İçimize Bakış! - Cüneyt Arcayürek

Kraliçe Elizabeth’in, Çankaya’daki AKP’linin eşi Hayrünnisa Hanım’ın, “15 santimetre platform topuklu ayakkabılarına ‘endişeli bir bakış’ attığını” yazıyor

İçimize Bakış! - Cüneyt Arcayürek
Bir zamanlar medya; Türkiye’de haberleriyle, eleştirel yorumlarıyla Başbakan’ları, parti liderlerini peşine takardı.
Son yıllarda ise bağımsız, özgür
gazetecilik yaptığı sanısıyla medya, bir liderin peşi sıra koşuyor.
Dersim olayı medya-iktidar ilişkilerinin gerçek yüzünü bir kez daha aydınlattı.
Medya, RTE’nin peşine takıldı.
Yüreği sıkan tek biri; yazarı, yorumcusu, tartışmayı körüklediği ilk gün Başbakan’a, “Ülkenin onca sorunu çözüm beklerken Dersim konusunu gündemde ilk sıraya oturtmaktaki amacınız nedir?” diye sormadı, soramadı.
Ya da; “Dersim olayları elbette gün ışığına çıkarılmalı, ama şayet bu konuyu CHP’yi, devrim önderlerini, başta Mustafa Kemal’i, Cumhuriyeti karalamak için ortaya atmadı iseniz; arşivleri açmaktan neden kaçınıyorsunuz?” diye de sormadı, soramadı.
Melih Aşık dün, Kanal D’de yayımlanan “Genç Bakış” programına (24.12.2008) katılan Kılıçdaroğlu’nun Dersim olayları ile ilgili “özür dileyecek misiniz” sorusuna verdiği yanıtı yayımladı. Kılıçdaroğlu diyor ki: “1938’de bir acı olay yaşanmıştır. O coğrafyada isyan olmasın diye özel bir yasa çıkarılmıştır. Dersimliler vergi ödemesin diye. Yine okullaşma başlatılmıştır. Ama sonuçta o coğrafyada bir isyan çıkmış ve isyan bastırılmıştır. Dolayısıyla özür dilemek veya özür dilememek gibi değil, o günün koşullarında olan bir olaydır. Cumhuriyet tarihinin çok karanlık ve derin bir olayı olarak da algılamamak gerekir diye düşünüyorum.”
Merakım şu: Bu açık seçik değerlendirmeden sonra; Dersim olaylarıyla ilgili ne düşündüğünü ve özür dilemesi gerektiğini acaba medyamız yazıp soracak mı Kılıçdaroğlu’na?
***
Medyatik gücüyle “lideri” peşine takacak, çok taraflı araştırılmasına önayak olacak, inisiyatif almaktan da yoksun medyamız!
Dersim olaylarının sonuçlarının başlangıcını Kürt isyanına bağlayan iki konuşmacı ile “hayır, isyan değildir, katliamdır” diyen iki konuşmacıyı ekrana çıkararak mesleğin gereklerini yerine getirdiklerini sanıyor.
Çoğu yayında konuklarının söylediklerini dinlerken elini çenesine dayayıp, düşünen adam izlenimi veren Cüneyt Özdemir’in CNN Türk’te haftanın beş günü yapımcılığını sunuculuğunu üstlendiği 5N 1K (Ne, Ne zaman, Nerede, Nasıl, Neden, Kim) adlı programa bir göz atın.
Programın adına uygun tartışmalar yaşanıyor: Ne: Toplumsal olaylar. Ne zaman: 1938. Nerede: Dersim’de. Nasıl: Silahla. Neden: İsyan veya katliam. Kim: Aşiretler ve devlet!  
Sorgulayıcı gazetecilik diye işin kolaycı yönüne kaçarak, araştırmacı gazeteciliği bir yana bırakarak; 5N 1K’nin adına layık bir dizi özel bilgi belge bulup çıkarmak diye bir dert yok!
***
Değişim rüzgârlarından medyamızın da etkilendiğini geçenlerde Nazlı Ilıcak açıklayınca öğrendik. Birlikte katıldıkları bir programda, Altan Öymen; cümlelerini daha bitirmeden yarıda kesen Nazlı Ilıcak’ı, “konuşmamı kesme, durmadan müdahale etme” diye uyardı.“Yeni tartışma usulü bu” diye yanıtladı uyarıyı Nazlı Ilıcak!
Nagehan Alçı ile Ilıcak kendilerine aykırı düşen konuşmaları sürekli müdahalelerle izleyenlerin anlamasını engelleme görevini böylesi aykırı davranışlarla yerine getiriyorlar.
Medyamızın ünlüleri, Batı medyasının çoğu zaman övdükleri olayları yansıtış biçimine, kimi zaman ters düşüyorlar.
İngiliz Daily Mail gazetesi; konuklarını karşılayan Kraliçe Elizabeth’in, Çankaya’daki AKP’linin eşi Hayrünnisa Hanım’ın, “15 santimetre platform topuklu ayakkabılarına ‘endişeli bir bakış’ attığını” yazıyor.
İngiliz böyle ama Ertuğrul Özkök; Londra fotoğraflarına baktıktan sonra şöyle yazıyor: “Hayrünnisa Hanım’ın özellikle elbisesini ve ayakkabılarını çok beğendim!”
Hâlâ Batı medyası ile medyamızın farklı olmadığını düşünüyor musunuz?

Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget