Merve Kavakçı’ya hodri meydan! - Uğur Dündar


Bil­mem ha­tır­lar mı­sı­nız? Mer­hum Tur­gut Özal, al­tın it­ha­la­tı­nı ser­best bı­ra­kın­ca­ya ka­dar, Tür­ki­ye­’ye res­mi yol­lar­dan al­tın gir­mez­di.
Pe­ki na­sıl gi­rer­di?
Ya­sa dı­şı yol­lar­dan!..
Tür­ki­ye üze­rin­den gi­den uyuş­tu­ru­cu­la­rın pa­ra­la­rı İs­viç­re­’de yı­ka­nır, son­ra da al­tı­na dö­nüş­tü­rü­le­rek, Tür­ki­ye­’ye gön­de­ri­lir­di. Uyuş­tu­ru­cu­dan sağ­la­nan ka­ra pa­ra­nın bir bö­lü­mü de, ha­ya­li ih­ra­cat yo­luy­la yur­da gi­rer­di.
Zü­ri­h’­ten uça­ğa yük­le­nen kül­çe al­tın ko­li­le­ri, ön­ce Bul­ga­ris­ta­n’­ın baş­ken­ti Sof­ya­’ya ge­lir, bu­ra­da İs­tan­bu­l’­a gi­den yol­cu oto­büs­le­ri­nin “zu­la­” ta­bir edi­len giz­li böl­me­le­ri­ne yer­leş­ti­ri­le­rek, Ka­pa­lı­çar­şı­’ya gön­de­ri­lir­di.
Ka­pa­lı­çar­şı­’ya za­man za­man ya­pı­lan gös­ter­me­lik ope­ras­yon­lar­da bu­lu­nan kül­çe al­tın­la­rın ne­re­den gel­di­ği so­rul­du­ğun­da, sa­hip­le­ri “Yas­tık al­tın­da­ki hur­da al­tın­la­rı top­la­yıp eri­ti­yo­ruz, kül­çe ha­li­ne ge­ti­ri­yo­ruz!” der­ler­di.
Uyuş­tu­ru­cu-ka­ra pa­ra ve al­tın tra­fi­ği­ni, dört dört­lük bel­ge ve gö­rün­tü­ler­le hem Hür­ri­yet ga­ze­te­sin­de, hem de TRT’­de ya­yın­la­nan “O­la­y” prog­ra­mın­da göz­ler önü­ne ser­dim.
Ha­be­ri­miz ka­çak­çı­lar ara­sın­da pa­nik ya­rat­tı. He­men her gün teh­dit al­ma­ya baş­la­yın­ca, Hür­ri­ye­t’­in o dö­nem­de­ki Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni, (ba­sın şe­hi­di) Çe­tin Emeç, “İ­yi Uy­ku­lar Sa­yın Se­yir­ci­le­r” ad­lı ki­ta­bım­da ay­rın­tı­la­rı­nı an­lat­tı­ğım gi­bi, bir sü­re için be­ni An­tal­ya­’ya gön­der­di. Ben ora­da sak­la­nır­ken de ko­ru­ma ve­ril­me­si­ni sağ­la­dı.
O ta­rih­ten bu ya­na da, ya­ni yak­la­şık 26 yıl­dır ko­ru­nu­yo­rum.
Ya­kın ko­run­ma­mı, dev­le­tin gö­rev­len­dir­di­ği bir si­vil po­lis sağ­lı­yor.
* * * *
Maf­ya­nın, hır­sız­la­rın, hor­tum­cu­la­rın, ka­çak­çı­la­rın, te­rör ör­güt­le­ri­nin, ölüm çe­te­le­ri­nin he­def­le­rin­de ol­du­ğum için, ne­re­ye git­sem, ko­ru­ma po­li­sim de ge­li­yor. An­cak evi­me gir­dik­ten son­ra ay­rı­lı­yor.
Em­ni­yet yet­ki­li­le­ri, el­de et­tik­le­ri is­tih­ba­rat doğ­rul­tu­sun­da, ki­mi za­man çe­lik ye­lek giy­me­mi­zi, zırh­lı araç kul­lan­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni söy­lü­yor. Ko­ru­ma po­li­si­nin ta­şı­dı­ğı si­la­hı da bağ­lı ol­du­ğu mü­dür­lük be­lir­li­yor.
