Alex ve Bermuda (Şeytan) Üçgen
1988-90 yıllarında Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekilliği görevinde bulundum. Kısa bir süre de başkanlık yaptım. O dönemde Fenerbahçe 103 golle şampiyon oldu. Bu rekor halen egale edilmedi. Bu ilgi nedeniyle son olaylara ilişkin bir değerlendirme yapmayı zorunlu buluyorum.
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Kulübü’ne Başkan olduktan sonra kendisini dev aynasında görmeye başlıyor. Bu kişiliğiyle futbol camiasının antipatisini kazanıyor. Öyle ki ona olan husumet onun şahsında Fenerbahçe’ye yansımaya başlıyor.
Bu durum şike olayında su yüzüne çıkıyor. En az onun kadar şaibeli olan kişi ve kulüpler sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görürken, okka altına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe giriyor. Bu durum tüm Fenerbahçeliler nezdinde büyük bir tepki ve infial yaratıyor.
Aziz Yıldırım’a yapılan bu haksızlık, onun nobran ve itici kişiliğini unutturuyor. “Fenerbahçe cumhuriyeti!” ona sahip çıkıyor. Hepimiz onu savunan yazılar yazıyoruz.
Ancak, Alex olayında sergilediği tutum Aziz Yıldırım’ın “Fenerbahçe camiasının ondan esirgemediği büyük destek ve güveni” kaldıracak, hazmedecek bir kişilikte olmadığını gösteriyor. Bu destek onun kibirli, ne oldum delisi olma kişiliğini daha da depreştiriyor.
14. Lui (Monarşisi)= Devlet
benim… Aziz Yıldırım
(Monarşisi)= Fenerbahçe benim
Gerek Aziz Yıldırım, gerek Aykut Kocaman’ın, Alex alerjilerinin “taraftarın Alex’e olan bu sevgi selinin altında ezilmelerinden” kaynaklandığı yaşanan şu olaylarla kanıtlanıyor.
Taraftar Alex’i efsane olarak tanımlıyor. Aziz Yıldırım “o efsane falan değil” diyor.
Alex heykelinin açılışına (ne ilgisi varsa) şarkkari bir kurnazlıkla “ben yalnız Atatürk heykeline giderim” diyerek gitmiyor.
Büyüklük kompleksinden mustarip Aziz Yıldırım’ın “hiçbir futbolcu Fenerbahçe Başkanı’nın önüne geçemez” beyanıyla Alex’in kendisini gölgelediği zehabına kapılıyor.
Alex’e sevgi tezahüründe bulunan kadın seyircileri tribünden anonsla fırçalayacak kadar kendinden geçiyor.
Maça giden taraftarların yüzlerindeki “Alex maskesini yırttırıp attırması” akıl almaz bir nefret tezahürü oluyor.
Aykut Kocaman da aynı kompleks içinde Alex’e (kendi kifayetsizliğini itiraf edercesine) “senin ağırlığın ve ismin fazla geliyor” diyor.
Marsilya maçında gol atan ve sahanın en iyisi Alex’i 2-0 iken onu kahraman yapmamak için oyundan çıkartıyor. Sonra 2-2 hezimeti geliyor.
Gazetecilerin Alex’le sorununuz nedir sorusunu “Alex benim umurumda değil” diyecek kadar zıvanadan çıkıyor. Alex’in attığı gole sevinmiyor.
Ali Yıldırım ise “Senin defterini dürmek için en ufak bir hata yapmanı bekliyorum” diyor.
Demek ki, Alex “Aziz Yıldırım, Ali Yıldırım, Aykut Kocaman” Bermuda üçgeni arasında feleğini şaşırıyor, çekmediği kalmıyor.
Alex’e yapılanların sadece birisi bile bir futbolcunun, kondisyon ve ruhsal durumunu çökertmeye yeterlidir.
8 yıl harikalar yaratan, taraftarın gönlünde taht kuran bir futbolcuya reva görülenler onu sabahlara kadar ağlatıyor. Sonunda twitter da deşarj oluyor.
Son iki sezon kıl payı kaçırılan iki şampiyonluğun Alex’e yapılan bu Ali Cengiz oyunlarından kaynaklandığı anlaşılıyor.
Alex yaptığı basın toplantısında yine büyük bir efendilik gösteriyor. Türk Futbolu ve Fenerbahçe imajına zarar gelmesin diye kendisine yapılanların hesabını sormuyor. Aksine 2,5 milyon Euro’luk alacağını Fenerbahçe’ye hibe ediyor.
Şimdi Aziz Yıldırım tekrar Samet’i TV’ye çıkartıp öfke kusarak, “Alex’in söyledikleri doğru mu söyle Samet söyle be” diye bir Dümbüllü tiyatrosu oynasın da görelim.
Yıldırım bir daha Fenerbahçe menfaatlerini kolladığından söz edemez.
Eğer böyle olsaydı önce Ali Yıldırım’la Aykut Kocaman’ı azletmesi gerekirdi.
Aziz Yıldırım önceleri Alex’in arkasındaydı ama o zamanlar Alex rüzgarı kimseyi ürkütecek bir kasırga değildi
Dünyada süper star futbolcusuna karşı bu denli çekememezlik kompleksine kapılan başkan ve teknik direktöre yalnız Fenerbahçe Kulübü’nde tanık olunuyor.
Hangi Fenerbahçeli böyle bir başkan ve teknik direktörle gururlanabilir?
Real Madrid ya da Barselona kulüp başkanları “Ronaldo ya da Messi 15 dakika geç kaldı, ayak ayaküstüne attı diye “ben adamı 3 saniyede yok ederim” diyebilir mi? Derlerse kendileri toz edilirler.
Alex Türkiye’ye gelmiş geçmiş en büyük yabancı futbolcu olduğu kadar örnek bir karakter ve efendilik simgesi oluyor.
Aziz Yıldırım’ın despot bir edayla asarım, keserim hezeyanlarına karşı hiçbir yönetim kurulu üyesi bizi nasıl böyle yok sayıyorsun diye tepki göstermiyor. Aksine Yıldırım’ın kapı kulu üyesi olmaktan hiçbirisi rahatsızlık duymuyor.
Aziz Yıldırım bir hiç uğruna kendisini hapisten kurtaran büyük taraftar sevgisini akılsızca bozuk para gibi harcıyor.
Alex’in basın toplantısından sonra Aziz Yıldırım acze düşmüş, teslim bayrağını çekmiştir.
Ne uğurlama törenleri ne de Fenerbahçe’nin bu yıl olası bir şampiyonluğu Yıldırım ve Kocaman ikilisinin sicillerini aklamayacaktır.
http://sozcu.com.tr/alex-ve-bermuda-seytan-ucgen.html
Yorum Gönder