Amaaaaanoslar! - Mehmet Faraç
PKK’nın eylem yapısı içersinde 20 yılı aşkın süredir etkinliğini koruyan bir hücre var... Pervasızca eylemler yapan ancak dikkat çekmeden hareket eden bu hücre, Amanos Dağları‘nda üslenmiş...
Bazen Hatay’da, bazen Osmaniye ve Kahramanmaraş’ta eylemler yapan hücre, zaman zaman derin bir sessizliğe gömülüyor, kimi dönemlerde ise beklenmedik şekilde harekete geçiyor...
Şemdin Sakık‘ın 1990’nın başlarında bir süre faaliyet gösterdiği bu PKK hücresi, 10 yıl kadar önce Amanoslar’ın dikkat çekmeyen yüksek kesimlerinde barınıyordu...
Son 4 yıl içinde ise örgüt üyeleri, ilçe hatta il merkezlerinin yakınlarında kamplar kurmaya başladı.
Hiç unutmam; geçen aylarda kırsalda öldürülen bir teröristin üzerinde bir video kaset de ele geçirildi.
Bu kasette PKK’lıların nasıl rahat davranabildiklerini kanıtlayan çok dikkat çekici görüntüler de vardı!..
Örneğin militanların çevresinde evcil hayvanlar dolaşıyordu ve PKK’lılar bir yandan gülerek sohbet ederken arka plandan ise ezan sesi duyuluyordu.
Tüm bu ses ve görüntüler, militanların artık yerleşim birimlerinin çok yakınlarına kadar indiğini ve oralarda barındığını da gösteriyordu...
PKK militanları geçen hafta Osmaniye ve Hatay kırsalında güvenlik güçlerine taciz ateşinde bulundu. Militanlar yapılan operasyonlara rağmen bölgeden kaçarak izlerini kaybettirdi!..
Hakkari, Tunceli, Hatay!..
Amanos’daki PKK hücrelerinden biri ise önceki Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi kırsalına kadar inerek güvenlik güçleriyle çatıştı. Militanlardan ikisi öldürüldü.
İncirli köyü kırsalında saat 20.30 sıralarında devriye görevi yapan güvenlik güçlerine ateş açan teröristler iki kayıp verdikten sonra bölgeden kaçtı.
Belli ki PKK, Suriye’deki kolu PYD’nin kimi Kürt yerleşim birimlerinde denetimi ele geçirmesinin ardından Hakkari ve Şırnak çevresinde başlattığı “vur-kal” stratejisini devam ettirmekte kararlı.
Önce 20 gün süreyle Hakkari kırsalı ve ilçe merkezlerinde, sonra 10 gün boyunca Tunceli-Bingöl bölgesinde kanlı eylemlerle direnmeye çalışan militanlar ne yazık ki hem saldırılar hem de bombalı tuzaklarla 40 kadar güvenlik görevlisini şehit ettiler. PKK, Hakkari’deki son Dağlıca baskınından Bingöl’de 9 askerin şehit olduğu bombalı saldırıya kadar geçen sürede 100’den fazla militanını kaybetti.
Akdeniz bölgesindeki son kıpırdanmalar da gösteriyor ki, örgüt vur-kal stratejisini bu kez Amanoslar üzerinden uygulamaya çalışıyor!..
Bunun en önemli gerekçesi Güneydoğu kırsalında ve Irak’ın sınır hattında yoğunlaşan operasyonların dikkatini dağıtmak!..
Amanos gruplarının geçmiş eylemleri de kanıtlıyor ki, örgüt Hatay-Osmaniye-Maraş üçgeninde şoke edici bir eylem peşinde!..
Çünkü PKK, Amanoslar çevresinde ne zaman taciz ateşleriyle başlattığı eylemleri ilçe kırsallarında çatışmaya dönüştürdüyse, ardından kanlı bir eyleme girişmiştir!..
Umarım yanılırım ama Amanoslar hattına bir kez daha dikkat!..
Yeni başbakanlar!..
