Türkiye Suriye’ye neredeyse savaş ilanı noktasında!
Bahçeli’den tık yok!
Rusya Devlet Başkanı Medvedev Füze Kalkanı bağlamında, “Türkiye bize düşmanlık yapıyor” diye çığlık atıp peşi sıra tehdit savuruyor!
Devlet Bey yine suskun!
İran Hava Kuvvetleri Komutanı Hacızade İsrail bize saldırırsa ilk hedefimiz Malatya’daki NATO radar üssü olur diyor!
Bahçeli Türkiye’ye musallat edilen Füze Kalkanı belası için yine oralı değil!
Tayyip Erdoğan Dersim bahanesiyle Alevi kardeşlerimizi ajite edip toplumu ayrıştırıyor!
Devlet Bey’den ses seda yok!
AKP bu sefer Talabani’yi elçi yapıp PKK ile dolaylı müzakere yapıyor!
Bahçeli tınmıyor!
Van’daki deprem sonrasında facialar yaşanıyor!
Devlet Bey değil bir kere oraya gitmek, konu ile alakalı bir basın toplantısı bile düzenlemiyor!
Dolar ve faiz fırlarken cari açık SOS veriyor!
Bahçeli evinde ve partideki odasında televizyonlardaki sabah programları ile dizi filmler izliyor!
Yeni Anayasanın hedefinin federasyon ve ayrışma olduğu netleşti!
Devlet Bey’in derdi sadece postunu muhafaza etmek!
Evet, saydığım bu başlıklar son birkaç günün Türkiye gündemidir ve bu konularla alakalı olarak Devlet Bahçeli’nin Salı günleri yapılan mutat Meclis gurup toplantısının dışında -ki orada yapılan da konuşma değil, başkalarının yazdığı metni okumadır- tek bir açıklaması olmamıştır.
Öyle ise soralım bu Devlet Bahçeli’nin siyasette ve MHP gibi bir partinin genel başkanlığında ne işi var?
Türkiye neredeyse ayrışıyor ve savaşın eşiğinde ama MHP gibi bir partinin önderi bu konularda suskunluğa gömülüyor!
Soruyorum aylardır bir kez olsun Sayın Bahçeli’yi televizyonlarda gören oldu mu?
Sakın çağırmıyorlar zannetmeyin, yakından biliyorum bütün kanalların Devlet Bey’e en az beşer defa açık talepleri var!
Hal bu iken Bahçeli ısrarla televizyonlardan kaçıyor ise bunun iyi okunup değerlendirilmesi gerekiyor!
Devlet Bey’in ekranlardan kaçması iki şekilde izah edilebilir ki birincisi dağarcığına güvenmemesi, ikincisi de meçhul merkezlerden ekrana çıkmamasının kendisinden talep edilmesidir!
Bu iki hal de takdir edileceği üzere hiçbir şekilde kabul edilemez ya da böyle biri MHP’nin başında kalamaz!
MHP ve ülkücü hareketi bütünlüğümüzün sigortası olarak gören bu satırların yazarına göre Bahçeli’nin mevcut görüntüsü ülkücü hareketi misyonundan uzaklaştırıp nihayetinde tasfiye etmek istemesi şeklindedir.
Bahçeli denince benim aklıma, seçime bir buçuk yıl varken erken seçim kararını alıp MHP’yi baraja gömüp AKP’yi iktidara taşıması ve Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapması geliyor! Haksız mıyım?
Ankara’nın ki kumar değil, harakiri!
Rusya ile İran feveran ediyor ve Füze kalkanının kendi güvenliklerini hedef aldığını söylüyor!
Hem Medvedev hem de Hacızade güvenliğimiz için ilk hedefimiz Kürecik’teki radar üssü dediler!
Aynı şekilde Suriye, füzelerinin hedef yönünü Türkiye’ye çevirmiş durumda!
Tam bu noktada soralım etrafımızı kuşatan komşularımız ne oldu da bu hale geldi ya da getirildi? Öyle ya hem Rusya, hem İran hem de Suriye bir kaç ay öncesine kadar bizim yakın dostlarımız değil miydi?
Sıfır sorunlu dış politika böyle mi olur?
Merak ediyorum Türkiye neyin karşılığında en önemli ticaret ve enerji partnerlerini bu şekilde karşısına alıyor? Sevgili Selim Kotil Ankara’nın yaptığı kumar oynamak değil, alenen harakiri olduğunu söylüyor ki, vallahi doğru!
Başbakan kanser mi?
Önce Sayın Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve acil şifalar diliyoruz!
Gelelim yapılan ameliyat ya da operasyonun niçin olduğuna?
Dileriz önemli bir şey yoktur ki yapılan açıklamalar o yönde!
Ancak Tayyip Bey gibi önemli bir isim apansız ameliyat oluyorsa spekülasyona dayalı sorular ardı ardına gelir ki bu aslında her ülkede olur yani bu durum eşyanın tabiatı gereğidir!
Peki, soru ya da kuşku ne midir?
Deneyimli operatörlere göre 45-60 yaş arasında böylesi acil vak’a ve müdahaleler insanın aklına hemen tümörü getiriyor!
Dileriz değildir ancak Başbakanlık kamuoyunu resmi raporları da yayınlayarak zerre kuşku bırakmayacak şekilde hadiseyi aydınlatmalıdır!
Tayyip Bey’in Alevi Bakanı
Dersim’e ağıt yakan Başbakan Erdoğan’a soralım:
Eğer akıttığın o gözyaşları timsah gözyaşları değil, eğer ettiğin o sözler gerçekten samimi ise neden bugüne kadar kurduğun hükümetlerde bir tane olsun alevi kökenli bir isme yer vermedin yani bakan yapmadın?
Öyle ya, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
Dersim’den özür dilemek sözle olmaz, önce Dersimliler’den bir ismi kabinene al da görelim!
Bak Alevilere soykırım yaptı dediğin CHP Dersim’li bir ismi yani Kemal Kılıçdaroğlu’nu hem de oy birliği ile genel başkan yaptı!
Bırak bakan yapmayı bana AKP’nin Başkanlık Divanı’nda bir tane olsun Alevi ismi gösterebilir misin?
Onu da geçtim, bir tane olsun alevi müsteşar, vali ya da genel müdür var mı?
Yok, yok, yok!
Bu yoklardan sonra o özür ancak istismar olabilir!
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder