Suriye’de bir iç savaş olduğunu “dünya âlem” bilirken Türkiye kendi sınır güvenliğini sağlayabiliyor mu?
Bu soruyu kaç kez yazdım anımsamıyorum...
Sınır güvenliğimiz yok!
Türkiye-Suriye sınırı sanki “yol geçen hanı”, herkes girip çıkıyor, kendilerini Özgür Suriye Ordusu olarak tanımlayan, eli silahlı, göbeğine kadar sakallı militanlar, Suriye topraklarında Türk gazetecilere röportaj veriyor, fotoğraf çektiriyor.
Militanlar gündüz Akçakale’den Suriye’ye girip savaştıklarını, akşam yatmak için Türkiye’ye döndüklerini söylüyorlar.
Peki, Türk gazetecileri nasıl oluyor da elini kolunu sallayarak, Suriye topraklarında bulunan, 25 kilometre ötedeki kasabalara, köylere girebiliyor?
AKP iktidarının Suriye’ye karşı sürdürdüğü savaş propagandası, TBMM’de MHP’nin desteğiyle 320 oyla geçen tezkereyle “resmiyet” kazandı.
AKP hükümeti Suriye’de iç savaşı kışkırtıyor.
Buna kimse “hayır AKP barıştan yana” teziyle yaklaşamaz.
Ortada göz ardı edilmeyecek bir durum söz konusu, o da şu:
“Yeni Osmanlı hayalleri Türkiye’yi bir bataklığa doğru sürüklüyor... AKP, halkımızı savaş politikalarına ve kışkırtmalara teslim etmek istiyor... Çözüm emperyalizmin işbirliğine boyun eğmeyip Türk, Kürt, Arap, Sünni ve Alevi bölge halklarının kardeşliğini pekiştirmektir...”
***
Daha önceleri TBMM’den tezkere geçirmek istendiğinde ilgili bölgeyi açıkça belirten hükümet bu kez tüm dünyayı kapsayacak biçimde geniş tuttu.
Tezkerede Suriye’nin adı geçmiyor.
Yine tezkerede Türkiye’nin ulusal güvenliği tehdit altında olduğu öne sürülürken, “sınır, şumul, miktar, zaman” hükümet tarafından belirlenecek.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “yabancı ülkelere” gönderilmesi ya da görevlendirilmesi bir yıllık süreyi kapsayacak.
Bunun anlamı şu:
“Sınırsız tezkere...”
Tezkerenin bu biçimde Meclis’ten geçmesi Avrupa ve ABD medyasında da eleştiri konusu oldu.
Türkiye bilinmeyen bir yolculuğa çıkmış durumda.
Daha önce değindiğim gibi Türkiye yapayalnız kaldı...
Baştan beri Rusya, Çin ve İran, Esad rejiminin arkasında duruyor.
Putin, 14 Ekim günü Türkiye’ye gelecek...
Putin, Başbakan Erdoğan’la yapacağı görüşmede, herhalde “sizin yanındayız” demeyecek.
Türkiye’de bazı kafalar (medya da bunun içinde) savaş çığlıkları atıyor.
Sanırım bu kişiler Irak, Libya ve Afganistan’da yaşananları unuttu.
ABD, Irak bataklığından kendini zor kurtardı...
Irak’ta değişen ne?
Mezhep çatışmalarında onlarca insan ölüyor...
Libya’da ise aşiretler vuruşuyor.
***
Gün geçmiyor ki yüreklerimize ateş düşmesin...
Antalya’da üç polisimiz şehit düşüyor.
Mehmet’ler pusularda can veriyor...
Askerimiz dağlarda, vadiler, ovalarda eli kanlı PKK’yle mücadele ediyor.
Akçakale’de yaşayan yurttaşlarımızın sesine kulak veren var mı?
“Suriye’den gelen sığınmacıların bir eli yağda bir eli balda biz ise savaşın ortasında aç kaldık... Günlerdir dükkânlar, fırınlar kapalı, halimizi soran yok...”
***
Önceki gün akşam Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Çanakkale’de savaş karşıtları AKP iktidarının Suriye’ye yönelik politikasını protesto edince yine üzerlerine biber gazı sıktı güvenlik güçleri.
Hiç şaşırmadım!
Bu ülkede savaş karşıtı olmak terörist olmak anlamına geliyor.
Başta yazdım...
Türkiye-Suriye sınırı yolgeçen hanı...
El Kaide, Taliban militanları, köktendinci terör örgütleri bölgeyi üs haline dönüştürmüş.
Onlara dokunan yok, alkışlayan çok!
Yorum Gönder