Yurttaşın seçtiği il genel meclisleri kaldırılacak bu şekilde halkın temsilcilerinin kent yönetiminde söz sahibi olmasına son verilecek...
Köyler mahalle olacak, küçük belediyeler kapanacak ve onlar da büyükşehirlerin mahallelerine dönüştürülecek...
Valilerin yetkileri azaltılacak, belediye başkanları kent yönetimlerinde neredeyse tek yetkili olacak...
Yani devletin kentler üzerindeki denetimi, yetkileri artırılmış belediye başkanlarının insafına terk edilecek... Anlayacağınız belediye başkanları özerk bölgelerde tıpkı kentlerin başbakanları gibi olacak!..
Peki bunun adı ne?.. Tek kelimeyle eyalet yapısı...
Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesinde Türkiye de nasibini alıyor...
AKP, rejimin taşlarını yerinden oynatırken, devletin düzenini de darmadağın ediyor...
“2023 vizyonu” diye yutturulan bu stratejiyi Türkiye’ye kim dayattı acaba?.. Kimin düşüncesidir bu?..
Peki, BDP bu uygulama karşısında göbek atacağına göre, CHP ve MHP ne yapacak acaba?..
Onlar da, vizyon mizyon hikayesine kanıp ülkenin parçalanmasına ilk adımı olan bu sinsi tuzak karşısında ellerini bağlayıp gözlerini mi kapatacaklar?..
Bu ülkenin Meclis’in de gerçek birer muhalefet örgütü olduklarını mı kanıtlayacaklar yoksa AKP’nin estiğim estik kestiğim kestik stratejisi karşısında boyun mu eğecekler?.. Uzmanlar yeni büyükşehir yasasının hem CHP hem de MHP’nin belediye sayısını azaltacağını söylediğine göre, bu iki parti hem kendilerinin hem de en önemlisi ülkenin geleceğini ilgilendiren tuzak karşısında bakalım ne yapacaklar?..
Türkiye’nin asıl yüzü...
Altın Portakal Film Festivali Antalya’nın sosyal yaşamını şaşırtıcı biçimde değiştiriyor...
Beni festival nedeniyle bölgeye akın eden sanatçı, yazar ve sinemacıların heyecanının yanı sıra turizmdeki devinim de şaşırttı... Çünkü yaz bitmemiş Akdeniz’de...
Ekim ayının neredeyse ortasına gelinirken Antalya yazın yakıcı sıcaklarına tutunmuşçasına keyfini yaşamaya devam ediyor...
Turizm Ekim ortasında bile çok hareketli... Güneş halen yakıyor, plajlar dolu... Tertemiz deniz ise insanı sonbahara direnen sıcaklığıyla çekmeye devam ediyor...
Bu mevsimde otellerdeki doluluğa en büyük katkıyı Almanya ve çevresinden gelen turistler sağlıyor... Bölgeye akın edenler genellikle Avrupa‘nın emekli kesimi...
Antalya merkezi ve çevresinde binlerce yabancının ev satın aldığı ya da kiraladığı söyleniyor. Nitekim Konyaaltı çevresinde yabancıların istilasında siteler görülüyor...
Onların da keyfine diyecek yok... Ekim ortasında hem denizi hem güneşi yaşamanın keyfiyle kendilerini uçsuz bucaksız plajlara terk etmişler...
Herkesin ortak düşüncesi, Antalya’da dört mevsimin aynı anda yaşanabileceğine ilişkindir ya?.. Bir gün içersinde hem yakıcı sıcağın hem de gökyüzünü kaplayan simsiyah bulutların görülmesi...
Ya da akşamları şiddetli yağmurun ardından gökyüzünü limon tadında kaplayan huzur verici serinlik bu iddiayı her an kanıtlıyor...
Antalya özellikle son bir haftada yalnız mevsimlerin şaşkınlık verici gelgitlerini değil, sanat kokan günlerin heyecanını da yaşadı... Sözün özü yurt genelinde terör ve siyasetin yarattığı erozyon bir yana; Antalya gerçekten Türkiye’nin asıl yüzü...
Yorum Gönder