* * * * *
Dar­be ve Muh­tı­ra­la­rı Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu­’n­da da an­lat­tı­ğım gi­bi, 90’lı yıl­lar, can gü­ven­li­ğim açı­sın­dan teh­li­ke­nin do­ruk­ta ol­du­ğu  yıl­lar­dı.
Adım ya­kın ta­ri­hi­mi­zin en kor­kunç ölüm şe­be­ke­si olan Su­sur­luk Çe­te­si­’ne öl­dü­rül­mek üze­re ve­ril­miş, ku­mar­ha­ne­le­rin ka­pan­ma­sıy­la şe­la­le gi­bi akan ka­ra pa­ra kay­na­ğı ku­ru­yan ku­mar­ha­ne­ci­ler pe­şi­me düş­müş, özet­le ger­çek­le­rin or­ta­ya çık­ma­sı­nı is­te­me­yen tüm ka­ran­lık güç odak­la­rı­nın he­de­fi ha­li­ne gel­miş­tim.
Bu sü­reç­te Mer­ve Ka­vak­çı ola­yı pat­lak ver­di.
Mer­ve ola­yı­nı kı­sa­ca ha­tır­lat­mak­ta ya­rar gö­rü­yo­rum.
18 Ha­zi­ran 1999 se­çim­le­rin­de Fa­zi­let Par­ti­si­’n­den mil­let­ve­ki­li se­çi­len Mer­ve Ka­vak­çı, ya­sa­la­ra mey­dan oku­ya­rak, Mec­lis otu­ru­mu­na tür­ba­nıy­la ka­tı­lın­ca or­ta­lık ka­rış­mış­tı. Tep­ki­le­re rağ­men Ka­vak­çı­’nın sa­lo­nu terk et­me­mek­te di­ren­me­si, sa­kin ve bil­ge ki­şi­li­ği, hoş­gö­rü­sü ve ki­bar­lı­ğıy­la tüm Tür­ki­ye­’nin say­gı­sı­nı ka­za­nan mer­hum DSP Ge­nel Baş­ka­nı Bü­lent Ece­vi­t’­i bi­le çi­le­den çı­kar­mış­tı.
Bu ola­yın yan­kı­la­rı sü­rer­ken Mer­ve Ka­vak­çı­’nın se­çim­ler­den 45 gün ön­ce Ame­ri­kan va­tan­daş­lı­ğı­na geç­ti­ği­nin bel­ge­len­me­si üze­ri­ne, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti va­tan­daş­lı­ğı ip­tal edil­miş­ti.
* * * * *
Mer­hum Er­ba­kan, ha­ber­ci­lik an­la­yı­şı­ma say­gı du­yar ve ka­mu­oyu­na ya­pa­ca­ğı önem­li açık­la­ma­lar için be­nim te­le­viz­yon prog­ram­la­rı­mı ter­cih eder­di. Çün­kü 1992 yı­lın­da ken­di­si­nin ha­ya­tı­nı an­lat­tı­ğım “İş­te Ha­ya­tı­nı­z” prog­ra­mı­nın si­ya­si ge­le­ce­ğin­de çok et­ki­li ol­du­ğu­na ina­nır­dı. Ger­çek­ten anı­lar­da iz bı­ra­kan çok gü­zel bir prog­ram ha­zır­la­mış­tım. Prof. Er­ba­kan, ve­fa­tın­dan yak­la­şık 3 ay ön­ce “A­re­na­”ya ka­tıl­mış ve “İş­te Ha­ya­tı­nı­z” prog­ra­mın­dan son­ra Baş­ba­kan ol­dum. Şim­di de siz­den maz­ba­ta­mı is­ti­yo­rum. Ve­rin maz­ba­ta­mı da yi­ne Baş­ba­kan­lık kol­tu­ğu­na otu­ra­yım!” di­ye­rek es­pri yap­mış­tı.
Bir soh­be­ti­miz­de mer­hu­ma, Mer­ve Ka­vak­çı ola­yı­nı sor­dum. Acı acı gül­dük­ten son­ra Ka­vak­çı­’nın Mec­li­s’­te­ki dav­ra­nı­şı­nın, par­ti­si­ni bö­len sü­re­ci baş­lat­tı­ğı­nı söy­le­di.
Ben­zer açık­la­ma­yı bir te­le­viz­yon prog­ra­mın­da, Er­ba­ka­n’­ın en ya­kı­nın­da­ki yol ar­ka­daş­la­rın­dan Oğuz­han Asil­türk de yap­tı. Mer­ve Ka­vak­çı­’nın Mec­li­s’­te­ki otu­ru­ma ka­tı­la­ca­ğın­dan Er­ba­kan ve ken­di­si­nin ha­ber­dar ol­ma­dık­la­rı­nı ve onu son­ra­dan AK­P’­yi ku­ran­la­rın Mec­li­s”­e ge­tir­dik­le­ri­ni söy­le­di.
* * * * *
İş­te bu Mer­ve Ka­vak­çı Dar­be ve Muh­tı­ra­la­rı Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu­’-
n­da ko­nu­şur­ken, be­nim için şun­la­rı söy­le­miş:
“U­ğur Dün­dar ve eki­bi­nin, da­yım Or­han Günge­n’­le olan te­le­fon ka­yıt­la­rı in­ce­len­sin. Uğur Dün­dar, ya­nın­da bir özel ha­re­kat­çı ve ko­ru­ma­sı ol­du­ğu hal­de da­yı­mın ofi­si­ni bas­tı. El­le­rin­de ak­rep de­ni­len oto­ma­tik tü­fek var­dı!”
Şim­di ben bu ya­la­nın ne­re­si­ni dü­zel­te­yim?
Özel ha­re­kat po­li­si de­di­ği ki­şi, o ta­rih­ler­de uzun yıl­lar Hür­ri­yet ga­ze­te­sin­de ça­lı­şıp Are­na­’ya ge­çen bir mu­ha­bi­ri­miz­di.
Üçün­cü ki­şi ise an­lat­tı­ğım gi­bi, be­ni her yer­de göl­gem gi­bi ta­kip et­mek­le gö­rev­len­di­ril­miş ko­ru­ma po­li­sim­di. Her za­man ol­du­ğu gi­bi biz gö­rü­şür­ken, o dı­şa­rı­da bek­le­ye­cek­ti. Hat­ta giz­li­ce çe­kim ya­pa­bi­le­ce­ği­mi­zi dü­şün­me­sin­ler di­ye, ya­nı­mı­za ka­me­ra­man bi­le al­ma­mış­tık.
Bü­ro­ya gi­diş ne­de­ni­mi­ze ge­lin­ce…
Mec­li­s’­te­ki olay pat­lak ver­dik­ten son­ra Are­na­’ya, Mer­ve Ka­vak­çı­’nın yurt­dı­şın­da ya­şar­ken ak­ra­ba­la­rı­nın ai­le şir­ke­ti olan An­ka­ra Ka­vak­lı­de­re­’de­ki Gün­gen İn­şa­at Şir­ke­ti­’n­de ça­lı­şı­yor­muş gi­bi gös­te­ril­di­ği bil­gi­si ulaş­mış­tı. Ay­rı­ca da­ha ön­ce kü­çük çap­ta iş­ler ya­pan şir­ke­tin, Re­fah Par­ti­li bü­yük bir be­le­di­ye­den, o za­man­ki pa­ray­la 3 tril­yon li­ra­lık bir iş al­dı­ğı öne sü­rül­müş­tü. Bun­la­rı söy­le­yen sı­ra­dan bi­ri de­ğil­di. Mik­ro­fo­na ko­nu­şan ki­şi, da­ha ön­ce şir­ket­te mu­ha­se­be­ci ola­rak gö­rev yap­mış­tı. Şir­ket mer­ke­zi­ne gi­di­şi­mi­zin ne­de­ni de, so­rum­lu ya­yın­cı­lık an­la­yı­şı­mız ge­re­ği, tek ta­raf­lı ya­yın yap­ma­mak, sa­hip­le­ri­nin de gö­rüş­le­ri­ni al­mak­tı. Hat­ta ula­şa­bil­sek, Mer­ve Ka­vak­çı­’yı da can­lı ya­yı­na da­vet ede­cek ve is­te­di­ği ka­dar ko­nuş­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak­tık. Ya­ni ora­ya doğ­ru bil­gi­ye ulaş­mak için git­miş­tik. An­cak bü­ro­da ol­ma­dık­la­rı­nı öğ­re­nin­ce, dı­şa­rı­da bir sü­re bek­le­yip, ge­ri dön­dük. Are­na ya­yı­nın­da da ek­ra­nı­mı­zın Mer­ve Ka­vak­çı­’ya her za­man açık ol­du­ğu­nu, di­le­di­ği za­man ge­lip ko­nu­şa­bi­le­ce­ği­ni du­yur­duk.
