Balkanlar’da Türk katliamı - Rıza Zelyut
Tam yüz yıl önce Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarında korkunç bir Türk katliamı başlatılmıştı. Yeni bir Haçlı Seferi olarak ilan edilen bu savaşta öncülüğü Bulgarlar çekiyordu. Yanlarında Sırplar ile Rumlar (Yunanistan) vardı. Bu üç devletin askerlerinden önce çeteleri; Balkanlardaki Müslüman Türkleri acımasızca öldürmeye başladılar. İttihat ve Terakki’den iktidarı subayların tehdidiyle devralan padişahçı Ahmet Muhtar Paşa hükümeti olacaklardan habersizdi. Üç devlet; Balkanlar’ı paylaşmak için anlaşma imzalarken; Osmanlı hükümetinin Dışişleri Bakanı; “Bu devletlerle ilişkimiz eskisinden on kat daha iyidir.” diyebiliyordu.
8 Ekim 1912’de ilan edilen savaşa hazırlıksız yakalanan ve kötü yönetilen Osmanlı ordusu peş peşe yenilgiler aldı; Bulgarlar Çatalca önlerine kadar geldiler.
Ve Osmanlı Devleti Balkanlar’da bitirildi.
NTV TARİH DERGİSİİşte bu yüzyıl önceki faciaları NTV Tarih dergisi son Ekim sayısında işliyor. Balkan Savaşları’nı ana başlıklar olarak şöyle vermişler:
*Osmanlı’nın Tükenişi/ *Askeri Hezimet/ *Rumeli’den Büyük Göç/ *Müslüman-Türk Katliamı.
Dergi’nin ilginç fotoğraflarla desteklediği bu bölümlerde; yürek burkan sahnelere rastlıyorsunuz. Üç koldan yürütülen bir etnik temizlik harekatının (soykırım) yüz binlerce kurbanını bugün bilen var mı?
1915 baharında yapılan Ermeni sürgününü elbette ki onaylamıyoruz ama; bu sürgünden çok daha trajik; çok daha planlı Balkan Türkleri soykırımı neden hatırlanmıyor?
Hatırlanmaz çünkü; ortalama Avrupalı’nın gözünde Türk’ün ve Müslümanların katledilmeleri, hatta yok edilmeleri doğaldır; buna destek bile olunmalıdır.
Türkiye’de aydın geçinenler de tıpkı Haçlı Avrupasının zihniyetiyle Türk düşmanı gibi düşünür; davranır.
NTV Tarih; bize; bu büyük soykırımı hatırlatarak çok önemli bir görev yapıyor.
PİERRE LOTİ’NİN TANIKLIĞINTV Tarih Dergisi’nin bu konu ile ilgili bölümünde; bu savaşların Batı dünyasına yansımasıyla ilgili kitaplardan da söz ediliyor. Örneğin Fransız öğretmen Henry Nivet, Balkan savaşlarını bir kırım olarak görüyor ve Haçlı Seferi olarak anlatıyor. İngiliz Gazeteci H. F. Baldwin’in bu vahşetin fotoğraflarını ve izlenimlerini kitaplaştırdığını öğreniyoruz. Mutlaka bunlar Türkçe’ye çevrilmeli idi. Peki neden yok? Türk Tarih Kurumu şu Osmanlı övgücülüğünü ne zaman bırakıp da tarihimizin bu trajik yüzüyle de tanışacak?
Dergide yer almıyor ama çok önemli başka bir kaynak daha var. O da ünlü Fransız yazar Pierre Loti. Pierre Loti; Balkan Savaşları’nda Türklere karşı yürütülen katliamı tam bir tarafsızlıkla ortaya koymuştur. Tanıklık ettiği bu dönemde yürütülen katliamın Fransa’ya tam tersinden; sanki Türkler katliam yapıyormuş gibi aktarılması karşısında bu büyük yazar feryat ediyor. Cahillerin değil de aydın kesimin bile Türklere hakaret etmesini şöyle eleştiriyor:
“Mağlupların ızdırap ve acıları, ovaları kaplayan yüz binlerce ölü de mi onlara birazcık olsun saygı emretmiyor? Hadımköy faciası karşısında alay etmeye, pis ve aşağılık karikatürler yapmaya nasıl cüret ediliyor? Bazı ressam bozuntuları Halife’yi hatta Peygamber’i gülünç durumda gösteren resimler çiziyorlarÖ.”
VE BİR MEKTUPYüz binlerce Türk’ün ölümünden söz eden Pierre Loti; Makedonya’da on yıl kadar kalmış bir Fransız diplomatın kendisine yolladığı bir mektubu da yayımlıyor. Bakın o mektupta neler yazılmış:
“Türkler katliam ediyorlar!” Bugün bunun tam aksine “Türkler katliam ediliyorlar!” diye bağıralım. Evet, Türkler katliam ediliyorlar. Yaralıların vücutları alçakça kesiliyor, karılarına tecavüz ediliyor, mahalleleri yakılıp yağma ediliyor. Kim tarafından? Makedonya’da on yıldan beri öldürme sanatını yürüten vahşi asker çeteleri tarafından.. Ve bu cinayetler hangi prensipler uğruna işleniyor? Medeniyet, adalet ve hürriyet uğruna! Ve ağzı bu yüce kelimelerle dolu olan bütün Avrupa, hep birlikte bu kadar kötülüklerin yapıcılarını sevinçle alkışlıyor. Ne acı şey; ne utanılacak durum.”
İşte Balkan Savaşları denilen Türkleri kırıp yok etme operasyonunun sadece bir yanı...
1876’da Kafkasya’da başlayan ve 1913 yılının ortalarına kadar süren bir kırım, yok etme çılgınlığı... Bu süreçte sivil Türklerden öldürülenlerin sayısının bir buçuk milyonu geçtiği biliniyor. Bu Türk katliamını yürütenlerin hangi yalanlara sarılarak kamuoylarını kandırdıklarını Pierre Loti’nin kitabı çok güzel açıklıyor.
Öldürdükleri Türkleri derelere doldurarak üstünden karşıya geçen vahşi katillerin yaptıklarına tek söz eden var mı bugün? Türkleri yakalayıp törenle öldürürken resimlerini çektiren ve bunu dünyaya dağıtan Bulgarlar’a, Sırplara; Yunanlılara hiç “Soykırım” suçlaması yapan var mı?
Balkanlardan evini barkını bırakarak İstanbul’a kaçan 600 bin Müslüman’ın sefil durumu ile Anadolu’dan Suriye’ye sürülen Ermenilerin durumu arasındaki benzerlik ortada iken neden Türklere yapılan zulüm hiç hatırlanmıyor?
Buradan; biraz aydın namusu olan herkesi bu büyük katliamı hatırlamaya davet ediyorum.
Mazlum Türk milletinin haklarını Batı dünyasına karşı namuslu ve yiğit biçimde savunan Pierre Loti’nin aziz hatırası önünde de saygıyla eğiliyorum.
NTV Tarih; Pierre Loti’yi tanıtan yine fotoğraflı bir sayı yaparsa inanıyorum ki çok ilgi görecektir.
Yorum Gönder