Önce Mısır, Tunus ardından Libya ve Suriye...
Adına “Arap Baharı” diyorlardı, oralara demokrasi ve özgürlükler gelecek, halklar baskıcı rejimlerden kurtulacaktı.
ABD, İngiliz ve İsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk ayağı Irak’tı...
ABD ve İngiltere “kukla devleti” kurduktan sonra pılıyı pırtıyı toplayıp zor kaçmışlardı.
Baskıcı liderlerin sonu ölümle bitiyor, yakın tarihimize bakınca.
Irak’ta Saddam, Libya’da Kaddafi öldürüldü...
30 yıl ABD’ye hizmet eden, bir dediğini iki yapmayan, Mısır’a açılan Gazze kapısını kapatan Mübarek’i iki oğluyla demir kafeste yargılanırken gördük.
Sanıyorlardı ki Suriye ve Esad’ın sonu onlar gibi olacak...
Ya bir ülkeye sığınacak ya da öldürülecek!..
İkisi de olmadı yaşanan süreçte.
Rusya ve Çin, Suriye’ye yönelik yaptırım kararını veto edince, olayın yönü değişti...
Esad güçleri az fireyle, yutulacak kolay bir lokma olmadığını gösterdi.
Rusya ve İran tam destek veriyor çünkü Esad’a...
Kürtler de Esad’ın yanında...
***
Türkiye’nin dış politikası iflas etti...
Bir savaş uçağımız Güney Akdeniz’de düşürüldü...
Kim vurdu?
Suriye’den öğrendik...
Aylardır Hatay, İskenderun, Samandağı ve Akçakale’den Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarının Suriye topraklarına girip savaştıklarını, akşam Türkiye’ye döndüklerini “cümle âlem” bilmiyor mu?
Biliyor!
Türkiye, ÖSO’yu eğitmiyor mu?
Eğitiyor!
Silahların büyük bölümünün Türkiye’den gittiğini, ÖSO karargâhının Hatay’da olduğu, para desteğinin Suudi Arabistan ve Katar’dan yapıldığını da televizyonlarda yapılan tartışma programlarından, yabancı medyadan öğreniyoruz.
Gelelim Akçakale’ye...
Sınırımız ötesinden Akçakale’ye ilk kez havan ya da top mermisi düşmedi.
Tam 15 kez düştü havan ve top mermisi...
Bu kez bir evi vurdu, bir anne, üç çocuk ve bir genç kız yaşamını yitirdi.
Elbet Türkiye egemenlik haklarını ve sınırlarını korumak için askerlerimizi bölgede konuşlandıracaktır.
Türkiye haklı olarak misilleme yaptı.
Top atışları sabaha dek sürdü...
O zaman tezkereye gerek var mıydı?
Hükümetin Suriye’ye “sınır ötesi” askeri operasyon istemesi, ÖSO ile birlikte Esad güçleriyle savaşmak anlamına gelmez mi?
***
Bugün Türkiye tek başına kaldı...
Bakmayın siz ABD’nin ve NATO’nun açıklamalarına...
Türkiye’nin oturup düşünmesi gerekir.
Esad, iç savaş yaşarken Türkiye’yle çatışmayı göze alamaz!
Akçakaleli yurttaşlarımızı dinleyin... Hatay’da CHP Milletvekili Hurşit Güneş ve Süleyman Çelebi’nin içeriye sokulmadığı kampa bakın.
Türkiye’den giden El Kaide militanlarının Halep’te savaşırken öldüklerini, Suriye sınırımızın “yol geçen hanı”na dönüştüğünü bir düşünün...
ABD yapacağını yaptı, Türkiye’yi bir güzel kullandı; Esad’ı devirmenin şimdilik olanaksız olduğunu görünce, tıpkı İsrail ve İngiltere gibi kenara çekildi.
Obama ne dedi anımsayın:
“Ortadoğu’da askeri bir planım yok!”
Buyrun buradan yakın!
Bakın bakayım şu Suriye Özgür Ordusu’na...
İçinde yok yok!
Köktendinciler orada...
İskenderun ve Hatay’da yabancı istihbarat ajanları cirit atıyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil!
100 bin Suriyeli sığınmacı...
Kimdir bunlar?
***
AKP iktidarı önce bu sorulara yanıt vermeli ve yaptığı hatadan geri dönmelidir.
Efelenerek dış politika yapılmaz...
25 kuruşa simit yok Tayyip Bey!
Önce biz kendi sınırlarımızı yol geçen hanına neden çevirdik, neden?
Bu soruma kim yanıt verecek?
Kimse!..
Yorum Gönder