Başka Bir 12 Eylül Sabahı... - Hikmet Çetinkaya

31 yıl sonra 12 Eylül sabahı Kenan Evren uyandığında acaba neler düşündü?
Ben hüzünlü akşamların ölü anlarını, umudun yok oluşunu, hüznü, acıyı düşündüm...
Sanmıyorum Kenan Paşa’nın böyle düşündüğünü.
Benim yüreğimi kavrayan yumruk, 31 yıllık bir süreçte yaşadıklarım, yazdıklarımız gözlerimin önünden gelip geçti.
12 Eylül benim içimi acıtır hep!
Baskı, kin, nefret!
Emekçilerin, aydınların, yazarların, gençlerin işkencelerden geçmesi, yaşamlarının yok oluşu...
Diyarbakır, Metris, Mamak, Aydın cezaevleri...
Gözaltında kayıplar...
17 yaşındaki Erdal Eren ve diğerleri...
TSK’den atılan, yargılanan, ancak yargı tarafından aklandıkları halde bugüne değin hakları geri verilmeyen teğmenler, üsteğmenler...
O yıllar hepsi 20’li yaşlardaydı...
Şimdilerde 50’li yaşlarda onlar!
***
12 Eylül 1980 öncesi Türkiye kan gölüydü... Pek çok insanımız öldürüldü... Bahçelievler, Balgat, İzmir İnciraltı katliamları... Kahramanmaraş’ta akan kan... Kanlı 1 Mayıs...
Say say bitmez!
Nasıl oldu da 12 Eylül 1980 sabahı durdu bu akan kan?
Ben dün sabah uyandığımda uzun uzun bunları düşündüm...
Erdal Eren’in idam sehpasına giderken yürüyüşünü... O çocuksu gözlerini... Üşütücü bir sonbahar sabahını... Kumların denizin köpüğünü yutuşunu...
Nedense Adonis’in çok sevdiğim bir şiirini, hani o New York’taki özgürlük anıtını anlatan şiirini, CIA’nın Türkiye’deki istasyon şeflerini anımsadım:
“Newyork,
bir kadın-bir kadın heykeli.
Bir elinde özgürlük dedikleri kâğıt parçasını
Tarih dediğimiz kâğıt tomarını tutmaktadır.
Adı dünya olan bu çocuğu boğmaktadır öteki eliyle.”
***
DİSK davası geldi aklıma... O gencecik Rıdvan Budak’ın dik duruşunu...
Ve dün sabah CHP üyesi, eski DSP milletvekili ve DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak’ın, İstanbul’daki CHP ilçe başkanlarına önerdiği yeni bir yönetim programı öneren bildirgesini okurken kendi kendime sordum:
“Rıdvan Budak’ın birikiminden ve deneyiminden Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP üst yönetimi neden yararlanmıyor?”
Dedim ya 31 yılda neler yaşadık ve bundan sonra neler yaşayacağız...
Rıdvan Budak, Uluslararası Af Örgütü Türkiye uzmanı Andrew Gardner’den alıntı yaparak çok güzel özetlemiş bunu:
“...Muhalif sesler yasalar ya da şiddet tehditleriyle, öldürülme, tutuklama korkusu olmadan, düşüncelerini ifade etmekte özgür olmalılar.”
Bugün ne denli özgürüz?
***
Odatv davasının iddianamesini okudum ben de bazı gazeteci arkadaşlarım gibi ve hiçbir şey anlamadım...
Daha doğrusu iddiaların neredeyse tümünü zaten daha önce gazetelerde çıkan haberlerden biliyorduk, yeni bir şey yoktu!
Soner, Nedim, Ahmet, Doğan Yurdakul niçin tutuklu? Silahlı terör örgütü üyesiyse bu arkadaşlar, silahları nerede?
Doğan Yurdakul’un eşi kanser, yaşam savaşımı veriyor; göremiyor onu!..
Nerede vicdanın sesi, nerede insanlık?
İçim acıdı, yüreğim yandı, gözlerim doldu...
Ben bu yüzden soruyorum Kenan Paşa’ya “12 Eylül sabahı ne düşündünüz” diye. 12 Eylül faşizmi bu ülkede emekçileri, aydınları, yazarları, gençleri, bilim insanlarını, solcuları, sosyalistleri, devrimcileri silindir gibi ezip geçti...
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu’nu ve Türk Dil Kurumu’nu kapatıp mallarına el koydu.
Sözde Atatürkçü darbeci paşalar, her kentte çirkin Atatürk büstleri, heykelleri dikerken, laik demokratik cumhuriyetin altını oyan dincilere dokunmadılar, onların derneklerini, mal varlıklarını ellerinden almayıp işbirliği yaptılar.
Irkçı ve faşistti o darbeciler!
***
Ben dün sabah uyandığımda 31 yıllık süreci düşündüm...
Odatv iddianamesini bir kez daha okudum... Tutuklu gazetecilerin sayısı 67 mi 70 mi, orası bile belli değildi...
Sonra Mustafa Balbay’ın yazısını...
Doğan Yurdakul 70 yaşında, silahlı örgüt üyesi; Soner, Nedim, Ahmet gibi...
Ellerinde kalem, kâğıt... Basılmış onlarca kitap... Ve basılmamış bir kitap...
31 yıl böyle geçti.
Acılarla, hüzünlerle, faili meçhul cinayetlerle...
12 Eylül’ün anayasası bazı değişikliklerle yerli yerinde...
Haberiniz var mı, geçen yıl anayasa halkoylamasında “yetmez ama evet” diyen sözde liberaller, candaşlar, yandaşlar?

Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget