup o uçsuz bucaksız sinsi dağların üzerinde patlamak, ovalarla birlikte yok olmak.
Çünkü ben, dizlerim üzerinde sürünerek yaşamaktansa ayakta savaşarak ölmeyi yeğleyenlerdenim.

Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget