Mustafa’nın 1000 Günü - Güray Öz

“Mesela, diyor, şu son 1000 günle başla işe. Mustafa’nın son 1000 gününe bakarak başla.” “O 1000 gün yalnızca neyi, nasıl anlamak gerektiğini hatırlatsın sana. Geçmişin isyanlarını

Mustafa’nın 1000 Günü - Güray Öz
Yaşadığımız günlerde artan tarih merakı pek güzel, verimli bir alışkanlığa yol açacak diye sevinç içindeyim. Artık hep geçmişimize, geçmişlere bakacak ve gelecekle ilgili sağlam, hatasız, kulsuz adımlar atacağız. Ama kısa sürüyor sevincim.
İçimin derin kuyusundan çıkıp gelen şom ağızlı biri “Geçmişe bak bakmasına da, yaşadığımız günlerden yola çıkarak git geriye doğru, kerterizin bugünün kısa tarihi olsun” diyor.
“Dağların ardında, uzaklarda kalmış, hükümeti istemeyen Dersim’i, Dersim’e kendini göstermeye giden devletin zulmünü anlamak istiyorsan, bugünlerin zulmünden yola çık, daha iyi anlarsın” diyor içimdeki yola, hizaya gelmez muhalif.
“Mesela, diyor, şu son 1000 günle başla işe. Mustafa’nın son 1000 gününe bakarak başla.”
“O 1000 gün yalnızca neyi, nasıl anlamak gerektiğini hatırlatsın sana. Geçmişin isyanlarını bastıran devleti teşrih masasına yatırmak istiyorsan, bugünden yola çıkmaktan başka çaren yoktur senin.
Yok bugünkü zulüm haklıdır, devletin kendini korumasıdır, hakkıdır diyorsan, benim de bir diyeceğim yok sana.
O zaman bırak Mustafa’lar içeride kalsın.”
***
Mustafa içeride kalmasın artık.
Ahmet, Nedim, Soner, Barış, öteki gazeteciler, delilsiz, kanıtsız içeride yatan, haksızlığa, yolsuzluğa isyan eden herkes çıksın dışarı.
Çıksınlar da şöyle gönül rahatlığıyla, tarihi gözden geçirmek aşkıyla birlikte bakabilelim uzak yakın tarihimize. Üstelik tarihe bakmakla bugünün tarihini tersten yazmak isteyenler arasındaki ters orantılı ilişkiyi de açık net bir şekilde görürüz belki o zaman.
Mustafa’lardan başlayarak, geriye doğru gideriz. 12 Eylül’ü, Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, 12 Mart zulümlerini, “Bu anayasa bize çok geniş” deyip özgürlüklerin üzerine şal örtenleri, gencecik delikanlıları asanları, işkencede öldürülenleri, öteki Mustafa’yı, Hayrullahoğlu’nu bir bir çıkartırız tarihin sayfalarından.
Ve kuşkusuz oralarda takılıp kalmaz, daha gerilere gideriz. Selanik’te Atatürk’ün evini bombalayıp 6-7 Eylül düzeni kuranlar var, Kore’ye Mehmetçik gönderenler var, Sabahattin Ali’yi öldüren, Nâzım’ı 13 yıl zindanda yatıranlar var.
***
Devrimleri de, karşıdevrimleri bir bir alırız ele.
Devrimlerin de haksızlıkları vardır. İnsan bir selin önünde yıkılıp gidiverir. Büyük sayılar hesabı insanı dikkate almadan yolunu çizen devrimin eylemini kuşkuyla karşılar, Romanoflar’ı çoluk çocuk katleden devrime kızar, devrimin kendi evlatlarını bir bir yediği Fransız ihtilalinin açtığı çağı aşma derdiyle tutuşuruz. “Bizden uzak dur ey devlet” diyen Dersim’e devrimi zordan başka bir yolla götürmeyi beceremeyen, tedipten, tenkilden, tehcirden başka yol bulamayan devleti soruştururuz tarihin içinden.
***
Gerçeği görmek, tarihi anlamak istiyor musunuz?
Yaşadığınız günlerden başlayın işe.
Bugün ardı arkası gelmeyen tutuklamalara bakın, dağlardaki silah seslerine bakın, ülkeyi adım adım tuhaf bir çatışmanın ve belki bir savaşın içine sürükleyenlere bakın, “Dün Irak’ta kaybettik, bugün Suriye’de kazanalım” diyen, sonra sureti haktan görünüp zaman tünelinde kendilerine madalya arayanlara bakın.
Yaşadığımız günlerden başlayın tarihi anlamaya.
Bugün Mustafa’nın 1000’inci günü.
Oradan başlayın.

Güray Öz/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget