Bu Huntington denen zat Türkiye’de de yazarlara “Sizi zaten AB’ye almazlar. Yüzde 1 bile şansınız yok. En iyisi Türkiye Arap ülkeleriyle birlik olsun” demişti ki bu kitabında savunduğu tezin bize yutturulmasından başka bir şey değildi. Herkesi geri zekalı, sadece Amerikalılar’ı akıllı zannettikleri için her ülkede gazetecileri ikna yoluyla kullanarak toplumlara beyin yıkama yapıyorlar.
Kendisine “iyi ama Türkiye AB’ye girerse sizin kitaptaki ‘her ülke kendine benzeyenlerle beraber olmak zorunda’ tezini yalanlayacak tek ülke, neden AB’ye girmeniz sıfır şans diyerek bu ihtimali yok etmeye çalışıyorsunuz ki” diye sorduğumuzda verecek cevap bulamamıştı.
MAYINLAR!
Bana e-postayı gönderen Melih Alkan da çok güzel yazmış; Kadınlara “Bayan arkadaşlar, ABD gelince siz düşünün derim. Erkekler ise yaşadı! Gel USA demek için haydi sandığa..” diyerek başlıyor fıkraya.. Haydi okuyalım.
“11 Eylül’den önce Amerikalı bir kadın gazeteci ‘kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri’ hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Afganistan’a gitmiş. Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken ‘kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürümesi’ olmuş. Amerika’nın bu ülkeye demokrasi getirmesinden sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Afganistan’a gittiğinde bu sefer bakmış kadınlar önden, kocaları ise 5 adım gerilerinden geliyor.
Gazeteci bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yanaşıp sormuş; ‘Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme. Peki ama bu değişikliğin sebebi nedir?’ .. Afgan kadın cevap vermiş; Mayınlar !”..
*****
Maç ve otobüs!Afganistan’dan İran’a geçelim; İran’da kadınların Euro 2012 futbol karşılaşmalarını erkeklerle beraber izlemeleri yasaklanmış. Kamuya açık yerlerde yayınlanan maçları erkeklerle izleyen kadınlar cezalandırılacakmış.
Haber bir din diktatörlüğü için şaşırtıcı değil ama burada dikkati çeken nokta halka sundukları komik gerekçe.. Bu yasağa neden olarak “Erkeklerin maç izlerken kaba tavırlar sergileyerek ortamı kadınlar için ‘uygunsuz’ hale getirmeleri” gösterilmiş.. Bir dikta rejimi istediği yasakları getirirken nasıl da ustaca mazeretler üretiyor değil mi?
‘BİZİ GÜNAHA SOKMA’
İran’da bu “kadınlara yasaklar” zaman zaman gevşiyor, kadınlar umursamamaya başladığı anda arkadan çok kesin tehditler ve yeni yasaklar geliyor. Suudi Arabistan’da da öyle.. Ama bakın ben bunları yazdıktan sonra internette hangi haberi gördüm.. Endonezya’da imamın “tesettürsüz kadınlar abdestimizi bozuyor” demesinden farklıysa söyleyin.. Fatih’te eşofman ve tişörtle otobüse binmek isteyen 21 yaşındaki Yağmur Yılmaz bir grup çarşaflı kadın ile erkekler tarafından “Bizi günaha sokuyorsun” denerek otobüse bindirilmemiş..
Genç kız sıcak yaz gününde şortlu değil, kolsuz ve diz boyu bir elbise bile giymemiş, “eşofmanlı” .. Ve eşofmanıyla günaha sokuyormuş.. Eşofmanla günaha girecek kadar gün ortasında bile “kafası cinselliğe endeksli” olanlar var madem, genç kızı mağdur edeceklerine, görünüşe göre her daim “günahkar” gözlerini başka tarafa çevirseler ne olur?
Bu ve benzeri olaylar “en tutucu, en gerici” kafaları dahi “dindar, muhafazakar” gibi tanımlara sokarak masum gösteren, laiklikle hiç mi hiç bağdaşmayacak adımları “ne olacak, varsın bu da olsun” diye geçiştirenleri biraz uyarıyor mu acaba?
*****
Sağlık Bakanı ve orta yol!Bir arkadaş toplantısında TV izlemekte olanlar gülüyordu, ‘ne oldu, bir espri varsa kaçırmış olmayayım’ dedim. “Sağlık Bakanı açıklama yaptı, kürtajda bir ‘orta yol’ bulacağız diyor” diye atıldı biri.. Diğeri sözü kaparak mahcup bir şekilde devam etti; “Aslında söylenecek şey değil ama insanın aklına her şey geliyor.. Kürtajda orta yol nasıl olur diye tartıştık da.. Acaba ceninin yarısını mı alacaklar yoksa ikiz bebekse birini mi bırakacaklar”..
Şimdi bu konu da gerçekten espri, şaka kaldırmayacak konulardan biri ama o zaman bu tür açıklamalar da yapılmamalı diye düşünüyor insan.. Eğer bir hükümet herhangi bir konuda çalışma yapıyorsa ve aslında konu da “nasılsa çıkarılmasına karar verilmiş bir yasa” ise o zaman böyle açıklamalar da yapılmamalı diye düşünüyor insan.. Kürtajda orta yol filan olmaz, ya “istemediği bir hamilelik” yaşayan kadına-çifte-aileye o fırsatı verirsiniz veya döne dolaşa aynı noktaya gelir ve yasaklarsınız.
Bu tür açıklamalarla “halkı alıştıracak” konular değil bunlar! Ve ayrıca, bunca karar ve yasa kimselerin görüşüne önem verilmeden gerçekleşirken artık kimi ikna etmek gereği kaldı ki?
*****
‘Kürtaj yaparım ama duyulmasın!’İstanbul Levent’te Veterineryum’da Dr. Hasan Bulut’la konuşuyoruz.. Sokakta bir deri bir kemik halde, bağırarak annesini ararken bulduğum ve biraz büyüyen kedimi götürmüşüm, henüz 6 aylık ve hala cılız ama erkek kediler peşini bırakmıyor..
Hasan Bey’e ‘onu ne yapıp yapıp sağlığı bozulmadan kısırlaştırmalısınız. Hamile ise onun da sonlanması lazım’ dedim.. Ciddi bir ifadeyle önce kediyi inceledi, sonra bana dönerek biraz da muzipçe “Kürtaj yaparım ama Başbakan duymasın” dedi. “Biliyorsunuz, en az üç bebek diyorlar, burada beş bebek gidebilir”..
Gülmedim desem yalan olur, güldüm ama “söylenenlerin zihinlere nasıl kazındığını” düşünürken mırıldandım; ‘Aslında bu kediciklerle istenmeyen çocukların hepsi aynı durumda.. Sokaklarda başıboş ve bakımsız, perişan geziyorlar, doğuran analar da kurtaramıyor onları. Kimsenin umurunda değiller, varsa yoksa siyaset!’..
Kürtajın yasaklanması çok fazla zarar verecek, inatla olacak şey değil bu!
Yorum Gönder