Hep­si bu ka­dar.
Kö­tü mü yap­mı­şız?
Mes­lek ah­la­kı­na ay­kı­rı bir dav­ra­nış­ta mı bu­lun­mu­şuz?
Ne­re­de şir­ket bas­ma? Ne­re­de özel ha­re­kat­çı?
O gün­ler­de ha­ber­le­ri­miz ne­de­niy­le hak­kı­mız­da suç du­yu­ru­sun­da bu­lun­ma­yan, taz­mi­nat da­va­sı aç­ma­yan, RTÜK ara­cı­lı­ğıy­la tek­zip gön­der­me­yen Mer­ve Ha­nım, 13 yıl son­ra kalk­mış, bi­rik­miş “ha­se­t”­in ha­sa­dı­nı, ya­lan ve if­ti­ray­la ya­pı­yor.
Ama Al­lah için, yi­ne de in­saf­lı dav­ran­mış!
“Fü­ze­ler­le, ha­van ve uçak­sa­var top­la­rıy­la gel­di­ler, hat­ta Uğur Dün­da­r’­ın elin­de ro­ke­ta­tar var­dı! Dı­şa­rı­da da 300 özel ha­re­kat po­li­si bek­li­yor­du!” da di­ye­bi­lir­di!
Ya­ni ucuz at­lat­mış sa­yı­lı­rız!
Oy­sa biz da­ha bü­yük ya­lan­la­rı ve ina­nıl­maz if­ti­ra­la­rı bo­şa çı­kar­ma­ya ha­zı­rız.
Ha­nı­me­fen­di­nin ta­lep­le­ri bu­nun­la sı­nır­lı kal­ma­mış.
O dö­nem­de­ki MİT, CI­A ve MOS­SAD ka­yıt­la­rı­nın in­ce­len­me­si­ni, Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı­’n­da­ki koz­mik oda bel­ge­le­ri­nin de araş­tı­rıl­ma­sı­nı is­te­miş!
Bu­ra­da da ma­kul dav­ra­nıp abart­ma­mış!
Mo­ri­tan­ya, Zim­bab­we ve Ga­bon İs­tih­ba­rat Ser­vis­le­ri­ni de “he­sap ve­re­cek­le­r” lis­te­si­ne da­hil et­me­miş!
Çün­kü özel­lik­le Ga­bon Giz­li Ser­vi­si­’nin Mec­li­s’­te­ki Mer­ve Ka­vak­çı ola­yın­da ki­lit rol üst­len­di­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum!
* * * * *
Mer­ve Ha­nı­m’a hod­ri mey­dan!
Ön­ce şu üçün­cü ki­şi­yi, ya­ni özel ha­re­kat­çı­yı ka­nıt­la­sın, kim­li­ği­ni açık­la­sın!
Be­nim da­yı­sı Or­han Gün­ge­n’­le, hat­ta di­le­di­ği her­kes­le olan te­le­fon ka­yıt­la­rım da in­ce­len­sin.
Hal­kın ger­çek­le­ri öğ­ren­me hak­kı­nın pe­şin­de ko­şan bir ga­ze­te­ci­nin bı­ra­ka­ca­ğı izin dı­şın­da hiçbir iz bu­la­maz­lar!
Ama­aa­a… Gün­gen İn­şa­at Şir­ke­ti­’nin AK­P’­li be­le­di­ye­ler­den al­dı­ğı iha­le­ler de in­ce­len­sin.
Şir­ke­tin kaç iha­le al­dı­ğı, bun­la­rı son­ra­dan yük­sek kâr­lar­la ta­şe­ron­la­ra dev­re­dip dev­ret­me­di­ği, be­del­le­riy­le bir­lik­te ka­mu­oyu­na açık­lan­sın.
Hiç­bir ima­da bu­lun­ma­dan, hal­kın bil­gi­len­me­si için so­ru­yo­rum.
Sa­de­ce so­ru­yo­rum!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget