Cumhuriyet’ten Kamuoyuna
Cumhuriyet, bugün ülkemizde yayımlanmakta olan ulusal gazeteler arasında en eski gazetedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan yaklaşık altı ay sonra yayın yaşamına başlayan gazetemiz, 88 yıldır yayın yaşamını sürdürmektedir. Demokrasinin kesintiye uğradığı bazı dönemlerde, dönemin iktidar sahipleri tarafından kısa dönemli olarak kapatılan, bunun dışında sürekli yayımlanan, halkın bilgi edinme hakkı ve basın özgürlüğü çerçevesinde görevini yapan gazetemiz, 21. yüzyıl Türkiyesi’nde siyasi iktidarı elinde bulunduran AKP’nin sansürüne maruz kaldı.
*
Türkiye toplumuna ileri demokrasi vaat eden AKP yöneticileri, sanki, anayasa ve Siyasi Partiler Yasası kendilerini bağlamıyormuş gibi davranarak ileri demokrasi anlayışlarının aslında yasakçı bir zihniyet olduğunu sergilemekten çekinmedi. Anayasa ve yasaları çiğneyerek gazetemize uygulanan bu antidemokratik uygulamaya karşı, elbette sessiz kalmayacağız. Meşru zeminlerde ve meşru yollarla hakkımızı arayacağız.
*
Son beş yıldan bu yana kesintisiz olarak yargı, maliye, sosyal sigortalar, SPK, diğer kamu kuruluşları eliyle denetim adı altında tam bir baskı altında tutulmak, gözdağı verilmek suretiyle sindirilmeye, yıldırılmaya çalışılan gazetemiz, bütün olumsuz koşullara karşın çoğulculuğun ve demokrasinin gereği olarak halkı bilgilendirme, kamu adına denetleme, eleştiri hak ve görevini yerine getirmiştir. Bundan sonra da okurlarının ve kamuoyunun gücüne dayalı olarak görevini yapacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
*
Gazetemiz, Türkiye Cumhuriyeti’nde AKP’den önce faaliyette bulunan, iktidar olan bütün siyasi partilerin döneminde yayın yapmıştır. Bu siyasi partilerin birçoğu bugün yoktur ama Cumhuriyet gazetesi vardır. Gazetemizin yayımlanamaz hale gelmesi, kapatılması için iktidar kaynaklı hukuksuz ve yasa tanımaz her türlü girişim ve baskıya karşı koyacağımız kuşkusuzdur. Biz gücümüzü demokrasiden, basın özgürlüğünden, okurlarımızın ve demokrasi yandaşlarının destek ve dayanışmasından alıyoruz.
Cumhuriyet gazetesi, iktidar partisi AKP’nin kongresine alınmadı. Bu olay göstermiştir ki, siyasi partileri, demokratik bir toplumda anayasal ve yasal bir kurum değil de, babalarının malı, çiftliği olarak gören zihniyet sahipleri artık anayasa ve yasaları da açıkça çiğniyor. Anayasanın 69. maddesine göre, siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi esaslarına aykırı olamaz. Siyasi Partiler Yasası’nın 93. maddesine göre de, siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri (...) demokrasi esaslarına aykırı olamaz. Yani, bir siyasi partinin yönetimi, istediği her şeyi, her aklına geleni, dilediğini yapamaz. Her kararı ve eylemi demokrasiye uygun olmalıdır. AKP yönetimince, muhalif görülen gazetelerin parti kongresine alınmamasının demokrasi esaslarına uygun olduğunu söyleyecek demokrasi anlayışına sahip olanlar var mıdır, bilemiyoruz. Sadece şunu biliyoruz ki, anayasaya ve kanunlara tabi olmayan, bu düzenlemeleri hiçe sayan bir kuruluş, anayasal bir kuruluş olamaz.
İşte iktidar sahiplerinin basın özgürlüğü anlayışı...
İşte demokrasi anlayışları...
Cumhuriyet
Yorum Gönder