Güzel ülkemiz gittikçe daha büyük tuhaflıklara sahne oluyor. Örneğin KCK operasyonları…
Son operasyonu bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şu sözlerle başlattı: “Asrın Hukuk Bürosu diye bir yer var. İmralı’nın avukatları bu büroya bağlı. Sürekli avukat değiştiriyorlar. İmralı’ya tek avukat gitmiyor. İmralı’ya giden avukatlar bir şekilde Kandil ile İmralı arasında kontak kuruyor.”
Bu sözleri duyan biri Erdoğan’ın İmralı – Kandil bağından rahatsız olduğunu sanır!
AVUKATLAR KADAR MİT DE KURYE
47 avukatın gözaltı kararı durumu daha da ilginç kılıyor. Avukatlar, Öcalan’ın talimatlarını örgüte iletmek suçlamasıyla gözaltına alınmışlar!
İnsan soramadan edemiyor. AKP avukatların Öcalan’ın talimatlarını Kandil’e ilettiğini yeni mi keşfetmiş? Elbette hayır.
Sadece şu iki örnek bile meselenin başka olduğunu anlamamıza yeterli:
1.) 28 Eylül ve 1 Kasım 2010 tarihlerinde Abdullah Öcalan’la avukatı olarak görüşen Aysel Tuğluk, görüşmenin ayrıntılarını hem PKK ile hem de AKP ile paylaşmadı mı?
2.) Bırakın avukatları, bizzat MİT Müsteşarlığı’nın Öcalan’ın talimatlarını Kandil’e taşıdığı, kuryelik yaptığı ortaya çıkmadı mı Oslo’da?
Peki, o zaman mesele nedir?
AKP ve PKK ANLAŞTI
Ortada duran en büyük gerçek, AKP ve PKK’nin nesnel olarak aynı cephede yer aldığıdır. Nitekim MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Erdoğan ile Öcalan’ın yüzde 95 örtüştüğü, anlaştığını açıklamıştı Oslo’da. Yani müzakere sürece artık tamamlanmıştı…
Taraf’ın önceki gün ortaya attığı iddia önemli. Yıldıray Oğur, AKP ile PKK’nin anlaştığını, barış görüşmelerinde sona geldiklerini, sadece PKK’nin “anlaşmayı Öcalan açıklamalı” isteğinin masada pürüz olarak kaldığını yazdı.
ANAYASA PAZARLIĞI
Hem PKK’yi hem de Öcalan’ın açıklamalarını iyi takip eden Cevdet Aşkın’ın şu yorumu da önemli: “Barzani ve Talabani’nin çözüm için devrede olduğu bir dönemde Ankara, bir yandan örgütün üzerinde son hava harekatlarında olduğu gibi askeri baskıyı devam ettirerek, bir yandan da kitle tabanını hareketsizleştirmeye çalışarak anayasa müzakereleri öncesinde pozisyonunu iyice sertleştiriyor”
Nitekim DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk da, operasyonların hız kazandığı bu ayın başında AKP’nin tavrını şöyle özetlemişti: “Operasyonlar pazarlık gücünü artırmaya yönelik.”
TÜRKİYE HİMAYESİNDE KÜRDİSTAN
Oyun büyük, AKP’nin niyetleri Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecek cinsten… Cengiz Çandar, bir bölümü Turgut Özal’dan Tayyip Erdoğan’a miras kalan bu ABD planını şöyle açıkladı dün:
“Türkiye, gerek Irak Kürdistanı ve gerekse Suriye ile rejim yıkıldıktan sonra ‘ekonomik entegrasyonu’ hedef almaya devam ediyor. Bu, Türkiye ile Irak ve Türkiye ile Suriye arasında Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra çizilen ve beşeri anlamda öncelikle Kürtleri bölmüş olan sınırları harita üzerinde fiktif sınırlar olarak bırakmak demektir.”
Çandar’a göre asıl mesele, Suriye’de rejim yıkıldıktan ve Kürt coğrafyasında sınırlar ortadan kalktıktan sonra, yeni coğrafyada nasıl bir “idari yansıma” olacağıdır.
Yeni Anayasa, işte o federatif yapının da hazırlığı demektir!
Mehmet Ali Güller/AYDINLIK
Yorum Gönder