Görevimiz barış olmalı - Güngör Mengi

Ortadoğu’da neler oluyor? İsrail ile Filistin durduk yerde niçin kavgaya tutuştu?
Komplo teorilerine meraklı olanlar Filistin’in Suriye’yi gündemden düşürüp Esad’a biraz nefes aldırmak için bu patırtıyı çıkardığını bile iddia edebilir.
Sonuçta Suriye dünya gündeminden adeta düşmüştür. Çünkü Suriye ve Esad üç gündür İsrail ve Filistin füzelerinin sisleri ardında kendini kaybettirmiştir.
Ama 40’ı aşan kurban bilançosu Filistin-İsrail çatışmasını, hangi nedenle olursa olsun kabul edilebilir bir risk sayılmaktan uzak tutuyor.
Ortadoğu’da İsrail saldırılarının tahrik etkisi her zaman korkutucu olmuştur.
Şimdi Arap baharı ile gelen yeni yönetimlerin kendilerini beğendirme arayışları onları, riskleri iyi hesaplanmamış büyük yanlışlara sürükleyebilir.
Bu noktada Türkiye’nin gücü ve imkânları şanstır.
Başbakan Erdoğan, tehlikeli tırmanışın önünü almak misyonu ile devrededir.
Dün Mısır’a giderken ateşkes çabalarındaki rolünü anlattı.
Mısır, Rusya ve Hamas liderlerinin oluşturduğu blok ateşkese yakındır.
Ama tek şartları var; İsrail’in de eş zamanlı olarak ateşkese girmesi ve sözünü tutması konusunda ABD Başkanı Obama’nın Netanyahu adına garanti vermesi...
Erdoğan için başarılabilir bir hedeftir bu.
Ama Türkiye, bölgesindeki ihtilâfların tüm tarafları ile konuşabilir olma ayrıcalığını yine de en kısa zamanda tekrar kazanmaya çalışmalıdır.
Bu da şimdi İsrail’e hasım durumundayken bile objektif davranmayı becermeye bağlıdır.
Mesela dün “Ateşkesi bozan İsrail. Ateşkesi bozuyor ve bombalamaya başlıyor. Karşı bir atış yapılınca da hemen suçlu olarak ortaya Filistin veya Gazze çıkarılıyor” dedi. Bu mu?..
Erdoğan ihtilâfın üstünde görünmelidir; taraf konumuna batmış halde değil.
Dün Mısır’da yaptığı konuşmalar, İslâm dünyasının boş duran liderlik tahtına talip olduğunu düşündüren bir ton ve içerik taşıyordu.
İyilik değildir bu Araplara.
Amerika’nın desteğinden sağladığı gücün İsrail’e ebedi güvenlik getirmeyeceğini söylemekten geri durmayalım.
Ama Arapları da gerçekte sahip olmadıkları üstünlükleri var gibi göstererek yanıltmayalım.
Kışkırtmanın vebalinden korkmak lâzım!

Paralar nereye ve kimlere gitti?

Deniz Feneri dolandırıcılığının Türkiye ayağını soruştururken görevden alınarak hapis istemiyle yargılanan üç savcının beraat kararı yaygın bir memnuniyet yarattı.
Bu yargılama sayesinde gurbetteki merhametli vatandaşlarımızdan toplanan 40 milyon avroyu aşkın paranın, söylendiği gibi yardıma muhtaç kimselere gitmediği anlaşıldı.
Savcılar “hayır için dağıtıldı” denilen paranın ya hiç dağıtılmadığını, verilen örneklerde ise ödenenin 20 kat fazlasının iç edildiğini anlattılar.
Artık şunu biliyoruz ki paralar yerine gitmemiştir.
Peki nereye gitmiş?
Hırsızları tam yakalayacakken savcıları görevden alan HSYK bunun hesabını millete vermeye mecburdur.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget