Şam şeytanı - Güngör Mengi


Atatürk’e sevgi ve bağlılık göstermekten uzak duran siyasetçinin hesabı, oy hesabıdır.
İnsanların varlıklarını, onurlarını borçlu oldukları bir tarihi şahsiyete mesafeli durmalarının başka bir akılcı izahı olamaz.
İktidar yöneticileri Atatürk dememeye dikkat ediyorlar. Mecbur kaldıklarında Gazi diyorlar veya Gazi Mustafa Kemal...
O, Atatürk olmadan önceki hâli ve birikimi ile de ışığından yararlanmaya değer bir komutan ve devlet adamıdır.
Zülfü Livaneli dün onun savaşla ilgili konuşmalarından bölümler verdi sütununda.
Kim bilir kaç yüzyıllar boyu akıllı ve vicdanlı yöneticilerin kararlarını etkileyecektir:
“Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur; Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz’ diye savaşa girebiliriz. Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”
Şu kritik geçitte sivil ve asker yöneticiler Atatürk’ün sözlerini verecekleri kararların merkezine koymalıdırlar.
Hükümet yabancı ülkelere asker gönderme yetkisini aldı. Zalim bir diktatöre karşı alınması zorunlu bir caydırıcı tedbirdi.
Ama yönetme zorluğunun bundan sonrası için daha fazla arttığı bir döneme girildiğini unutmamak gerekiyor.
Dünkü Cumhuriyet 2001 yılında Afganistan’a asker göndermek üzere yetki isteyen hükümet tezkeresine AKP adına Abdullah Gül’ün itirazını arşivden çıkarıp yayınlamıştı.
Gül o konuşmada “Böyle bir yetkiyi almak hükümet için de tehlikeli. Çünkü bu işin nereye gideceğini hükümet de bilmiyor” diyordu.
Aynı risk misliyle önümüzdedir şimdi.
İlişkilerin bu kadar gerginleştiği ortamlar tarafları irade dışı durumlarla karşı karşıya bırakabilir. Bölge fitne fesat kaynıyor!
Başbakan dün “Savaşa meraklı değiliz ama savaşa da uzak değiliz” dedi.
Türkiye’de cephanelik içinde maytapla oynamaya hevesli bir yönetim bulunmadığını biliyoruz ama muhatabımızdan her şey beklenebilir!
Belki de en büyük şanssızlığımız Şam şeytanı ile karşı karşıya ve teke tek kalmamızdır.
Yoksa buna şanssızlık değil başarısızlık mı demeliyiz?

Muhalefetsiz olmaz

Başbakan dün Yıldız Teknik’te gençlere iki müjde verdi.
Milletvekili seçilme yaşı, seçmen yaşı olan 18’e indirilecek. Bu bir..
İkincisi, vatani görevlerini yaptıkları sırada er ve erbaşlar seçimlerde oy kullanabilecek.
Üstünde tartışmaya bile gerek yok.
İki reform da Türkiye’yi gelişmiş demokratik toplumların yanına taşıyacaktır.
Kimliğini ve tercihini ispata en çok ihtiyaç duydukları çağda gençlerin bu haklara sahip kılınması, toplumsal huzura da katkı sağlayacaktır.
Başbakan dünkü konuşmasında üniversitelerin fikirlerin yarıştığı bir zemin olması gerektiğini söylerken, dışarıda polis farklı görüşleri seslendiren gençleri yine gözaltına alıyordu.
AKP, şiddete başvurmayan muhalifleri sevmeyi denese ne kadar iyi olur!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget