İsyancılara yardım tezkeresi mi? - Rıza Zelyut
Suriye'deki isyancılarla devlet kuvvetleri arasında şiddetli çatışmalar oluyor. Özellikle Türkiye sınırı boyunca isyancılar Suriye ordusuna baskın geliyorlar.
Bunda; Türkiye'nin isyancılara verdiği kuvvetli desteğin etkisi var.
Suriye hükümeti; isyancılarla çarpışırken; bazı top mermileri sınırı aşıp bizim toprağımıza düştü. Ve Akçakale ilçesinde 5 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Elbette ki bunu olağan göremeyiz.
Ama; toplu, tüfeği, uçaksavarı, havanı olan isyancıların bu işi kasıtlı olarak yapmadığını kim isbat edebilir?
Evet; Suriye hükümeti ölen vatandaşlarımızdan dolayı üzüntüsünü bildirmiştir; üstüne bir de özür dilemiştir. Bu durum; Suriye hükümetinin sorumluluğu üstlendiğini gösterir.
Lakin durup bir düşünelim: Beşşar Esad; içerideki ayaklanmacılarla bile baş edemez iken bir de Türkiye ile çatışmaya girebilir mi?
Bunun için Türkiye'yi tahrik edebilir mi? Beşşar Esad'ın bunu yapması için aklını yitirmiş olması gerekir...
Türkiye ile çatışmaya kalkışması; rejimin sadece çöküşünü hızlandırır.
ABD PLANLADI
Türkiye'yi kullanarak Beşşar Esad'ı devirmek planı Birleşik Amerika'nın bir planıdır. ABD; bu işte ateşi tutmak için Türkiye'yi maşa olarak kullanıyor. Bizim iktidar da işin en başında; Amerika'nın gözüne girmek için bu plana balıklama daldı. Buna bir de Sünni kesimlerin koruyucusu havasını verdiler; işin altına mezhep ateşi attılar.
Irak'ta 1 milyona yakın insan öldürülürken; camiler bile bombalanırken; Müslüman kadınların ırzına geçilirken; Türkmen kentleri acımasızca yıkılırken seslerini çıkartamayanların, iş Suriye olunca 'mazlumların koruyucusu' kesilmeleri ne kadar inandırıcıdır; dersiniz?
Sorunu; doğru okuyalım: Şu an Kuzey Suriye tam bir kargaşa içinde. PKK'nın Suriye kanadı; bölgedeki şehirleri ele geçirmiş durumda ve bunlar Esat güçleri ile şeriatçı Suriye isyancılarının çatışmasını seyrediyorlar.
Yani bu çatışmanın galibi şimdiden PKK olmuştur. İktidarımız; 900 kilometrelik Suriye sınırımızı; Esat'ı devirmek sevdası adına; teröre teslim etmiştir.
***
Okurlarımız hatırlayacaktır. Biz; Kuzey Suriye'de PKK bayrakları açıldığında 'Türkiye; Kuzey Suriye'ye girmelidir.' diye yazmıştık. Çünkü; Irak gibi Suriye de Türkiye'nin güvenliğini tehdit eder hale gelmişti.
Dün TBMM'ye sunulan hükümet tezkeresinde bu yok. Bu hükümet; tehlike olarak PKK'yı görmüyor da Esat hükümetini görüyor. Orduyu da PKK üstüne değil Suriye'nin meşru güçlerinin üzerine yollamaya çalışıyor. PKK ile müzakere, Esad ile mücadele aşamasına geldik.
YALNIZ KALDIK
Başbakan Erdoğan; başlangıçta Ortadoğu ülkeleri ile barış politikası yürütüyordu ve bu politikayı bizler de beğendimizi yazmıştık. Bu politikaya stratejik derinlik diyorlardı. Şimdi stratejik delilik haline geliyor. Somut sonuçlarınıda 'kazan-kazan' diye dile getiriyorlardı. Şimdi 'Siz kazanın biz kaybedelim.' oldu. Türkiye; Rusya ile, İran ile, Irak ile, Suriye ile çatışma politikası yürütüyor. Sadece yanımızda Suudi Arabistan'ın gerici ve Amerikan kuklası kralı var. Arap halkları dostumuz iken düşmanımız oldu.
İşin ilginç yanı; Esad rejimine karşı olan Amerika bile bizim iktidar kadar hevesli değil Suriye'ye müdahalede. Farkında mısınız bilmem ama İsrail; sevinçle ellerini ovuşturuyor. Çünkü; bölgede İsrail'in baş belası olan en güçlü ülke Suriye idi. Şimdi, Türkiye'nin yardımı ile İsrail'in önündeki Suriye seti yıkılıyor. Bizim dini bütün Müslümanlar sevinsinler.
İsrail-Amerikan tezkereniz hayırlı olsun din kardeşlerim.
Yorum Gönder