28 Şubat tutukluları ne diyor? - Saygı Öztürk
Ankara, dün “28 Şubat”ı konuşuyordu. Eski Başbakan Tansu Çiller, Özel yetkili C.Savcısı Mustafa Bilgili’ye ifade verirken, aynı saatlerde yazarlarda TBMM’de oluşturulan 28 Şubat’ı Araştırma Komisyonunda soruları cevaplandırıyorlardı. 28 Şubat soruşturması ve araştırması her yönüyle hızlanmış gibi gözüküyor. Hafta sonuna kadar 14 yazar, 6 gazete sahibi dinlenecek.
Erbakan’ın istifa dilekçesi
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan Prof.Dr. Kemal Gürüz dışında, 64 emekli ya da muvazzaf asker tutuklu. Demir parmaklıkları aşıp bize gelen mektuplarda, nasıl bir haksızlıkla karşı karşıya olduklarını öne sürüyorlar. Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) irtica ile mücadeleye yönelik 18 maddelik tavsiye kararları 28 Şubat 1997 tarihinde Anayasal bir kurum olan MGK’da görüşülüp karara bağlandı.
Kararlar, Bakanlar Kurulunda görüşüldü, etkin bir biçimde uygulanması için Başbakan Necmettin Erbakan, 13 Mart 1997’de bakanlıklara “uygulama talimatı” gönderdi. İçişleri Bakanı Meral Akşener valiliklere, Adalet Bakanı Şevket Kazan C.Başsavcılıklarına genelgeler gönderdi.
Başbakanın, genelgesi çerçevesinde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in 4 Nisan 1997 tarihli yazısıyla Batı Çalışma Grubu oluşturuldu. İddia edildiği gibi hükümetin istifası cebir ve şiddetten değil. Başbakan Erbakan hükümetin istifa dilekçesinde “Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi arasındaki koalisyon protokolüne uygun olarak, Başbakanlığın Doğru Yol Partisine geçebilmesi için yapmış olduğumuz taahhüde ve iki parti arasındaki mutabakata uymak üzere Başbakanlıktan istifa ediyorum” diye yazıyordu.
MGK hakkında soruşturma var mı?
Batı Çalışma Grubu 28 Şubat MGK kararlarının alınmasından ve bunun uygulamasına ilişkin Başbakanlık genelgesinden sonra kurulduğu sanıklar tarafından öne sürüldüğüne göre yöneltecekleri soruları da okuyalım:
- 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararları hakkında başlamış bir soruşturma olmadığına göre, Batı Çalışma Grubu hakkında yapılan adli soruşturmanın hukuki dayanağı nasıl açıklanabilir?
- Batı Çalışma Grubu faaliyetlerinin hükümeti cebren (silahla) ortadan kaldırmak veya cebren görevini, yakmaktan men etmek olarak nitelendirilmesi somut kanıtlar ortaya konulmadan nasıl mümkün olabilmektedir? .
- Batı Çalışma Grubunun faaliyeti karargah içi çalışma olabilir.Bu faaliyet esas itibariyle bir istihbarat çalışmasıdır. Nasıl oluyor da darbe suçundan soruşturma yapılabiliyor?
- Batı Çalışma Grubu kurulması için emir verenlerin ve kuranların ceza hukukuna göre varsa sorumluluğu ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken emir alan tüm askeri personelin aynı potaya konularak emir verenlerle aynı suç vasfıyla suçlanması hukuk normları ile nasıl açıklanabilir?
Aleyhimize kamuoyu oluşturmak için
- Batı Çalışma Grubu kapsamında emir verenlerle emir altında olan ayrımı yapılmaksızın herkesi toptan tutuklanması da haksızlıktır. Ayrıca 28 Şubat 1997 tarihinden bu güne kadar 15 yıldan fazla bir zaman geçtiğine, bu arada kimse kaçmadığına, delilleri karartmaya yönelik bir eylemi bulunmadığına, adli kontrol tedbirlerinin uygulanabilirliğine, tutuksuz yargılama esas olduğuna göre çoğunluğu yetmiş yaşın üzerinde kalıcı mahiyette hastalığı olan insanların tutuksuz yargılanmaları yapılabilecekken herhalde, ayrımsız tutuklama yapılması yasaya, adalete ne derece uygundur ?
- Yasa, mahkeme kararlarında tutuklama nedenlerinin her koşul için somut olgularla gösterilmesini zorunlu kılmıştır. Oysa yeni görevlendirilen Özgürlük Hakimlerince de, önceden olduğu gibi toptancı bir tutumla tüm şüpheliler aynı pota içinde değerlendirilmesi ve tahliye istemlerinin klişe kararlarla reddedilmesi uygun mudur?
- 28 Şubat’ta Devletin kurumları karar almış ve uygulanmıştır. Somut olayda devletin tamamı yer almışken Milli Güvenlik Kurulu kararları hakkında neden hiçbir soruşturma açılmamıştır?
- TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu 28 Şubat’ı da araştırmaktadır. Komisyon kamuoyu yaratmaya çalışarak kanıt üretmeye çabalamaktadır. Yargıya intikal etmiş bir konuda TBMM'nin araştırma ve inceleme yapması, tanık dinlemesi, belge toplamaya çalışması Anayasanın 138. maddesinin üçüncü-fıkrasına açıkça aykırı değil mi?
- Soruşturmada dikkat çeken bir diğer hususta; hep sözde mağdur olduklarını iddia eden tanık beyanlarının esas alınmasıdır. Yani şüphelilerin aleyhine olabilecek deliller toplanırken şüpheliler lehine olabilecek tanıklara ve somut hadise neden göz ardı ediliyor?
Sincan F tipi cezaevinde bulunan “28 Şubat Soruşturması” kapsamında tutuklu olan kimisi Kuzey Irak kahramanı, kimisi Kıbrıs kahramanı olan komutanların yanı sıra bilim adamı Prof.Dr. Kemal Gürüz de niçin orada olduğunu hala anlayamadılar…
Yorum Gönder