-Almanya’da ortağı olduğunuz Kanal 7 Int’te yayınlanan programda Türkiye’de Deniz Feneri Derneği’ne ait görüntüleri yayınlanmamasının amacı nedir?
diye soruyor savcılardan biri.
-Bilmiyorum.
diye yanıtlıyor. Süttençıkmışakkaşık bey.
-Ortağı ve yöneticisi olduğunuz Kanal 7′ye ait Deniz Feneri isimli programın Alman Kanal 7 Int’te yayınlanmasının sebebi nedir?
-Bilmiyorum.
-Bu yayınların yapılması kimin düşüncesidir?
-Bilmiyorum.
Deniz Feneri isimli programın Kanal 7 Int’te yayınlanırken üzerinde Deniz Feneri e.V.’nin hesap numarasıyla yayınlanmasının sebebi nedir?
-Bilmiyorum.
-Almanya’daki derneğe yapılan bağışlardan “Almanya’daki dernekle bağımızyok” diyen Türkiye Deniz Feneri Derneği’ne 1 milyon 144 bin euro aktarıldı mı?
-Bilmiyorum.
-Derneğin adı niye Deniz Feneri?
-Bilmiyorum. Sanırım Deniz Gezmiş’in ruhu şad olsun diye!
Anlamsızca birbirlerine bakıyor iki meraklı güvercin.
-Çay içer misiniz?
diye soruyor şık giyimli piknik tipe, soracak başka şeyi kalmamış savcı.
-Bilmiyorum.
yanıtını yineliyor piknik tip. Savcı öbür savcıya bakar. Öbür savcı;
-Salalım bu adamı, hiçbir şey bilmiyor.
der. Şaşkınlıkla bakışır iki meraklı güvercin.
Her iki savcının da elini sıkar, çıkar odadan Süttençıkmışakkaşık bey. Atlar arabasına başkent kalabalığında yitip gider.
İki meraklı güvercin uçarlar gökyüzüne, batıya çevirirler gagaları, hızla kanat çırpmaya başlarlar; istikâmet Marmara, rotaları Silivri! Ergenekon Çıkmaz Sokağı’na ulaşınca pike yapıp inerler aşşağı. Polislerin başının üstünden uçarak girerler duruşma salonuna, tavana yakın bir yere konarlar. Kuşbakışı incelerler durumu.
Mustafa Balbay soruyor yargıca:
-Ben 1000 gündür niye tutukluyum?
-Bilmiyorum!
diyor yargıç. Güvercinlerden biri sıçıyor savcının önündeki dosyaya.
-Bu güvercinler, nereden, nasıl girdiler duruşma salonuna?
diyor savcı.
-Bilmiyorum! Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.
diyor Balbay.
Ferhan Şensoy/AYDINLIK
Yorum Gönder