Mısır'daki “Arap Baharı'' organ mafyasının işine yaradı. Ülkedeki karışıklıktan yararlanan bazı doktorlar, Mısır'ı, Ortadoğu'nun organ mafyası merkezi haline getirdi. Daha önce Türk Doktor Yusuf Erçin Sönmez ve ekibinin hakim olduğu Ortadoğu'daki organ ticareti piyasasını, “Arap Baharı''yla birlikte Mısır ele geçirdi. Dr. Sönmez ve ekibi, yasadışı organ nakillerini 150-200 bin dolara yaparken, Mısırlı doktorlar bu rakamı, 65 bin dolara düşürdü. Bunda da ülkedeki kargaşa ve denetim boşluğunun büyük etkisi oldu.
***
Yaz aylarıydı...
Telefonum çaldı. Hattın ucundaki ses, Mısır'da yaşayan bir Türk olduğunu söylüyordu. Benim yıllardır organ mafyasıyla olan mücadelemi bildiğini söyleyen kişi, “Artık uluslararası organ ticaretinin merkezi Mısır'dır. Türk hastalar da buraya gelip, 65 bin dolara böbrek nakli yaptırıyorlar'' dedi.
Bunun üzerine muhabir arkadaşım Hande Zeyrek'le iddianın doğru olup olmadığını araştırmaya başladık.
Hande, Türkiye'den Mısır'a giden hastalara orada yaşayan bazı Türklerin aracılık ettiğini belirledi. Bu arada Mısır'da böbrek nakli yaptırmış bir hastanın adına ulaştı. Yaklaşık bir yıl önce diyalize girmeye başlayan emekli Ortopedi Uzmanı Dr. Ü.Ü. aile üyelerinden uygun organ bulunamayınca tavsiye üzerine Mısır'a gitmek zorunda kalmıştı. Mısır'a gitmesini öneren kişi de, daha önce orada organ nakli ameliyatı olmuştu.
***
Artık sıra, aracı Türkleri bulmaya gelmişti.
SÖZCÜ ekibi, kısa sürede bunu da başardı.
Ekibimiz uluslararası organ ticaretine aracılık eden Türkler'den İsmail T.'ye ulaştı.
1992'de Mısır'a giden Batmanlı İsmail T. üniversiteyi bu ülkede okuyup mühendis olmuş.
Ekibimizin tespitine göre aracı İsmail T. şöyle çalışıyor:
Telefon irtibatı kurduğu Türkiye'deki hastalardan hemen kan analizi yaptırmalarını ve çıkan sonuçları kendisine göndermelerini istiyor. Raporların ulaşmasından sonraki 8-10 gün içinde uygun böbrek bulunuyor ve hastayı Mısır'a çağırıyor. Hasta 65 bin doları çantasına koyup, bir refakatçiyle Mısır'ın başkenti Kahire'ye uçuyor. Havalimanında onları aracı İsmail karşılıyor. Hasta ve beraberindeki kişi, bir eve yerleştiriliyor. Ertesi gün de organ naklini yapan ekibin başı ve aynı zamanda hastanenin de sahibi olan Dr. Ahmad'la tanıştırılıyor. Oradaki laboratuvar tetkikleri de birkaç gün içinde tamamlanıp hasta ameliyata alınıyor. (Hatırlayacaksınız Dr. Yusuf Erçin Sönmez de İstanbul'da Sönmez Hastanesi'ni kurmuş, burada İsrailli Dr. Shapiro ile yasa dışı organ nakli yaparken, suçüstü yakalanmışlardı. Demek ki yöntem aynı!)
***
Organ tacirleri dünyanın her yanında olduğu gibi Mısır'da da böbrekleri yoksul insanlardan para karşılığında alıyor. Organ bulma görevini, bu ekibe çalışan simsarlar üstleniyor. Mısır'da ve çevre ülkelerde milyonlarca kişi açlık sınırında yaşadığından, simsarlar organ temininde hiçbir bir sıkıntı çekmiyorlar. Ellerine birkaç bin dolar tutuşturulan genç yoksullardan alınan böbrekler, varlıklı hastalara naklediliyor.
Ameliyat sonrası 3 günü hastanede olmak üzere yaklaşık bir hafta Mısır'da kalan hastalar, ülkelerine gönderiliyor.
***
Uluslararası organ tacirlerinin izini süren ekibimizden Hande Zeyrek, Türk aracı İsmail T. ile telefonda görüştü. Aracı T. arkadaşımıza şunları söyledi:
Hande: İsmail Bey, 65 bin dolar büyük para. Biraz indirim yapılamaz mı?
İsmail: Daha yukarı oluyor da aşağı olmuyor. Zaten ameliyatı yapan doktor 60 bin dolar alıyor. Ben 2 bini masraflara harcıyorum. Kalacak yer ayarlıyorum. 3 bin de bana kalacak.
Hande: Peki insanlar size nasıl güveniyorlar?
İsmail: Bunu yapan bir doktor değil ki. 10-15 doktordan oluşan bir ekip yapıyor. Çok deneyimli bir ekip.
Hande: Peki yakalanma tehlikesi yok mu?
İsmail: Yakalanmazsınız. Öyle bir tehlike yok. Onu düşünmeyin. Ben doktoru eve getiriyorum, evde kan örnekleri alınıyor. Gerisi kolayca geliyor. Ben çoktandır yapıyorum bu işi.
Hande: Ama bu yasadışı bir iş değil mi? Tehlike nasıl olmaz?
İsmail: Gerçekçi olmak lazım. Tabii ki yasa dışı bir iş. Biz bu işi çok profesyonelce ve çok güzel yapıyoruz. Sizi havalimanından alıyoruz. Kahire'de evler var. Onlarda kalıyorsunuz. Zaten hastane doktorun kendisine ait!
Hande: Kesin olarak 65 bin dolar mı diyorsunuz?
İsmail: Evet. 65 bin dolar benim en son fiyatım. Bu işi belki daha ucuza yapanlar da vardır. Benim doktorum “İstiyorsan daha ucuza yapalım ama riski kabul etmen lazım!'' diyor. Vericiyi onlar ayarlıyor. Vericiler genç kişiler.
***
Dün yayınladığım Gezici Araştırma Şirketi'nin anketinde halka
“Arap Baharı'nı nasıl buluyorsunuz?'' sorusu yöneltilmiş. Seçmen nüfusun yüzde 63,7'si, “Yeni bir sömürge düzeni olarak buluyorum!'' cevabını vermiş. AKP seçmeninin yüzde 48,1'i de bu görüşe katıldığını söylemiş.
Yoksul insanlardan üç beş kuruşa alınan böbrekler, varlıklı hastalara 65 bin dolara naklediliyor.
Bu düzene verilmesi gereken adı, varın siz düşünün!..
Yorum Gönder